Mesajı Okuyun
Old 14-08-2012, 14:42   #47
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
8. HUKUK DAİRESİ
E. 2010/5757
K. 2011/3446
T. 13.6.2011

• KATKI BEDELİNİN TAHSİLİ ( Edinilmiş Malın Toplam Değerinden Mala Dair Borçlar Çıkarıldıktan Sonra Kalan Artık Değerin Yarısı Üzerinden Tarafların Kazanılmış Hakları da Dikkate Alınarak Katılma Alacağının Hesaplanacağı)

• KATILMA ALACAĞI ( Davalı Erkeğe Ait Kişisel Mal Olduğu Anlaşılan Aracın Değerinin Düşülerek Kalan Miktarın Artık Değer Kabul Edilip Bu Miktarın Yarısının Davacının Katılma Alacağı Olduğu)

• FAİZ YÜRÜTÜLMESİ ( Katkı Bedelinin Tahsili - Davalı Erkeğe Ait Kişisel Mal Olduğu Anlaşılan Aracın Değerinin Düşülerek Kalan Miktarın Artık Değer Kabul Edilip Bu Miktarın Yarısının Davacının Katılma Alacağı Olduğu/Bu Miktara Karar Tarihinden İtibaren Faiz Yürütülebileceği)

• ARTIK DEĞER ( Davalı Erkeğe Ait Kişisel Mal Olduğu Anlaşılan Aracın Değerinin Düşülerek Kalan Miktarın Artık Değer Kabul Edilip Bu Miktarın Yarısının Davacının Katılma Alacağı Olduğu - Katkı Bedelinin Tahsili)

• EDİNİLMİŞ MALA KATKI BEDELİ ( Edinilmiş Malın Toplam Değerinden Mala Dair Borçlar Çıkarıldıktan Sonra Kalan Artık Değerin Yarısı Üzerinden Tarafların Kazanılmış Hakları da Dikkate Alınarak Katılma Alacağının Hesaplanacağı)

4721/m.229,230

ÖZET : Dava, katkı bedelinin tahsili istemidir. Bu tür davalarda, eklenecek değerlerden ve denkleştirmeden elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere edinilmiş malın toplam değerinden mala dair borçlar çıkarıldıktan sonra kalan artık değerin yarısı üzerinden tarafların kazanılmış hakları da dikkate alınarak katılma alacağının hesaplanması gerekir. Mahkemece bu hususlar gözetilerek davaya konu aracın karar tarihine en yakın değerinden, davalı erkeğe ait kişisel mal olduğu anlaşılan murat serçe marka aracın değerinin düşülerek kalan miktarın artık değer kabul edilip bu miktarın yarısının davacının katılma alacağı olduğunun kabulünde, bu miktara karar tarihinden itibaren faiz yürütülmüş olmasında hesaplama yöntemi bakımından bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

DAVA : Taraflar arasındaki davanın kabulüne dair hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı taraf temsilcisi tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

KARAR : Davacı N. Ö.vekili, evlilik birliği içinde edinilen 51 ... ... plakalı Opel corsa marka aracın ortak katkılarla alındığını, ancak davalı adına tescil edildiğini, vekil edeninin edinilmiş mallara katılma rejimi gereği fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere yarı bedeli olan 15.000 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

Davalı M. A. B. vekili, davacının davaya konu aracın alımında katkısı olmadığını, vekil edeninin evlenme öncesi sahibi olduğu aracın satışından gelen para ve çekilen krediyle alındığını açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.

Mahkemece, talebin katılma alacağı olarak değerlendirilmesi gerektiği ve toplanan deliller, alınan bilirkişi raporundaki açıklamalarla davalıya ait satılan murat serçe marka aracın belirlenen değeri 2.500 TL'nin T.M.K.nun 230/3. m. gereği hakkaniyete uygun değerinin 7.000 TL olduğu kabul edilerek davanın kısmen kabulüne, 5.000 TL alacağın karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair isteğin reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekiliyle davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Taraflar 22.5.2004 tarihinde evlenmiş, 19.9.2007 tarihinde açılan boşanma davasının kabulü ve 13.3.2009 tarihinde kesinleşmesiyle evlilik birliği son bulmuştur. Başka mal rejimi seçilmediğinden eşler arasında evlenme tarihinden mal rejiminin sona erdiği 19.9.2007 tarihine kadar edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir ( T.M.K. 202. ve 4722 s. Yürürlük K. m. 10/1.m). Eşler arasındaki mal rejimi T.M.K.nun 225/2. maddesi uyarınca boşanma davasının açıldığı tarih itibariyle sonA ermiştir. Dava konusu 51 ... ... plakalı Opel corsa marka araç 18.9.2006 tarihinde alınarak davalı erkek adına trafikte tescil edilmiştir. Dava konusu aracın edinme tarihi itibarıyla eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir.

Dava dilekçesindeki açıklamalar, aracın edinme tarihi, dosya kapsamı ve H.U.M.K.nun 76. maddesine göre davacının isteğinin katılma alacağı olarak nitelendirilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Edinilmiş mal, her eşin mal rejiminin devamı süresince karşılığını vererek elde ettiği malvarlığı değerleridir ( T.M.K. m. 219/1). Katılma alacağı rejiminde karine evlilik birliği içinde edinilen malın edinilmiş mal olmasıdır. Aksini iddia edenin malın kişisel malı olduğunu ispat etmesi gerekmektedir ( T.M.K.nun 222.m.). Bir eşe ait olduğu saptanan, ancak kişisel mallara mı edinilmiş mallara mı girdiği saptanamayan mallar aksi ispat edilene kadar edinilmiş mal sayılır ( m. 222/son). Toplanan delillere göre çalışmadığı ve geliri olmadığı belirlenen davacı kadının davaya konu aracın alımında kullanıldığını iddia ettiği ziynet eşyalarıyla ilgili iddiasını kanıtlayamadığı, soyut ve duyuma dayalı tanık beyanlarının bu konuda ispat olarak kabul edilemeyeceği anlaşılmaktadır. Dava konusu aracın alımında, davalı erkeğin evlenme öncesi sahibi olduğu taraflarca da kabul edilen murat serçe marka aracının satışından elde edilen gelirle davalı tarafından bankadan çekilen kredinin kullanıldığının mahkemece kabulü de yerindedir. Diğer yandan alımda kullanılan banka kredisinin evlilik içinde erken ödemeyle kapatıldığına, boşanma dava tarihi sonrası yapılan bir ödeme olmadığına, kredi ödemelerinde tarafların kişisel gelirleriyle yapılan bir ödeme ispatlanamadığına, davalı erkeğin çalışarak elde ettiği gelirle kredinin ödendiği belirlendiğine göre edinilmiş mal olarak hesaplamada dikkate alınması da doğrudur.

Bu tür davalarda, eklenecek değerlerden ( T.M.K. m. 229) ve denkleştirmeden ( T.M.K. m. 230) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere edinilmiş malın ( T.M.K. m. 219) toplam değerinden mala dair borçlar çıkarıldıktan sonra kalan artık değerin ( T.M.K. m. 231) yarısı üzerinden ( T.M.K. m. 236/1) tarafların kazanılmış hakları da dikkate alınarak katılma alacağının hesaplanması gerekir. Mahkemece bu hususlar gözetilerek davaya konu aracın karar tarihine en yakın değeri olan 17.000 TL'den, davalı erkeğe ait kişisel mal olduğu anlaşılan murat serçe marka aracın değerinin düşülerek kalan miktarın artık değer kabul edilip bu miktarın yarısının davacının katılma alacağı olduğunun kabulünde, bu miktara karar tarihinden itibaren faiz yürütülmüş olmasında ( T.M.K.nun 232, 235/1.m.) hesaplama yöntemi bakımından bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu açıklamalar karşısında davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin ise aşağıda açıklanan husus dışındaki diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

Ancak bu hesaplamada davaya konu aracın alımında kullanılan davalı erkeğe ait kişisel mal niteliğindeki murat serçe marka aracın değeri hakkaniyete göre 7.000 TL olarak dikkate alınmıştır. Murat serçe marka aracın değeri 23.3.2010 tarihli yargılama oturumunda galerici bilirkişi tarafından bizzat görülmemekle beraber piyasada bulunmalarının zor olduğu da açıklanarak 2.500 TL olarak belirlenmiş, bu değere tarafların herhangi bir itirazları da olmamıştır. Bu durumda katılma alacağı hesabında murat serçe marka araç sebebiyle düşülmesi gereken değerin 2.500 TL olduğu dikkate alınmadan hakkaniyete göre belirlendiği açıklanan 7.000 TL miktarın düşülmüş olması, bu şekilde davacı aleyhine olacak şekilde az katılma alacağına hükmedilmesi doğru olmamıştır.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan sebeple davacı vekilinin temyiz itirazı yerinde görüldüğünden kabulüyle usul ve yasaya aykırı görülen hükmün davacı lehine H.U.M.K.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA ve 67,50 TL peşin harcın istenmesi halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine, 13.06.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kazancı