Mesajı Okuyun
Old 09-01-2012, 14:19   #3
Av.Bülent Özkan

 
Varsayılan

Sn. Burak 111,

İcra İflas Kanununun 72/3 maddesi uyarınca; İcra Takibinden sonra açılan menfi tespit davalarında doğrudan takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak teminat mukabilinde icradaki paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde tedbir kararı verilebilir.

Doğrusu şudur ki; takipten sonra menfi tespit davası açan bono borçlusu Mahkeme veznesine bir miktar teminat (%15 ile 40 arasında değişir) yatırır. Bu teminat yattığında artık alacaklı icraya giren paraları çekemeyecektir. Paralar icra dosyasında kalacaktır. Bu noktada alacaklı her türlü haczi yapabilecektir. Burada borçlu, alacaklının haciz yapmasını önlemek istiyor ise icra dosya borcunun tamamını icra dosyasına depo eder. Mevcut tedbir paranın alacaklıya ödenmesini engellediğinden alacaklı bu parayı da çekemez. Aynı zamanda tüm dosya borcunu karşılar para dosyada olduğundan bundan sonra ek haciz de yapamaz.

Sizin dosyanızda İİK 72/3 katledilmiş. Mahkemeler bu m addeyi sürekli yanlış uygularlar. Yazdığınıza göre sizin Mahkemeniz de takipten sonra menfi tespit davası açmış olmanıza rağmen doğrudan takibi durdurmuş böylelikle kanunun açık hükmüne aykırı tedbir uygulanmış. Aslında mahkemeniz icra takibini durdurma değil, paraların alacaklıya ödenmemesi yönünde tedbir vermeli idi. (BKZ:İİK 72/2, 72/3)

Peki bu halde haciz kalkacak mıdır?

Yukarıda açıkladığımız gibi doğru bir tedbir verilse idi ve siz Mahkemeye % 15 teminat yatırıp daha sonra da icra dosya borcunu karşılar şekilde icra dosyasına para yatırsa idiniz dosyanın tamamı teminat altında olacağından daha önce konmuş hacizler TAŞKIN HACİZ teşkil edecek idi. Tecrübe ile sabittir ki; böyle bir durumda (tedbiri doğru uygulayıp icra dosyasına para yatırdıktan sonra) hacizlerin fekkini İcra Müdürlüğünden istersiniz Müdürlük talebi reddeder. Siz de dosya borcunun tamamı teminat altında olmasına rağmen hacizlerin kaldırılmadığını, taşkın haciz söz konusu olduğunu iddia ederek İcra Mahkemesinde şikayette bulunur ve evvelki hacizleri kaldırırsınız. Doğru usul budur.

Fakat sizin olayda "icra takibinin durdurulması" kararı verilmiştir. Bu karar evvelce konan hacizlere etkili değildir. Bundan sonra icra muameleleri yapılamayacağı anlamına gelir. Daha önce usulüne uygun yapılmış işlemlerin iptalini gerektirmez. Bu nedenle şu anki durumda hacizlerin kaldırılmaması doğrudur.

Bu konu ile ilgili sayısız dava açıp, sayısız Mahkemeye bu usulü kabul ettirmek için göbeği çatlamış biri olarak; Karşı tarafınız olsam; icra takibinden sonra açılmış menfi tespit davasında takibin durdurulamayacağını ancak ve sadece paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde tedbir verilebileceğini belirterek bu tedbiri hemen kaldırılmasını isterdim. Zira KANUNUN AÇIK HÜKMÜNE AYKIRI TEDBİR hakimin sorumluluğunu da doğurur.


Selamlar...