Mesajı Okuyun
Old 13-11-2012, 16:27   #53
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
8. HUKUK DAİRESİ
E. 2012/5806
K. 2012/6641
T. 2.7.2012

• DEĞER ARTIŞ PAYI (Katılma Alacağı İstemi - Eşlerden Biri Diğerine Ait Malın Edinilmesine İyileştirilmesine veya Korunmasına Hiç ya da Uygun Bir Karşılık Almaksızın Katkıda Bulunmuş İse Tasfiye Sırasında Bu Malda Ortaya Çıkan Değer Artışı İçin Katkısı Oranında Alacak Hakkına Sahip Olacağı)

• KATILMA ALACAĞI (Değer Artış Payı İstemi - Eklenecek Değerlerden ve Denkleştirmeden Elde Edilen Miktarlar da Dahil Olmak Üzere Edinilmiş Malın Toplam Değerinden Mala İlişkin Borçlar Çıkarıldıktan Sonra Kalan Artık Değerin Yarısı Üzerinden Tarafların Kazanılmış Hakları da Dikkate Alınarak Hesaplanacağı)

• EDİNİLMİŞ MALLARA KATILMA REJİMİ (Değer Artış Payı ve Katılma Alacağı İstemi - Eşlerden Biri Diğerine Ait Malın Edinilmesine İyileştirilmesine veya Korunmasına Hiç ya da Uygun Bir Karşılık Almaksızın Katkıda Bulunmuş İse Tasfiye Sırasında Bu Malda Ortaya Çıkan Değer Artışı İçin Katkısı Oranında Alacak Hakkına Sahip Olduğu)

• ARTIK DEĞER (Değer Artış Payı ve Katılma Alacağı İstemi - Eklenecek Değerlerden ve Denkleştirmeden Elde Edilen Miktarlar da Dahil Olmak Üzere Edinilmiş Malın Toplam Değerinden Mala İlişkin Borçlar Çıkarıldıktan Sonra Kalan Artık Değerin Yarısı Üzerinden Tarafların Kazanılmış Hakları da Dikkate Alınarak Katılma Alacağının Hesaplanması Gerektiği)

• KATILMA REJİMİNDE EŞLERE TANINAN HAK (Ayni Bir Hak Olmayıp Alacak Niteliğinde Şahsi Bir Hak Olduğu - Değer Artış Payı ve Katılma Alacağı İstemi)

4721/m.202,227,236,229,230,219,231,236/1

ÖZET : Dava, değer artış payı ve katılma alacağı istemine ilişkindir. Sözleşmeyle başka rejim seçilmediğinden eşler arasında yasal “edinilmiş mallara katılma” rejimi geçerlidir. Eşlerden biri, diğerine ait malın edinilmesine, iyileştirilmesine veya korunmasına hiç ya da uygun bir karşılık almaksızın katkıda bulunmuş ise, tasfiye sırasında bu malda ortaya çıkan değer artışı için katkısı oranında alacak hakkına sahip olur. Katılma rejiminde; eşlere tanınan bu hak, ayni bir hak olmayıp, alacak niteliğinde şahsi bir haktır. Bu tür davalarda, eklenecek değerlerden ve denkleştirmeden elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere edinilmiş malın toplam değerinden mala ilişkin borçlar çıkarıldıktan sonra kalan artık değerin yarısı üzerinden tarafların kazanılmış hakları da dikkate alınarak katılma alacağının hesaplanması ve davacının, tasfiye sırasında bu malda ortaya çıkan değer artışı için katkısı oranında değer artış payı alacağı bulunduğunun dikkate alınması gerekir.

DAVA : S. A. ile H. Y. aralarındaki değer artış payı ve katılma alacağı davalarının reddine dair Eskişehir 1. Aile Mahkemesinden verilen 16.06.2011 gün ve 676/626 sayılı hükmün Yargıtay'ca duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmiş ise de; duruşma talebinin değer yönünden reddine karar verilerek, dosya incelendi, gereği düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili, tarafların 1990 yılında evlendiklerini evlilik birliği içerisinde alınarak davalı adına tescil edilen 8843 ada 19 parsel üzerindeki binanın alınmasına ve edinilmesine ziynet eşyalarını satmak suretiyle katkıda bulunduğunu taşınmaz üzerinde alacağı olduğunu, ancak davalının taşınmazı muvazaalı olarak devrettiğini açıklayarak fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere 5.000 TL’nin davalıdan alınmasına karar verilmesini istemiştir.

Davalı vekili, davanın yersiz açıldığını, taşınmazın vekil edeninin babası tarafından verilen parayla alındığını, davacının katkısı bulunmadığını açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.

Mahkemece, davacının katkısını kanıtlayamadığı, taşınmazın davalının babası tarafından yapılan yardımla alındığı, her ne kadar davacı tarafından muvazaaya dayalı tapu kaydının iptali için Eskişehir 2.Aile Mahkemesinin 2006/657 Esas sayılı dosyasında dava açmış ise de, anılan dosyanın beklenmesinin sonucu etkilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Taraflar, 18.01.1990 tarihinde evlenmişler, 11.02.2008 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 17.02.2008 tarihinde kesinleşmesi üzerine boşanmışlardır. Sözleşmeyle başka rejim seçilmediğinden eşler arasında yasal “edinilmiş mallara katılma” rejimi geçerlidir (TMK. m. 202). Söz konusu mal rejimi, boşanma davasının açıldığı 11.02.2008 tarihinde sona ermiştir (TMK.nun 225/son). Dava konusu 8843 ada 19 parsel, 02.04.2004 tarihinde satın alınarak davalı H. Y. adına tescil edilmiş, 18.01.2006 tarihinde satış yoluyla dava dışı Murat Çırak’a devredilmiş, davacının muvazaaya dayalı tasarrufun iptaline ilişkin dava açması üzerine Eskişehir 2.Aile Mahkemesinin 27.03.2012 tarihinde kesinleşen 2006/657 Esas 2007/435 Karar sayılı ilamıyla satış iptal edilmiştir.

Mahkemece, yazılı şekilde gerekçelerle davanın reddine karar verilmiş ise de ulaşılan sonuç toplanan deliller ve dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır. Dava konusu taşınmaz edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 02.04.2004 tarihinde satış yoluyla davalı adına tescil edilmiştir. Eşlerden biri, diğerine ait malın edinilmesine, iyileştirilmesine veya korunmasına hiç ya da uygun bir karşılık almaksızın katkıda bulunmuş ise, tasfiye sırasında bu malda ortaya çıkan değer artışı için katkısı oranında alacak hakkına sahip olur (TMK.m.227). Eşlerden birine ait edinilmiş mallar üzerinde, diğer eşin mülkiyet veya diğer bir ayni hak talebi söz konusu değildir. Yani katılma rejiminde; eşlere tanınan hak, ayni bir hak olmayıp, alacak niteliğinde şahsi bir haktır. Sadece mal rejimi sona erdiğinde, eşlerin edinilmiş mallara ilişkin artık değerler üzerinde karşılıklı alacak hakkı vardır (TMK.236.m ).

Dosya kapsamı ve dava dilekçesindeki açıklamalara göre, davacı taşınmazın alınması sırasında kişisel malı niteliğindeki bileziklerini bozdurarak taşınmazın alınmasına katkıda bulunmuş olup dava değer artış payı ve katılma alacağı isteğine ilişkindir. Bu tür davalarda, eklenecek değerlerden (TMK.m.229) ve denkleştirmeden (TMK.m.230) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere edinilmiş malın (TMK.m.219) toplam değerinden mala ilişkin borçlar çıkarıldıktan sonra kalan artık değerin (TMK.m.231) yarısı üzerinden (TMK.m.236/1) tarafların kazanılmış hakları da dikkate alınarak katılma alacağının hesaplanması ve TMK.nun 227. maddesi hükümleri uyarınca; davacının bileziklerini bozdurmak suretiyle verdiği 2000-3000 TL nedeniyle tasfiye sırasında bu malda ortaya çıkan değer artışı için katkısı oranında değer artış payı alacağı bulunduğunun dikkate alınması, ondan sonra yukarıda açıklanan ilke ve esaslar çerçevesinde kalan artık değer üzerinden davacının katılma alacağının belirlenmesi, lüzum halinde uzman bilirkişilerden denetime açık rapor alınması gerekirken hatalı değerlendirme sonunda yasal ve yerinde olmayan gerekçelerle davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.

SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazları bu bakımlardan yerinde olduğundan kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK.nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK.nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 18,40 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 02.07.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kazancı