Mesajı Okuyun
Old 01-03-2007, 23:00   #11
mutlakadalet

 
Varsayılan

Sayın Kemal Yıldırım,
Sizin yazmış olduğunuz ve benim yazmış olduğum iki yargı kararı da gösteriyor ki; Ceza Hukuku -gerçi hukukun çoğu alanı böyle- matematiksel kesinlikler içermiyor. İki olayda da bıçak kullanılarak kasığa müdahalede bulunuluyor ve iki olayda da mağdurlar ölüyor. Bununla birlikte ilk olaydaki failin kastı, yaralama olarak tayin edilirken, ikinci olaydaki failin kastı öldürme olarak niteleniyor. Şu halde somut olayın koşulları çok dikkatli bir biçimde tayin edilmelidir. Sizin yazmış olduğunuz kararın bir yerinde:

Alıntı:

Tanık anlatımlarına göre sanığın olay yerinde maktulle karşılaşması raslantı olmadığı gibi, eylemine de kendi isteğiyle değil, maktulün olay yerinden kahveye doğru kaçması üzerine son vermiştir.

Bu ifadeden anladığım kadarıyla, fail, elindeki bıçak ile kasıktan yaraladıktan sonra kendi isteği ile eylemine son vermiş olsa idi, kastının belirlenmesi de buna göre tayin edilebilecekti. Şimdi sizin sormuş olduğunuz olaya dönersek: "Fail, mağdurun midesine ve bacağına iki el ateş ettikten sonra eylemine davam edebilir, mağdurun kafasına yahut göğüs hizasına (Göğüs hizasına hedef alınması, Yargıtay içtihatları çerçevesinde adam öldürmeye teşebbüs olarak kabul edilmektedir.) doğru da ateş edebilirdi." Kanımca bu husus, sizin de yazmış olduğunuz karardaki ölçütlerden "olayın seyrinin göz önünde tutulması" kapsamındadır. Diğer ölçütlerle birlikte (Kurşunların, hayati bölgelere isabet etmemesi gibi) bu ölçütü de dikkate alarak, -ilk mesajımda da belirttiğim üzere- failin kastının, yaralama cihetinde tayin edilmesi gerektiğini düşünüyorum.

Saygılarımla