Mesajı Okuyun
Old 12-01-2017, 10:22   #4
Avukat İlkay Uyar Kaba

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY -

İş sözleşmesinin önel verilerek feshi halinde, dava açma süresi önelin sona ereceği tarihte değil, işverenin fesih bildirimini tebliğ ettiği tarihten başlar.

9.Hukuk Dairesi Esas: 2016/34498 Karar: 2016/20601 Karar Tarihi: 22.11.2016

İŞE İADE DAVASI - DAVACININ DAVALILAR ARASINDA MUVAZAA İDDİASINDA BULUNARAK ASIL İŞVEREN BELEDİYE İŞYERİNE İŞE İADESİNE KARAR VERİLMESİNİ TALEP ETTİĞİ - MUVAZAA İDDİASI İLE İLGİLİ ARAŞTIRMA YAPILMASI İÇİN KARARIN BOZULMASI GEREĞİ

ÖZET: Davacı, davalılar arasında muvazaa iddiasında bulunarak asıl işveren Belediye işyerine işe iadesine karar verilmesini talep ettiğinden, davacının bu iddiası üzerinde durularak delilleri toplanarak sonuca gidilmesi gerekir. Muvazaa iddiası ile ilgili araştırma yapılması için kararın bozulması gerekmiştir.


(4857 S. K. m. 17, 18, 19, 20, 109)

Dava ve Karar: Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.

Yerel mahkemece, davanın usülden reddine karar verilmiştir.

Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

A) Davacı İsteminin Özeti:

Davacı vekili, davacının davalı Belediye Başkanlığı işyerinde uzun yıllardır çalıştığını, sigortasının diğer davalı işveren tarafından yatırıldığını, davacının .... Belediyesi işçisi olarak çalıştığını, davacının emir ve talimatları .... Belediyesi'nden aldığını, davalı iki işveren arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğunu belirterek, feshin geçersizliğine, davacının işine iadesini, boşta geçen süre ve işe başlatmama tazminatına hükmedilmesini, her iki davalının alacaklardan birlikte sorumlu olması gerektiğine karar verilmesini talep etmiştir.

B) Davalı Cevabının Özeti:

Davalı Tomurcuk İnşaat vekili davacının işe iade davasını süresinde açmadığını, esasa ilişkin nedenler incelenmeksizin davanın usulden reddi gerektiğini savunmuş, davalı ... Belediye vekili ise; davanın yasal süresi içerisinde açılmadığını, husumet itirazında bulunduklarını beyan etmiştir.

C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:

Mahkemece yapılan yargılama sonunda, iş akdi feshinin davacıya 03.03.2016 tarihinde yazılı olarak bildirildiği, dava açma süresinin işverenin fesih bildirimini tebliğ ettiği tarihten başladığı, 07.04.2016 tarihinde dava açıldığı, bir aylık hak düşürücü sürenin geçtiği; davacı işçinin iş güvencesi hükümlerinden faydalanmasına ilişkin dava şartlarının bulunmadığı, davanın süresi içerisinde açılmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

D) Temyiz:

Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.

E) Gerekçe:

4857 sayılı İş Kanunu'nun 20. maddesi uyarınca iş sözleşmesinin geçerli neden olmadan feshedildiğini ileri süren işçinin, fesih bildiriminin tebliği tarihinden itibaren bir ay içerisinde feshin geçersizliği ve işe iade istemi ile dava açması gerekir. Bu süre hak düşürücü süre olup, resen dikkate alınması gerekir.

İşveren fesih bildiriminde bulunmuş, ancak bunu tebliğ etmemiş olmasına rağmen, örneğin, işçi, işvereni şikâyet ederek, fesih bildiriminin yapıldığı tarihi kesin olarak belirleyecek bir işlem yapmışsa, artık bu tarihin esas alınması uygun olacaktır. Bu anlamda işverenin fesih bildiriminin tebliğden imtina edildiği tutanakların tutulduğu tarih, tutanak düzenleyicilerinin doğrulaması halinde tebliğ tarihi sayılacaktır. Bunun yanında feshe ilişkin belgenin düzenleme tarihi kural olarak fesih bildiriminin yapıldığı tarih olarak kabul edilemez. Önemli olan düzenleme tarihi değil, belgenin işçiye tebliğ edildiği tarihtir. İşçinin kayıtlardaki fesih bildirim tarihi ile gerçek fesih bildirim tarihinin farklı olduğunu, davanın süresinde açıldığını iddia etmesi durumunda, bu iddiası ile ilgili delilleri toplanmalı, gerçek fesih bildirim tarihi araştırılmalı, özellikle hak düşürücü sürenin bertaraf edilip edilmediğine dikkat edilmelidir. İşçiyi yanıltıcı nitelikte değişik tarihler içeren fesih bildiriminin tebliğ tarihinin hak arama yolunu açacak şekilde işçinin lehine yorumlanması İş Hukukunun işçiyi koruma özelliğinin gereğidir.

İş sözleşmesinin önel verilerek feshi halinde, dava açma süresi önelin sona ereceği tarihte değil, işverenin fesih bildirimini tebliğ ettiği tarihten başlar.

4857 sayılı İş Kanunu’nun 109. Maddesine göre ise “Bu Kanunda öngörülen bildirimlerin ilgiliye yazılı olarak ve imza karşılığında yapılması gerekir. Bildirim yapılan kişi bunu imzalamazsa, durum o yerde tutanakla tespit edilir. Ancak, 7201 sayılı Kanun kapsamına giren tebligat anılan Kanun hükümlerine göre yapılır”. Bu hükme göre tebliğin imza karşılığı ve tebligat hükümleri nedeni ile tebliğ edildiği tarihinde düzenleme tarihide olsa ayrıca açıkça yazılması gerekir.

Dosya içeriğine göre davacının iş sözleşmesi 03.03.2016 düzenleme tarihli fesih bildirimi ile “4857 sayılı İş Kanunu’nun 17 ve 18. Maddelerine göre (asıl işverenin talebi sebebiyle) ihbar öneli sonunda feshedileceği, 2 saat iş arama izni kullanılarak feshedileceği" belirtilmiştir. Tebellüğ eden kısmında davacı adı ve imzası kalemle yazılı ise de tebellüğ tarihi yer almamıştır. Fesih bildirim içeriğinde önel süresi ve iş sözleşmesinin sona ereceği tarih belirtilmemiş, işten ayrılma bildirgesinde de (04) kodu ile önelsiz işveren feshi bildirilmiştir. Davacıya iş arama izni de verilmemiştir. Davacının iş sözleşmesinin 31.03.2016 tarihinde feshedildiği, daha önce usulüne uygun bir bildirim yapılmadığı anlaşılmaktadır. İş sözleşmesi 31.03.2016 tarihinde feshedildiğine ve bu tarihte bildirildiğine göre dava süresinde açılmıştır. Fesih bildiriminde fesih sebebi de bildirilmemiştir. Fesih için 4857 sayılı İş Kanunu’nun 19/1 maddesindeki fesih sebebinin açık ve kesin olarak belirtilmesi kuralına uyulmadığı anlaşılmaktadır. Ancak davacı, davalılar arasında muvazaa iddiasında bulunarak asıl işveren Belediye işyerine işe iadesine karar verilmesini talep ettiğinden, davacının bu iddiası üzerinde durularak delilleri toplanarak sonuca gidilmesi gerekir. Muvazaa iddiası ile ilgili araştırma yapılması için kararın bozulması gerekmiştir. Eksik inceleme ve yazılı gerekçe ile davanın reddi hatalıdır.

F) Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerden dolayı BOZULMASINA,