Mesajı Okuyun
Old 20-02-2009, 15:28   #3
Sinerji Hukuk Yazılımları

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
8.Hukuk Dairesi
Esas: 2001/8847
Karar: 2001/8774
Karar Tarihi: 03.12.2001

ÖZET: Devlet ormanları içerisindeki yabani zeytinliklerin ıslah şartları yerine getirilmeden kendiliğinden imar-ihya edilmesi halinde zilyetlik hükümlerinden yararlanamayacağı düşünülmeli ve taşınmazın bulunduğu yerde tapulama yapılmış ise temlik şartlarının tapulamadan önce tamamlanıp tamamlanmadığı, tapulamadan önce tamamlanmış ise tutanağın kesinleşmesinden itibaren on yıllık hak düşürücü sürenin geçip geçmediği; temlik şartları tapulamadan sonra tamamlanmış ise davanın hak düşürücü süreye tabi olmadığı düşünülerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken taşınmaz malın hukuksal niteliği ve iktisap şartları araştırılmadan eksik inceleme ile hüküm verilmesi isabetsizdir.

(3402 S. K. m. 14, 17) (3573 S. K. m. 3, 4, 5)

Dava: Süreyya ile Hazine aralarındaki Tapu İptali ve Tescil davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair M. Asliye Hukuk Hakimliğinden verilen 31.01.2001 gün ve 340-64 sayılı hükmün Yargıtayca incelemesi davacı ve davalı Hazine vekilleri taraflarından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi, gereği düşünüldü:

Karar: Davacı vekili, 1017 parsel sayılı 22.160 m2 yüzölçümlü taşınmazı tapulamada delicelik niteliği ile ve 1981 yılından beri aşılandıklarından bahisle 20.7.1983 tarihinde Hazine adına tapulandığını, bu yeri 1959'da bitişiğindeki 1016 parsel ile bir bütün olarak satın aldığını, 38 yıldır nizasız, fasılasız, malik gibi zilyet olduğundan bahisle iptal ve tescil istemiş, davalı Hazine taşınmazın pırnallık ve delicelik olduğunu, tapulama tespitinin doğru olduğunu, davacı yönünden iktisap koşullarının oluşmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuş, mahkemece davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiş, hükmün redde ilişkin bölümü davacı vekili, kabule ilişkin bölümü ise Hazine vekili taraflarından temyiz edilmiştir.

Mahkemece; 1017 parselin krokisinde l ve 2 ile gösterilen 5.582,95 m2 ve 9.521,54 m2.lik bölümlerinin kayalık, çalılık, pırnallık ve delicelik olduğu, ancak davacı tarafından imar ihya edilerek zeytinlik haline getirilmiş ise de, zilyetlik süresinin dolmadığı nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, krokide 3 ile gösterilen 7.055,51 m2.lik bölümün eskiden beri zeytinlik olduğu ve davacı yararına iktisap koşullarının oluşmuş olması nedeniyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkemece davanın reddine karar verilen ve krokide 1 ve 2 ile gösterilen taşınmazların imar ihyasının tapulama tespitinin yapıldığı 1983 yılına göre 20 yıla ulaşmadığı, tespit bilirkişisi 1927 doğumlu Ziya, 1327 doğumlu Kamil, mahalli bilirkişi 1930 doğumlu Hüseyin ve davacı tanıklarının beyanlarından anlaşılmakla, mahkemenin red kararı yerindedir. Davacı vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde değildir. 5.582,95 ve 9.521,54 m2. yüzölçümlü taşınmazlara yönelik temyiz itirazlarının reddi ile bu bölümler için hükmün ONANMASINA, Hakkındaki davanın kabulü cihetine gidilen ve krokide 7.055 m2. olarak gösterilen hükme yöneltilen Hazinenin temyiz itirazlarına gelince: Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli değildir. Toplanan delillerden dava konusu taşınmazın öncesinin yabani zeytinlik olduğu anlaşılmaktadır. Bu tür yerlerin iktisabı ancak, yasaların öngördüğü ihya şartlarının varlığı halinde mümkündür. Yabani zeytinliklerin ihya yoluyla iktisap şartları bulunduğu yerin hukuksal niteliğine göre değişir.

Yabani zeytinlikler Devlet ormanları içinde veya dışında bulunabileceği gibi şahıslara ait tapulu ya da zilyetlik yoluyla kazandığı sahipli arazide de olabilir. Bu durumda öncelikle yabani zeytinliklerden oluşan nizalı taşınmazın Devlet ormanı içerisinde mi, yoksa dışında mı, başka bir anlatımla orman sayılan yerlerden olup olmadığının uzman bilirkişi aracılığı ile tespit edilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Usulüne uygun şekilde yapılacak orman araştırmasından sonra nizalı taşınmaz malın orman sayılan yerlerden olduğunun anlaşılması halinde:3573 sayılı <Zeytinliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılanması Hakkındaki Kanun> da açıklanan ıslah ve temlik işlem ve şartlarının yerine getirilmiş olması halinde yabani zeytinliğin yasa hükmü gereği kazanılması mümkündür.

Devlet ormanları dışında kalan Devlete ait boş arazideki yabani zeytinliklerin bulunduğu yerler orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden sayıldığından bu tür yerlerin 3402 sayılı Kanunun 17.maddesindeki ihya ile ilgili şartların ve aynı Yasanın 14.maddesindeki iktisap şartlarının tamamlanması halinde ihya yoluyla kazanılması anılan Yasanın ilgili maddeleri ve 11.6.1958 gün 1958/8-7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına göre mümkündür.

Sahipli (tapulu) veya tapuda kayıtlı olmamakla birlikte zamanaşımı ve diğer yasal nedenlerle mülkiyet hakkı kazanılmış araziye dikilmiş yabani zeytinliklerden oluşan yerler orman sayılmaz.

Taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğunun anlaşılması halinde 3573 sayılı Kanunun 3, 4, 5. maddelerinde öngörülen ıslah ve temlikle ilgili işlem ve şartlar araştırılmalıdır. Devlet ormanları içerisindeki yabani zeytinliklerin 3573 sayılı Kanuna göre gerekli izin alınmadan ve ıslah şartları yerine getirilmeden kendiliğinden imar-ihya edilmesi halinde zilyedin 3573 sayılı Kanun hükümlerinden yararlanamayacağı düşünülmeli ve taşınmazın bulunduğu yerde tapulama yapılmış ise temlik şartlarının tapulamadan önce tamamlanıp tamamlanmadığı, tapulamadan önce tamamlanmış ise tutanağın kesinleşmesinden itibaren on yıllık hak düşürücü sürenin geçip geçmediği; temlik şartları tapulamadan sonra tamamlanmış ise davanın hak düşürücü süreye tabi olmadığı düşünülerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken taşınmaz malın hukuksal niteliği ve iktisap şartları araştırılmadan eksik inceleme ile hüküm verilmesi isabetsizdir.

Bundan ayrı, 3402 Sayılı Kanununun 14.maddesi hükmüne göre zilyetliğin bu Kanunda yazılı belgelerden birisi ile ispatı yoluna gidilemeyen hallerde zilyedin kazanabileceği miktar sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönümü geçemeyecektir. 1617 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 26.7.1972 tarihinden itibaren açılan dava sonunda zilyet adına bu yolla ya da Tapulama veya Kadastro yolu ile tescil edilmiş taşınmaz veya taşınmazlar var ise bunların miktarlarının, çalışma alanlarının, tescil tarihlerinin Tapu, Kadastro ve Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüklerinden sorulup belirlenmesi ve ayrıca bu maddenin 2.fıkrası hükmüne göre sulu ve kuru toprak ayırımının 3083 sayılı kanun hükümlerine göre araştırılıp belirlenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.

Sonuç: Mahkemece eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm verilmiş olması isabetsiz, Hazine vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile hükmün krokide 7.055 m2. olarak gösterilen bölümünün açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, aşağıda dökümü yazılı davacıya ait 3.240.000.-lira peşin harcın onama harcına mahsubuna 03.12.2001 tarihinde oybirliği ile karar verildi.(¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları