Mesajı Okuyun
Old 28-05-2011, 17:13   #43
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
8. HUKUK DAİRESİ
E. 2009/5507
K. 2010/265
T. 26.1.2010

• KATKI PAYI ALACAĞI İSTEMİ (Katkı Payı Alacağını Belirlemek İçin Eşlerin Evlenme Tarihinden Dava Konusu Mal Varlığının Edinildiği Tarihe Kadar Olan Tüm Gelirleri Hesaplanması Gerektiği)

• AYLIK GELİRİN HESAPLANMASI (Katkı Payı Alacağı - Özel Muayenehanesinde Serbest Diş Hekimi Olarak Çalışan Davalının Aylık Gelirinin Asgari Ücret Esas Alınarak Hesaplanması Olağan Yaşam Akışına Uygun Olmadığı)

• EŞLERİN GELİRLERİ (Katkı Payı Alacağı Davası - Katkı Payı Alacağını Belirlemek İçin Eşlerin Evlenme Tarihinden Dava Konusu Mal Varlığının Edinildiği Tarihe Kadar Olan Tüm Gelirlerinin Hesaplanması Gerektiği)

• HEKİM OLARAK ÇALIŞAN DAVALI (Aylık Gelirinin Meslek Odası ve Vergi Dairesinden Sorularak Alınacak Cevapların Dosya Arasına Konulması ve Bundan Sonra Uzman Bilirkişi ya da Bilirkişilerin de Görüşleri Alınarak Adil ve Hukuka Uygun Emsal Gelirin Belirlenmesi Gerektiği - Katkı Payı Alacağı)

743/m.152

ÖZET : Dava, katkı payı alacağı istemidir. Evlilik birliği içinde edinilen mal varlığı için eşler, katkıları oranında katkı payı alacağı hakkına sahiptirler. Kararlılık kazanmış Yargıtay uygulamalarına göre, katkı payı alacağını belirlemek için eşlerin evlenme tarihinden dava konusu mal varlığının edinildiği tarihe kadar olan tüm gelirleri hesaplanmalı, herbirinin toplam gelirinden kişisel harcamaları ile kocanın 743 sayılı TKM'nin 152. maddesi uyarınca evi geçindirme yükümlülüğü uyarınca yapması gereken harcamalar çıktıktan sonra yapabilecekleri tasarruf miktarı belirlenmeli, bundan sonra toplam tasarruf miktarı karşısında davacı eşin tasarruf oranı bulunmalı, bulunan bu oran dava konusu mal varlığının dava tarihindeki değeri ile çarpılarak katkı payı alacağı tespit edilmelidir.

Özel muayenehanesinde serbest diş hekimi olarak çalışan davalının aylık gelirinin asgari ücret esas alınarak hesaplanması olağan yaşam akışına uygun değildir. Mahkemece, meslek odası ve vergi dairesinden sorularak alınacak cevapların dosya arasına konulması, bundan sonra uzman bilirkişi ya da bilirkişilerin de görüşleri alınarak adil ve hukuka uygun emsal gelirin belirlenmesi, bundan sonra az yukarıda açıklanan esaslar ilkesinde davacının katkı payı alacağının saptanması gerekirken gerekli araştırma yapılmadan gerçek yaşam koşullarını yansıtmayacak asgari ücretin esas alınması doğru olmamıştır.

DAVA : N E. ile H E. aralarındaki katkı payı alacağı davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair Ankara 11. Aile Mahkemesinden verilen 02.07.2009 gün ve 335/801 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 26.01.2010 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davalı vekili Avukat HÖY ve Avukat F Y ve karşı taraftan davacı vekili Avukat E. Ö. geldiler. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek dosya incelendi gereği düşünüldü:

KARAR : Davacı N E. vekili, 1083 ada 6 parseldeki 12 numaralı bağımsız bölüme ilişkin 5.010 TL katkı payı alacağı isteğinde bulunmuş, 1.7.2009 tarihli ıslah dilekçesiyle de alacak miktarını 116.276,47 TL'ye yükseltmiştir.

Davalı H E. vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.

Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 101.829,41 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Taraflar, 18.5.1985 tarihinde evlenmişler, 13.10.2004 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün kesinleşmesiyle 13.9.2006 tarihinde boşanmışlardır. Sözleşme ile başka mal rejimi seçilmediğinden eşler arasında 1.1.2002 tarihine kadar mal ayrılığı, bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar ise yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. Dava konusu muayenehane olarak kullanılan 12 numaralı bağımsız bölüm taraflar arasında mal ayrılığının geçerli olduğu 26.12.1996 tarihinde satın alınarak davalı koca adına tescil edildiğinden uyuşmazlığın Borçlar Kanunu'nun genel hükümlerine göre çözüme kavuşturulması gerekir.

Evlilik birliği içinde edinilen mal varlığı için eşler, katkıları oranında katkı payı alacağı hakkına sahiptirler. Kararlılık kazanmış Yargıtay uygulamalarına göre, katkı payı alacağını belirlemek için eşlerin evlenme tarihinden dava konusu mal varlığının edinildiği tarihe kadar olan tüm gelirleri hesaplanmalı, herbirinin toplam gelirinden kişisel harcamaları ile kocanın 743 sayılı TKM'nin 152. maddesi uyarınca evi geçindirme yükümlülüğü uyarınca yapması gereken harcamalar çıktıktan sonra yapabilecekleri tasarruf miktarı belirlenmeli, bundan sonra toplam tasarruf miktarı karşısında davacı eşin tasarruf oranı bulunmalı, bulunan bu oran dava konusu mal varlığının dava tarihindeki değeri ile çarpılarak katkı payı alacağı tespit edilmelidir.

Somut olayda, öğretmen olan davacının çalışmasına ve gelirlerine ilişkin belgeler dosya arasına getirtilmesine rağmen serbest diş hekimi olarak çalışan davalının gelirlerine ilişkin belgeler Maliye Bakanlığı Arşiv Yönetmeliği gereğince süresi geçtiğinden imha edildiği belirtilerek gönderilmemiştir. Mahkemece, davalının edinme tarihine kadar olan gelirini asgari ücret üzerinden hesaplayan hukukçu bilirkişi raporu esas alınarak yazılı şekilde karar verilmiştir. Özel muayenehanesinde serbest diş hekimi olarak çalışan davalının aylık gelirinin asgari ücret esas alınarak hesaplanması olağan yaşam akışına uygun değildir. Mahkemece, meslek odası ve vergi dairesinden sorularak alınacak cevapların dosya arasına konulması, bundan sonra uzman bilirkişi ya da bilirkişilerin de görüşleri alınarak adil ve hukuka uygun emsal gelirin belirlenmesi, bundan sonra az yukarıda açıklanan esaslar ilkesinde davacının katkı payı alacağının saptanması gerekirken gerekli araştırma yapılmadan gerçek yaşam koşullarını yansıtmayacak asgari ücretin esas alınması doğru olmamıştır.

Davalı vekili savunmasında, vekil edeninin evlenmeden önce üyesi olduğu Devlet Tiyatrosu Çalışanları Konut Yapı Kooperatifi aracılığıyla edindiği 15482 ada 1 parseldeki 15 numaralı bağımsız bölümün satışından elde ettiği paranın dava konusu muayenehanenin alımında kullanıldığını ileri sürmüştür. Davalının kooperatife üye olma tarihi ve aidat ödemelerine ilişkin makbuzlar istenilmeden eksik araştırma ile karar verildiği gibi söz konusu dairenin satış tarihi de göz önünde bulundurularak elde edilen paranın dava konusu taşınmazın edinilmesinde kullanılıp kullanılmadığı üzerinde gereği gibi durulmamıştır. Mahkemece, dosya arasında bulunan davalının banka hesap hareketlerine ilişkin evraklar bankacı bilirkişiye inceletilerek dava dışı taşınmazın satış ından elde edilen gelirin muayenehanenin alımında kullanılıp kullanılmadığı hususu açıklatılmaya çalışılmalıdır.

Kabule göre de, dava dilekçesinde belirtilen 5.010 TL için dava tarihinden itibaren. 96.819,41 TL için ise ıslah tarihinden itibaren faizin işletilmesine karar verilmesi gerekirken hüküm altına alınan 101.829,41 TL'nin tamamı için dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi doğru olmamıştır.

SONUÇ : Tüm bu açıklamalar nedeniyle davalı vekilinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulüyle usul ve kanuna aykırı bulunan hükmün HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 750 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak Yargıtay duruşmasında avukat marifetiyle temsil olunan davalıya verilmesine ve 1375,00 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 26.01.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kazancı