Mesajı Okuyun
Old 14-02-2014, 12:56   #4
Av. Ali YILMAZKARA

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan http://www.erzincan.edu.tr/birim/HukukDergi/makale/2010_IV_2.2.pdf
Suçun hiddet veya şiddetli eleme yol açan haksız fiilin gerçekleştirilmesinden ne kadar zaman sonra işlenmesi gerektiği konusunda TCK md. 29’da açık bir belirleme bulunmadığı gibi, bu konuda genel geçer bir ölçüt koymak da mümkün değildir. TCK md. 29’daki “haksız bir fiilin meydana getirdiği hiddet veya şiddetli elemin etkisi altında” ibaresi dikkate alınarak hiddet veya şiddetli elemin etkisinin sürdüğü sürece işlenen suç bakımından haksız tahrik indiriminin uygulanabileceğini kabul etmek gerekir. Bu bakımdan her somut olayın koşulları dikkate alın arak değerlendirme yapılma lıdır.

Karşılıklı hakarette, hakaret fiillerinin yazılı olarak veya basın yoluyla yapılması hâlinde de haksız tahrik vardır. Çünkü ilk hakaretin üzerinden zaman
geçmesi hiddet ve şiddetli elemin etkisini yitirdiğini göstermez.Fail sakinleştikten bir süre sonra, yeniden hiddet veya şiddetli eleme kapılarak suç işlerse, yine haksız tahrik indiriminden yararlanmalıdır.


Şeklinde görüş buldum. Kişisel görüşüm ise basit suçlarda (btm yaralanmaları-hakaret vs ) zaman aralığı dar tutulmalı /esas olan dar zaman değerlendirmesi olmalı/ ama kişinin hayatını altüst edecek durumlarda -babasının öldürülmesi/tecavüz vs- zaman aralığı geniş tutulabilinir. Burada zamanı da önplana çıkarıyor olmamdaki sebep hayatın olağan akışına göre zaman yatıştırır

Ancak klasik hukukçu lafı "somut olaya göre değerlendirmek lazım" sizin olayınıza dönecek olur isek taraflar arasındaki husumetin ne olduğu ne zaman başladığı belirtilirse daha sağlıklı değerlendirilebilinir diye düşünüyorum