Mesajı Okuyun
Old 24-02-2004, 17:20   #6
buketoz

 
Varsayılan

Sayın Hykayar
Yazınızı keşke 2000 yılında yeni yazsaydınız ve ben avukatlığa yeni başladığımda okusaydım diye düşündüm bir an
Bu yazılanlara sonuna kadar katılıyorum. Sadece 4 yıllık bir avukatım ama bu dört yıl boyunca pek çok kez yazınızda belirtilen bazı konulardaki bilgisizliğim ve hukuki tecrübesizliğimin bedellerini ödemek zorunda kaldım. Bazı şeyler yaşayarak öğreniliyor maalesef.
Avukatlığa ilk başladığımda bana söylenilenler şuydu:"Yaklaşık 1-1.5 yıl cepten yemeyi göze al. Sonra yavaş yavaş çevren gelişir, masrafları çıkarmaya başlarsın. İlk 5 yıldan sonra da para kazanmaya başlarsın"
Hatta bana misal olarak 5 yılı aşmış avukatları gösterdiler. Hepsinin düzeni kurulu, bürolarını evlerini almışlar, bu ayki kirayı, faturaları nasıl ödeyeceğim diye bir kaygıları yok...vs
Dışardan bakılınca çok cazip geliyor. Elbet bir gün ben de o aşamaya geleceğim, maddi sıkıntılarım bitecek, artık kurulu bir düzenim olacak diye ümit ediyorsunuz.
Çalışıyorsunuz, ümit ediyorsunuz, düzelecek diyorsunuz yine ümit ediyorsunuz ama bazen insan çok umutsuzluğa kapılıyor. Daha ne kadar beklemem gerekecek, acaba kendi kendimi mi kandırıyorum demeye başlıyorsunuz. Öyle olaylar oluyor ki iyiniyetiniz suiistimal ediliyor, tatsız olaylar yaşıyorsunuz, yaptıklarınız takdir görmek yerine eleştiriliyor..vs. Böyle anlarda çok sevdiğim mesleğimin bana yapı olarak uygun olmadığını düşünmeye başlıyorum.
Normalde çok mutlu bir insan iken eski neşemi kaybettiğimi, kafamda sürekli hesaplar yaptığımı, sürekli sorunlarla uğraştığımı, sürekli mücadele halinde olduğumu görüyorum.
Çevremdeki arkadaşlarımla konuştuğum zaman onların da aynı durumda olduklarını duyuyorum. Herkes maddi olarak ve psikolojik olarak sıkıntıda ve çözüm bulmaya çalışıyorlar. Kimileri hakimlik sınavlarına başvuruyor, kimileri bürolarını kapatıp 4-5 arkadaş büyük bir büro tutup giderlerini azaltmaya çalışıyor.
Mesleğe yeni başlayan avukatlar çok büyük ümitlerle (bu ümitler salt parasal anlamda ümitler değil) büro açıyorlar, çalışmaya başlıyorlar ama maalesef çoğu hayal kırıklığına uğruyor.
Sanırım bizim şansızlıklarımızdan birisi de son 5 yıldır ülkenin ekonomik durumunda yaşanan krizler. Kendi kendime bu piyasa bu şekilde devam etmeyecek elbet düzelecek diye telkinlerde bulunup sabretmeye devam ediyorum. Umarım kendimi kandırmıyorumdur
Yazılanlar çok doğru ama bütün bunlara uyulsa bile genç bir avukatın avukatlık piyasasında tutunabilmesi, kendi kendini idame ettirebilmesi için gereken pek çok şey var diye düşünüyorum. Avukat üzerine düşen herşeyi yapsa, yukarıda yazılanları harfiyen yerine getirse bile bu herşeyin yoluna gireceği anlamına gelmiyor.
Elbette avukat bunları yapmalı ama sadece bizim yapmamız yetmez bence. Genç avukatların çektiği zorluklar ve karşılaştıkları sorunlar konusunda başka şeyler de yapılmalı. Mesela bu avukat enflasyonuna artık bir dur denilmeli, bu kadar çok hukuk fakültesi olmamalı, olsa bile herkese ruhsat verilmemeli, meslektaşlarımız müvekkillere asgari ücret tarifesinin çok daha altında fiyatlar vererek rakamı düşürmemeli, müvekkiller de avukatla koyun alırmış gibi vekalet ücreti konusunda pazarlık yapamamalı, bu avukat kabul etmezse nasıl olsa diğer avukat kabul edecek kesin diye düşünmemeli, barolar genç avukatların yanında yer alıp onların sorunlarına çözüm yolları aramalı, ellerinden gelen imkanlarla onlara yardım etmeli....vs vs.
Keşke bütün bu sorunlar çözüme ulaşsa, bütün meslektaşlarımız mesajınızda yazdığınız konuları uygulayıp hayata geçirebilse, avukatların müvekkil gözündeki saygınlığı artsa ve biz de şevkimiz kırılmadan keyifle mesleğimizi yapmayı sürdürebilsek. Arada sırada hevesim kırılsa da ben halen umutluyum ve sabrediyorum)
Saygılarımla