Mesajı Okuyun
Old 03-04-2012, 16:26   #4
Av.Bülent Özkan

 
Varsayılan Bir avukatın ardından...

Sevgili Arkadaşlar;

30 Mart 2012 tarihinde Afyonkarahisar'dan gelen acı haber ile derinden yaralandık.

Çok kıymetli bir meslekdaşımız olan Av.Hüseyin Bürhan HAYRAN bürosunda uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetti.
Hakkında gıyabında anlatılan kadar bilgi sahibi olsam bile kendisinin hem özel hayatında hem de 25 yıllık meslek hayatında saygın bir kişi olduğunu çok rahat söyleyebilirim.

Bu menfur saldırı aslında bir katliam zincirinin son halkası imiş. Merhum meslekdaşımızın kabahati! İse seneler önce cinayete kurban giden bir maktul ailesi adına hükümlü tarafına tazminat davası açması, bu davayı kazanması, çıkan ilamı icraya koyması, borç ödenmeyince de karşı tarafın malvarlığına haciz uygulaması. Meslekdaşımızdan1-2 saat önce maktul yakınlarına yardım amacı ile dava giderlerini karşılayan Belediye Meclis üyesi ile onun babası da aynı kişi tarafından katlediliyor. (Hayatını kaybeden bu kişilerin de ruhu şad olsun)

Yani merhum meslekdaşımız yalnızca görevini ifa ettiği için ve görevinden dolayı yaşam hakkı elinden vahşice alındı.
Ancak beni daha daüzen ve tabir-i caiz ise bazı kişiler ile küfürleşmeye varacak tartışmaya sevkeden şey ise bazı haber forum sitelerinde olay hakkında yapılan çirkin yorumlardır. Yorumlar şöyle:

“avukat kesin haketmiştir, adamın canını yakmasaydı” “avukatlar kısa yoldan zengin olmayı seçince başına bunlar gelebilir” vesaire vesaire.

Hak peşinde koşarken çok kişi ile tartışmaya girmiş biri olarak artık insanlarımızın bu sığ fikirlerden kurtulmaya başladıklarını düşünüyorum. En azından umut ediyordum. Ancak yine eski hastalıklı önyargının iş başında olduğunu gördüm. Elimden sadece bunları yazan yüzüne tükürülesi şahısları Allah’a havale etmek geliyor.

Evet bizbirbirimizi biliyoruz, mesleğin zorluklarını her gün yaşıyoruz. Sırtımızda çok kişinin hakkını taşıyor, çok kişinin derdini üstümüze alıyor, binbir türlüeksiği olan sistem içinde hak peşinde koşuyoruz. Ama demek ki dışarıdan hala “çantalıhırsız” muamelesi görüyoruz. İmaj bu derece mi kötüdür, bir insanın hayatı elinden alındığında bile aşağılık cümle kurduracak kadar mı?

Bu imajın sorumlusu kimdir? Mesleği bizimle birlikte icra edenler mi? uyduruk dizilerde şerefsizliğin doruğuna çıkmış avukat profili çizen sinemacılar mı? izlediklerini gerçek sanıp kafasında bu imaja yer açan cühela efrat mı? Ben karar veremedim. Ama bunlardan hesap sormaya kalktığınızda önünüze duvar örüldüğünü, imaj zedeleyici yayınlarla ilgili cezai şikayette bulunmaya yeltendiğinizde “aman avukat bey neden üstünüze alındınız neticede kurgu” gibi laflar işittiğinizi ve işiteceğinizi söyleyebilirim. Anlaşılan o ki ve de ne yazık ki ölmek bile avukatı haklı çıkarmıyor.

Birbirimize sahip çıkmak yerine çoğu zaman maruz kaldığım gibi “karşımızdaki meslekdaşı suçlamak, onu alt etmek için türlü katakulli çevirmek” huyundan kurtulmadığımız sürece bu ve bunun gibi olayların vicdani yükünden kurtulamam.

En son bu caninin Afyonkarahisar’dan kendisini savunabilecek bir avukat bulduğunu duyduğumda ise ağır bir vicdan muhasebesine girdim. Bir ceza avukatına ilk öğretilen düstur ile vicdan terazide denk durmadı.

“Savunma hakkı kutsaldır, herkes savunma hakkına sahiptir” bunu peşinen kabul etmişiz. Ancak görevini ifa eden bir avukatın katil zanlısının savunması yapılır mı? diye düşündüğümde kesin bir “hayır” cevabı verebiliyorum. Çünkü her şeyden önce bir hukukçu olarak vicdanı ile hareket eden biriyim, işi kabul veya reddetme özgürlüğümü mesleğimden yana (ve de mazlumdan yana) kullanma lüksüm her zaman var. Tersini düşünenler olacaktır. Bu da bizim henüz profesyonel olamadığımız anlamına gelir. Kınayamayız amma sitem edebiliriz. O yüzden duyduğum haber doğru ise müstakbel müdafii’ye sitemediyorum.

Çünkü; bu sanığın “mallarıma haciz konunca elim kolum bağlandı ekmeğimden oldum avukat beni çok zorladı deyip birtakım yalan laflar uyduracağını ve sanki ortada tahrik varmış gibi tahrik indirimi almaya çalışacağını” tahmin ediyorum. Herhangi bir meslekdaşıma bu tiksinç savunma içinde yer almasını yakıştıramıyorum.Ama kesin olarak biliyorum ki kanunun verdiği bir yetkiyi kullanıp kanunun verdiği görevi ifa eden avukata karşı işlenmiş suç cezada indirime değil ağırlaştırmaya neden olur. Hiçbir aklı başında savcı veya hiçbir aklı başında hakim busavunmayı yemez.

İmkan olursa destek için duruşmalara iştirak edeceğim. Tüm barolardan aynı hassasiyeti göstermesini beklerim. Doğrusu duruşmada karşıda bir avukat görürsem üzülürüm.

Bu konuyu açma sebebim ise bir yandan merhum meslekdaşımızı saygı ile anarken bir yandan da elimden geldiğince bir sorunu ortaya koymaktır. Mesleğimiz kutsaldır ancak ortada bir sorun olduğu da açıktır. Bu sorun nasıl çözülecektir? Oturup düşünmek icap eder. Çünkü hak vaki olur da benim de başıma benzer bir şey gelirise arkamda “hak etmiştir” diyecek aptallar bırakmak istemiyorum.

Burhan Ağabey mekanın cennet olsun.