Konu: HUMK md.6
Mesajı Okuyun
Old 12-01-2007, 12:16   #5
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Sayın nicolas39

Talebiniz üzerine diğer üyelerin sabrına sığınarak kararları aşağıya sıralıyorum :

(kaynak: Kazancı Yayınları - İçtihat Bankası )

T.C.
YARGITAY
3. HUKUK DAİRESİ
E. 2005/1414
K. 2005/1978
T. 1.3.2005
• SUYA VAKİ ELATMANIN ÖNLENMESİ ( Görevli Mahkeme Yararlanan Taşınmazların Sulu Ve Susuz Değeri Arasındaki Farka Göre Belirleneceği )
• GÖREV ( Suya El Atmanın Önlenmesi Davalarında Yararlanan Taşınmazların Sulu Ve Susuz Değeri Arasındaki Farka Göre Belirleneceği )
• SUYUN DEĞERİ ( Suya El Atmanın Önlenmesi Davası - Çekişmeli Sudan Yararlanan Taşınmazların Susuz Değeri İle Sulu Değeri Arasındaki Farka Bakılacağı/Bu Değere Göre Mahkemenin Görevinin Belirleneceği )
1086/m. 2, 6
ÖZET : Su davalarında görevli mahkeme, suyun değerine göre belirlenir. Suyun değeri belirlenirken çekişmeli sudan yararlanan taşınmazların susuz değeri ile sulu değeri arasındaki farka bakılmalıdır. Tespit edilen fark, dava edilen suyun değeri olarak kabul edilmeli ve görevli mahkeme de bu değere göre tespit edilmelidir. Açıklanan hususlar nazara alınmadan görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
DAVA : Dava dilekçesinde suya vaki müdahalenin men'i istenilmiştir. Mahkemece davanın görev yönünden reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği düşünüldü:
KARAR : Davada, davalı köy tüzel kişiliğinin suya vaki el atmasının önlenmesi istenilmiş, mahkemece, suyun değeri dikkate alınarak görevsizlik kararı verilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak, su davalarında görevli mahkemenin suyun değerine göre belirleneceği mahkemece doğru olarak gözetilmişse de, suyun değerinin nasıl belirleneceği hususunda yanılgıya düşülmüştür. Suyun değerinin belirlenmesi yöntemi ise şöyle olmalıdır: Davanın değeri, çekişmeli suyun davacı tarafa sağladığı yarar göz önünde tutularak belli edilmelidir. Bunun için de; çekişmeli sudan yararlandığı iddia olunan taşınmazların susuz halindeki değerleri ile sulu halindeki değerleri arasındaki fark, dava edilen suyun değeri olarak kabul edilmeli, görev hususu da bu değere göre belirlenmelidir. Böylece HUMK 6. md. kapsamında kıyasen uygulama yapılmış, görev uyuşmazlığı bu şekilde çözüme kavuşturulmuş olur ( HUMK md. 2/2 ).
Somut olayda, dava konusu suyun genel sulardan olduğu anlaşılmaktadır. Genel sularda ise değer artması veya eksilmesi söz konusu değildir. O halde uyuşmazlık konusu olayda yalnız bu su ( ç. Deresi ) ile sulanan taşınmazların durumu değerlendirilmeli; taşınmazların dava tarihindeki sulu ve susuz değerleri bilirkişiler aracılığı ile saptanmalı, aradaki farka göre görev hususu düşünülmelidir.
Kabule göre de; uyuşmazlığın miktarı itibariyle "davanın mahkememizin HUMK 1. ve 8. maddeleri gereğince görevsizlik nedeniyle reddine" şeklinde karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun bulunmamıştır ( HUMK md. 27 ). Diğer bir ifade ile, mahkemece; "görevsizlik nedeniyle dava dilekçesinin reddine, kararın kesinleşmesini müteakip istem halinde dava dosyasının Ç. Sulh Hukuk Mahkemesi'ne gönderilmesine" denilerek hüküm kurulmamış olması usule aykırı görülmüştür.
SONUÇ : Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alının temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 01.03.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
E. 1976/1833
K. 1976/2003
T. 8.3.1976
• EVLAT EDİNMEYE İZİN
• EVLATLIK SÖZLEŞMESİNİN İPTALİNDE GÖREV
• GÖREV ( Evlatlık Sözleşmesinin İptali Davasında )
743/m.258
1086/m.6,8
ÖZET : Evlat edinmeye izin isteklerini inceleme görevi Sulh Hakimine aittir.
Evlatlık sözleşmesinin iptaline ilişkin uyuşmazlıkları çözümlemek Asliye Hukuk Mahkemesinin görevidir.
DAVA : Nebahat ile Özcan arasındaki evlatlık akdinin iptali davasının yapılan muhakemesi sonunda görev yönünden davanın reddine dair verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : 1711 sayılı Kanunla değiştirilen usulün 8. maddesi ile Sulh Hakimlerine, sadece ( evlat edinmeye izin ) isteklerini inceleme görevi verilmiştir. Dava ise evlatlık sözleşmesinin iptaline ilişkindir. ( MK.258 ) Bu konudaki uyuşmazlıkların çözümü Asliye Hukuk Mahkemesinin görevleri arasındadır. O halde, işin esasının incelenmesi gerekirken görevsizlik kararı verilmesi usul ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen kararın gösterilen sebeple ( BOZULMASINA ), oybirliğiyle karar verildi.

T.C.
YARGITAY
14. HUKUK DAİRESİ
E. 2002/3071
K. 2002/3338
T. 29.4.2002
• KADEMELİ DAVA ( Görev-Taleplerden Birinin Para Olması )
• SEÇİMLİK DAVA ( Göreve İlişkin Hükümlerin Kademeli Davalarda da Kıyasen Uygulanması )
• GÖREV ( Kademeli Dava )
1086/m.2,3,6
ÖZET : H.U.M.K. nun 3-6 maddelerinde bazı özel durumlarda dava değerinin ne olduğu, hangi miktar ve değer üzerinden görevli mahkemenin belirleneceği düzenlenmiştir. Davacının talebi kademelidir. Bu tür davalarda görevi düzenleyen özel bir hüküm bulunmamakla birlikte, buradaki durum seçimlik davalara çok benzediğinden H.U.M.K.nun 3. maddesinin kıyasen uygulanması gerekir. Bu durumda kademeli olarak ileri sürülen taleplerden hangisinin değeri daha fazla ise, görevli mahkeme buna göre belirlenir. Kademeli taleplerden biri para ise mahkemenin görevi bu paraya göre belirlenir.
DAVA : Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 8.2.2001 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali, tescil ve müdahalenin meni, olmaz ise alacak istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; mahkemenin görevsizliğine dair verilen 1.11.2001 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, dava konusu bağımsız bölümün 1999 tarihinde noterde düzenlenen satış vaadi sözleşmesiyle satışının vaad edildiğini belirterek, anılan sözleşme gereğince tescil ve davalıların elatmalarının önlenmesine, bu olmadığı takdirde dava konusu taşınmazın dava tarihindeki değeri olan 5.500.000.000 TL'nin davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Mahkeme, satış vaadi sözleşmesindeki değerin 300.000.000 TL olarak belirlendiği sözleşmede gösterilen değer itibariyle Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir. Davacı taraf taleplerinin kademeli olup, 5.500.000.000 TL'lık alacak istemleri bulunduğundan Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğunu beyan ederek hükmü temyize getirmiştir.
H.U.M.K. nun 3-6 maddelerinde bazı özel durumlarda dava değerinin ne olduğu, hangi miktar ve değer üzerinden görevli mahkemenin belirleneceği düzenlenmiştir. Davacının talebi kademelidir. Bu tür davalarda görevi düzenleyen özel bir hüküm bulunmamakla birlikte, buradaki durum seçimlik davalara çok benzediğinden H.U.M.K.nun 3. maddesinin kıyasen uygulanması gerekir. Bu durumda kademeli olarak ileri sürülen taleplerden hangisinin değeri daha fazla ise, görevli mahkeme buna göre belirlenir. Kademeli taleplerden biri para ise mahkemenin görevi bu paraya göre belirlenir.
H.U.M.K.nun yukarıda anılan maddelerine göre, davacının isteklerinden birisinin değeri 5.500.000.000 TL olarak dava dilekçesinde gösterildiği ve keşif ile de 5.117.638.400 TL olduğu belirlendiğinden Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açılması doğrudur. Mahkemenin bu hususu nazara almadan görevsizlik kararı vermesi doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda yazılı nedenlerle, yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 29.4.2002 gününde oybirliği ile karar verildi.


T.C.
YARGITAY
14. HUKUK DAİRESİ
E. 2003/9281
K. 2004/300
T. 19.1.2004
• GÖREVLİ MAHKEME ( Kademeli Olarak İleri Sürülen Taleplerden Hangisinin Değeri Daha Fazla İse Buna Göre - Terditli Taleplerden Biri Para İse Bu Paraya Göre Belirleneceği )
• KADEMELİ OLARAK İLERİ SÜRÜLEN TALEPLER ( Hangisinin Değeri Daha Fazla İse Görevli Mahkemenin Buna Göre belirleneceği )
• TERDİTLİ TALEPLER ( Biri Para İse Görevli Mahkemenin Bu Paraya Göre Belirleneceği )
1086/m. 3,6
ÖZET : Dava, noter satış vaadi ve muvazaa iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığında tazminat isteğine ilişkindir. Kademeli olarak ileri sürülen taleplerden hangisinin değeri daha fazla ise görevli Mahkeme buna göre belirlenir. Terditli taleplerden biri para ise Mahkemenin görevi bu paraya göre belirlenir. Dava dilekçesinde davacının isteklerinden birisinin değeri 40.000.000.000 Tl.sı olarak gösterildiğinden Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açılması doğrudur.
DAVA : Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 15.10.2003 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil veya tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; mahkemenin görevsizliğine dair verilen 15.10.2003 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Ziver vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili 15.10.2003 tarihli dilekçesi ile 480 parsel sayılı taşınmazı 25.12.1995 tarihli noterde düzenlenen satış vaadi sözleşmesi ile davalı Enver'den satın aldığını, ancak; diğer davalı Ziver'e 9.10.2003 tarihinde tapudan muvazaalı olarak devir edildiğini beyanla tapu iptali ve tescil, bu mümkün olmadığı takdirde dava konusu taşınmazın dava tarihindeki değeri olan 40.000.000.000 Tl.sı tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiştir.
Mahkemece, duruşma yapılmadan dosya üzerinden noter satış vaadi sözleşmesindeki değerin 50.000.000 Tl.sı olarak gösterildiğinden söz edilerek sözleşmede gösterilen değer itibarı ile Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiştir. Davalı Ziver vekili, davacının taleplerinin terditli olup Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu nedeni ile kararı temyiz etmiştir.
Dava, noter satış vaadi ve muvazaa iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığında tazminat isteğine ilişkindir.
H.U.M.K.nun 3-6 maddelerinde bazı özel durumlarda dava değerinin ne olduğu, hangi miktar ve değer üzerinden görevli Mahkemenin belirleneceği düzenlenmiştir. Davacının talebi kademelidir. Bu tür davalarda görevi düzenleyen özel bir hüküm bulunmamakla birlikte buradaki durum seçimlik davalara çok benzediğinden H.U.M.K.nun 3/I-II maddesinin kıyasen uygulanması gerekir. Bu durumda kademeli olarak ileri sürülen taleplerden hangisinin değeri daha fazla ise görevli Mahkeme buna göre belirlenir. ( m.3,1, c.1 ) terditli taleplerden biri para ise Mahkemenin görevi bu paraya göre belirlenir. ( m.3.II )
H.U.M.K. yukarıda anılan maddelerine göre, dava dilekçesinde davacının isteklerinden birisinin değeri 40.000.000.000 Tl.sı olarak gösterildiğinden Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açılması doğrudur. Mahkemenin bu hususu nazara almadan görevsizlik kararı vermesi doğru görülmediğinden hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 19.1.2004 gününde oybirliği ile karar verildi.