Mesajı Okuyun
Old 14-08-2009, 13:30   #3
Av.Özgür KARABULUT

 
Varsayılan

Merhabalar;

Yargıtay'ın yerleşik uygulaması çeklerin bir ödeme vasıtası olarak kabul edilip kira sözleşmesinin ödenmesi amacıyla verilmiş çekleri "bir borcun tasfiyesi amacıyla" verilmiş (dolayısı ile de kirayı ödenmiş) olarak kabul edip çeklerin ödenmemesi durumunda bu hususlara ilişkin takip yollarına başvurmak gerekecektir.

Sözkonusu bono olunca aynı şekilde uygulamak konusunda aşağıdaki karar da benim kafamı karıştırdı:

Alıntı:
T.C. YARGITAY
3.Hukuk Dairesi

Esas: 1999/10393
Karar: 1999/10381
Karar Tarihi: 11.10.1999

ÖZET: Çek belli miktar paranın ödenmesi için verilmiş bir havale emridir. Zamanaşımına uğraması halinde kambiyo niteliğini yitirip alacak için yazılı delil başlangıcı teşkil eder. Bu gibi hallerde alacağın varlığı her türlü delille kanıtlanabilir.

(6762 S. K. m. 692, 697) (1086 S. K. m. 292)

Dava: Dava dilekçesinde 125.000.000 lira için takibi yapılan itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesi icra inkar tazminatına hükmedilmesi ve masrafların davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Davacı, davada dayanımlan çekin karşılığı olmadığının tespit edildiğini, oysa bu çekin kendisine mevcut bir borcun itfası için ciro edildiğinden davalıdan 125.000.000 lira alacaklı olduğunu iddia etmiş ve asıl ilişkiya dayanayarak davalıya (cirantaya) karşı alacağının tahsili için yaptığı ilamsız icra takibine borçlu davalının haksız itirazının iptalini istemiştir. Mahkemece, davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekil tarafından süresinde temyiz edilmiştir.

Olayda çekin süresinde ibraz edildiği, karşılığı olmadığından ödenmediği, takas odasınca çek üzerine iptal şerhi verildiği, davacının ciranta olan davalıya kambiyo hukukna dayanan başvurma hakkının da zamanaşıına uğradığı uyuşmazlık konusu değildir. Çek borç ikrarını kapsayan bir senet değil, bir ödeme vasıtasıdır ve bir miktar paranın ödenmesi için verilmiş havale emrini ihtiva eder. Ödeme, bir borcu itfa amacı ile olabileceği gibi ödünç verme amacı ile de yapılabilir. Bu itibarla dayanılan çek, davacının davalıdan yazılı miktar kadar alacağı oduğunu kesin bir delil teşkil etmez. Ne var ki; olayda çekteki imza inkar edilmediğine göre çek, davacının alacak iddası hakkında yazılı delil başlangıcı teşkil edebilir ve bu suretle alacağın varlığı her türlü delille kanıtlanabilir. O halde, mahkemece çekin verilmesine ndeen olan asıl hukuki ilişkinin mahiyetinin açıklattırılması ve davacının alacaklı olduğunu kanıtlaması için tüm delillerinin toplanması, dava dilekçesinde (vs.) deliller denilerek yemin daliline de dayanıldığına göre gerekirse yemine de başvurulması ve hasıl olacak sonuca göre karar erilmesi gerekir. Mahkemece, bir ödeme vasıtası olan bir çekin adi senet niteliğindeyazılıbelge olark değerlendirilerek davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.

Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğunan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA), peşin alınan temyiz harcının itsek hainde temyiz edene iadesine 11.10.1999 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)


Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları