Mesajı Okuyun
Old 28-02-2007, 10:54   #2
Av. Hulusi Metin

 
Varsayılan Sınırlı katkı

Ne kadar bilgi... o kadar katkı

Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, yapılan temlikin gerçek yönünün, diğer bir söyleyişle, miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zordur.

Hile:
BK.nun 28/1 maddesinde açıklandığı üzere; taraflardan biri değer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse, hata esaslı olmasa bile, aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz.Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili ( makable şamil ) olarak oradan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.
Ve hile her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiçbir şekle bağlı değildir. Hilenin öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla da kullanılabilir.

Muris muvazaası:
Uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa niteliği itibariyle nispi ( mevsuf-vasıflı ) muvazaa türüdür.
Söz konusu Muvazaada miras bırakan; gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için, esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.

OLAYDA:
Butlan sonucunu doğuran, genelde muvazaa, özelde “muris muvazaası” hukuksal nedenine dayalı olarak ileri sürülen iddiaların her türlü kanıtla ispatı mümkündür.
Şimdilik bu kadar, kolay gelsin.