Mesajı Okuyun
Old 13-11-2012, 16:32   #54
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
8. HUKUK DAİRESİ
E. 2012/4050
K. 2012/5593
T. 12.6.2012

• KATKI PAYI ALACAĞI DAVASI (Mal Rejiminin Tasfiyesinden Kaynaklanan - Taraflar Arasında Mal Ayrılığı Rejiminin Geçerli Olduğu/Tarafların Yurt Dışında Bulunması Nedeniyle Dava Konusu Taşınmazla İlgili Yeterli Araştırma Yapılmadığı)

• KATKI PAYINA İLİŞKİN TAAHHÜTNAME (Bu Taahhütnamedeki İmzanın Davalı Tarafından İmzalandığının Kabul Edildiği - Katkı Miktarın Dava Konusu İki Taşınmazdan Hangisine Ait Olduğunun Davacı Tarafa Açıklattırılacağı/Katkı Payı Alacağı)

• KATKI PAYININ HANGİ TAŞINMAZ İÇİN OLDUĞUNUN BELİRLENEMEMESİ (Davacı Tarafından Bu Miktarla İlgili Açıklama Yapılmaması Halinde Dava Konusu Her İki Taşınmazın Alınmında Eşit Olarak Kullanılarak Katkı Sağlandığının Kabulü Gerektiği)

• KATKI PAYI ORANI VE ALACAĞIN HESAPLANMASI (Davalı Tarafça Verilen Taahhütnamede Belirtilen Katkı Payı Miktarının Mahkemece Gözetilmesi Gerektiği - Bu Miktarın Dava Konusu Taşınmazlarından Hangisi İçin Olduğunun Davacı Tarafa Açıklattırılacağı)

• KATKI PAYININ EŞİT OLARAK KULLANILDIĞININ KABULÜ (Davacının Taahhütnamede Belirtilen Miktarın Hangi Taşınmaz İçin Olduğunu Açıklayamamış Olması Durumunda - Her İki Taşınmazın Alımında Eşit Olarak Katkı Sağlandığının Kabul Edileceği/Katkı Payı)

4721/m. 170,202
743/m. 152

ÖZET : Dava, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan katkı payı isteğine ilişkindir. Malların edinme tarihi itibariyle taraflar arasında mal ayrılığı rejimi geçerlidir. Tarafların her ikisinin de Almanya'da oldukları anlaşılmakta ise de, ne iş yaptıkları ve taşınmazların evlilik tarihinden, dava konusu taşınmazların edinildikleri tarihe kadar gelir elde edip etmedikleri anlaşılamamaktadır. Bu husus mahkeme tarafından da araştırılmamıştır.Davacı, davalı tarafından imzalanarak verilmiş bulunan 10.07.2005 tarihli taahhütnameye dayanmıştır. Gerçekten taahhütnamedeki imzanın da davalının eli ürünü olduğu Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi'nce de belirlenmiştir. Davalı taraf, imzanın kendilerine ait olduğunu, ancak; başka sebeple bu belgenin verildiğini savunmuş ise de, bu savunmasını ispatlayamamıştır.Mahkemece davanın niteliği gereği davacının taahhütnamede yazılı miktarın katkı sağladığı miktar olarak kabulü gerekirken bu miktarın cezai şartı olarak taahhütnamede yazılı miktarın dikkate alınarak hüküm kurulması doğru olmamıştır.Ayrıca, dava dilekçesinde iki parça taşınmaz için talepte bulunulmuş ancak katkı olarak kullanıldığı iddia edilen miktarın ne kadarı ile hangi taşınmaza katkıda bulunulduğu açıklanmamış, mahkemece de bu doğrultuda bir açıklama istenmemiştir. Bu husus davacı tarafa açıklattırılmalıdır. davacı tarafından bu miktar ile ilgili açıklama yapılmaması, bu konuda sonuca ulaşılamaması veya açıklığa kavuşturulamaması halinde her iki taşınmazın alımında eşit olarak kullanılarak katkı sağlandığının kabul edilmesi, bu şekilde katkı payı oranı ve alacağının hesaplanması gerekir.

DAVA : E. Ç. ile M. A. Ç. aralarındaki katkı payı alacağı davasının kabulüne dair Hatay 1. Aile Mahkemesinden verilen 11.01.2012 gün ve 556/14 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 12.06.2012 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davalı bizzat geldi ve karşı taraftan gelen olmadı. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek dosya incelendi gereği düşünüldü:

KARAR : Davacı E. Ç. vekili, evlilik birliği içerisinde edinilen 204 ada 12 parseldeki 7 numaralı bağımsız bölüm ile 4030 parsel sayılı taşınmaz üzerine yapılan binaya katkısı sebebiyle 100.000 Euro karşılığı 176.707,00 TL'nin faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

Davalı M. A.Ç., davacının katkısı olmadığını davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.

Mahkemece, tarafların halen evli oldukları, mal rejiminin sona ermediği, bu nedenle katkı payı alacağının doğmadığı gerekçesi ile davanın reddine ilişkin hüküm davacı vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 01.11.2010 tarihli kararı ile bozulmuş, davalı vekilinin karar düzeltme isteği de 31.03.2011 tarihli ilamımız ile reddedilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davacının davasının kabulü ile 176.707 TL'nin 24.08.2007 tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesi üzerine hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Taraflar 31.12.1992 tarihinde evlenmiş, Bremerhaven Asliye Hukuk Mahkemesinin 23.12.2007 tarihinde kesinleşen 23.10.2007 tarih 153 F 0665/06 sayılı boşanma hükmünün Hatay Aile Mahkemesinin 2008/315 Esas, 2008/1050 Karar sayılı hükmü ile tenfizini takiben 11.03.2009 tarihinde kesinleşmesi ile evlilik birliği sona ermiştir. Başka mal rejimi seçilmediğinden 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (TKM.170), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. (TMK.202, 4722.s.Yürürlük K. m.10/1)

Bozma ilamımızda da açıklandığı üzere dava, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan katkı payı isteğine ilişkindir. Dava konusu 4030 parsel 23.08.1996, 204 ada 12 parselde 7 numaralı mesken ise 02.09.1997 tarihinde satın alınarak davalı adına tapuya tescil edilmiş, her iki taşınmaz da davalı tarafından 09.09.2005 ve 11.10.2005 tarihlerinde dava dışı üçüncü kişilere satılarak tapuda devredilmiştir. Malların edinme tarihi itibariyle taraflar arasında mal ayrılığı rejimi geçerlidir.

Dosyada bulunan bilgi ve belgelere göre tarafların her ikisinin de Almanya'da oldukları anlaşılmakta ise de, ne iş yaptıkları ve taşınmazların evlilik tarihinden, dava konusu taşınmazların edinildikleri tarihe kadar gelir elde edip etmedikleri anlaşılamamaktadır. Bu husus mahkeme tarafından da araştırılmamıştır. Davacı, elde ettiği gelirle katkıda bulunduğunu iddia ederken ispatı bakımından davalı tarafından imzalanarak verilmiş bulunan 10.07.2005 tarihli taahhütnameye dayanmıştır. Gerçekten taahhütnamedeki imzanın da davalının eli ürünü olduğu Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinin 23.06.2009 tarihli raporu ile belirlenmiştir. Davalı taraf, imzanın kendilerine ait olduğunu, ancak; başka sebeple bu belgenin verildiğini savunmuş ise de, bu savunmasını ispatlayamamıştır. Mahkemece, 10.07.2005 tarihli taahhütnamede iki parça taşınmaza katkı bakımından 40.000 Euronun davalı tarafından davacıdan alındığı kabul edilmiş, yine taahhütnamede yazılı 100.000 Euro cezai şartın iade edilmesi gerektiği kanaati ile Türk Lirası karşılığı ederi 176.707 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

Dosyadaki belge ve bilgilere göre karı ve kocanın her ikisi de yurt dışında bulunmaktadır. Tarafların her ikisinin de çalışarak gelir elde edip etmediklerinin araştırılması, davacı kadının gelir elde etmediğinin belirlenmesi durumunda dahi davalı imzasını içeren taahhütnamede davacıdan katkı olarak her iki taşınmaz için 40.000 Euro aldığını kabul ettiğinden bu miktarın taşınmazların alımında katkı olarak kullanıldığının kabul edilmesi, ondan sonra tarafların her birinin ayrı ayrı taşınmazların alındığı tarihe kadarki toplam gelirinden tarafların sosyal statüleri ile konumlarına göre yapabilecekleri kişisel harcamaları ile kocanın 743 sayılı TKM.nin 152. maddesi uyarınca evi geçindirme yükümlülüğü sonucu yapması gereken harcamalar çıktıktan sonra yapabilecekleri tasarruf miktarının belirlenmesi, konunun uzmanı bilirkişiden denetime açık rapor alınmak suretiyle dava konusu taşınmazın alınmasına tarafların çalışmaları karşılığında elde ettikleri gelirlerle sağlayabilecekleri katkı oranlarının ayrı ayrı saptanması, bulunacak katkı payı oranı ile dava konusu taşınmazların devir tarihlerindeki rayiç (sürüm) değerlerinin belirlenerek, bu değerlerin katkı oranları ile çarpılması sonunda bulunacak katkı payı alacağının faiz isteği de göz önünde tutularak davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekir. Mahkemece davanın niteliği gereği bu şekilde inceleme ve araştırma yapılarak, en azından davacının taahhütnamede yazılı 40.000 Euro miktarın katkı sağladığı miktar olarak kabulü gerekirken bu miktarın cezai şartı olarak taahhütnamede yazılı 100.000 Euro dikkate alınarak hüküm kurulması doğru olmamıştır.

Öte yandan dava dilekçesinde iki parça taşınmaz için talepte bulunulmuş ancak katkı olarak kullanıldığı iddia edilen 40.000 Euronun ne kadarı ile hangi taşınmaza katkıda bulunulduğu açıklanmamış, mahkemece de bu doğrultuda bir açıklama istenmemiştir. Bu husus davacı tarafa açıklattırılmalı, 40.000 Euro katkının ne kadarının hangi taşınmazın alımında katkı olarak kullanıldığı belirlenmelidir. Mahkeme tarafından az yukarıda açıklandığı şekilde hesaplama yapılırken davacının taşınmazların alımında yalnızca 40.000 Euro ile katkıda bulunduğunun belirlenmesi durumunda öncelikle davacı tarafın açıklaması doğrultusunda her bir taşınmaz için katkı oranı ve katkı payı alacağı bu miktarlar gözetilerek hesaplanmalıdır. Aksi halde yani davacı tarafından 40.000 Euro ile ilgili açıklama yapılmaması, bu konuda sonuca ulaşılamaması veya açıklığa kavuşturulamaması halinde 40.000 Euronun her iki taşınmazın alımında eşit olarak kullanılarak katkı sağlandığının kabul edilmesi, bu şekilde katkı payı oranı ve alacağının hesaplanması gerekir. Bu şekilde dava konusu taşınmazlarla ilgili katkıya ilişkin istek açıklattırılmadan ve somutlaştırılmadan davaya devamla işin esası ile ilgili hüküm kurulmuş olması da doğru değildir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve kanuna aykırı görülen hükmün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3.maddesi yollaması ile HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK.nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK.nun 440/I. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 900 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak Yargıtay duruşmasında avukat marifetiyle temsil olunan davalıya verilmesine ve 2624,10 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 12.06.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kazancı