Mesajı Okuyun
Old 21-12-2008, 09:42   #12
Av.Necati Yaşbey

 
Varsayılan

Boşanma davası içersinde davacı veya davalı mahkemedeki yargılama sona erene kadar eğer açıkca bu hakkından feragat etmedi ise maddi ve manevi tazminat talep edebilir. Bu durumda harç yatırımamaktadır. Sadece talep etmek yeterli . Bu talebe karşı eğer karşı tarafın avukatı iseniz şartlarının bulunmadığına veya en azından talep edilen tazminatın miktarına itiraz etmek gerekir. İtirazın da yasanın belirlediği bir süresi yok.
Boşanma kararları kesinleşmeden icraya konamaz. Dolayısıyla boşanma kararlarının fer'isi niteliğindeki maddi ve manevi tazminat talepleride kesinleşmeden icraya konamaz.
Boşanma davası içersinde karara bağlanan maddi ve manevi tazminat talepleri için ayrıca vekalet ücreti söz konusu olmamaktadır. Reddi halinde de sadece boşanma davası için öngörülem maktu ücret sözkonusudur.
Ancak boşanma davasından ayrı açılan veya boşanma davası kesinleştikten sonra 1 yıl içersinde açılan maddi ve manevi tazminat davaları nispi vekalet ücretine tabidir. Selam ve saygılarımla



T.C.

YARGITAY

2. HUKUK DAİRESİ

E. 2005/5493

K. 2005/8685

T. 6.6.2005

• BOŞANMA DAVASI ( Türk Medeni Kanununun Yürürlüğe Girdiği Tarihten Önceki Olayların Hukuki Sonuçlarına Bu Olaylar Hangi Kanun Yürürlükte iken Gerçekleşmişse Kural Olarak O Kanun Hükümlerinin Uygulanması )

• KESİN HÜKÜM ( Davalının Usulüne Uygun Açılmış Bir Davası Bulunmadığından Karar Verilmesine Yer Olmadığına Karar Verilmesi Gerekirken Davalı Aleyhine Kesin Hüküm Oluşturur Şekilde Red Kararı Verilmesinin Doğru Olmaması )

• TALEPLE BAĞLILIK İLKESİ ( Davalı Kadının Aylık 75 Milyon Lira Yoksulluk Nafakası İstemiş Olduğu Halde İstek Aşılarak Aylık 100 Milyon Lira Yoksulluk Nafakasına Hükmolunmasının Hatalı Olması )

4722/m.1

743/m.134,166

1086/m.74


ÖZET : Türk Medeni Kanununun yürürlüğe girdiği tarihten önceki olayların hukuki sonuçlarına, bu olaylar hangi kanun yürürlükte iken gerçekleşmişse kural olarak o kanun hükümleri uygulanır.
DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm, karşı dava, katkı payı, tazminat, nafakalar ve avukatlık ücreti yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : 4722 sayılı kanunun 1. maddesi hükmü de dikkate alındığında olaya 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi hükümlerinin uygulanması gerekir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle hüküm yerinde Türk Medeni Kanununun 134/son maddesi yerine Türk Medeni Kanununun 166/son maddesinin yazılmasının maddidi hatadan kaynaklanmış bulunmasına, davalı kadın tarafından katkı payına yönelik harcı verilerek açılmış bir dava ve karşı dava olmamasına göre davalı kadının tüm, davacı kocanın aşağıdaki bentler dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2- Davalı kadının usulüne uygun harcı verilerek açılmış bir dava ve karşı davası bulunmadığı halde varmış gibi hüküm kurulması doğru olmamıştır.
3- Boşanma davası içerisinde,Boşanma ile ilgili hüküm kesinleşinceye kadar istenen tazminatlar ve nafakalar boşanmanın eki niteliğinde olup ayrıca harca ve vekalet ücretine tabii değildir. Bu yön gözetilmeden davalı lehine vekaletık ücretine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozulması gerekmiştir.
4- Davalı kadının aylık 75 milyon lira yoksulluk nafakası istemiş olduğu halde istek aşılarak aylık 100 milyon lira yoksulluk nafakasına hükmolunması da bozma nedenidir. ( HUMK. md. 74 ) SONUÇ : Temyiz edilen hükmün 2, 3 ve 4. bentlerde gösterilen nedenlerle davacı lehine BOZULMASINA, tarafların sair temyiz itirazlarının 1. bentte gösterilen nedenle ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın davalıya yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna, temyiz peşin harcını yatıran davacıya geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06.06.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.