Mesajı Okuyun
Old 17-06-2019, 08:21   #5
SELBELLEV96

 
Varsayılan Tam 12’den

Alıntı:
Yazan Av. Hulusi Metin
T.C.
YARGITAY
4. HUKUK DAİRESİ
E. 2012/8045
K. 2012/12204
T. 11.9.2012
http://www.kazanci.com/kho2/ibb/files/dsp.php?fn=4hd-2012-8045.htm&kw=`bo%C5%9Fanma+ve+mal+payla%C5%9F%C4%B1 m%C4%B1`+#fm

DAVA : Davacı ... vekili Avukat .... tarafından, davalı ... ve diğeri aleyhine 10/07/2007 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın husumet nedeniyle reddine dair verilen 23/09/2010 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.

KARAR : Dava, muvazaa hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Yerel mahkemece, hukuki yarar ve aktif husumet ehliyeti yokluğundan istem reddedilmiş; karar, davacı tarafından temyiz olunmuştur.

Davacı, davalılardan ... ile evli olduklarını ancak devam eden boşanma ve mal paylaşımı davaları bulunduğunu, davalı eşinin, evlilik birliktelikleri içinde satın aldıkları yazlığı diğer davalı kardeşine satıp devir ettiğini öğrendiğini, satışın danışıklı ve kendisinden mal kaçırma amaçlı olduğunu iddia ederek tapu kaydının iptali ile taşınmazın davalı eşi ... adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

Davalılar, davacının iddialarının gerçek dışı olduğunu, satış işleminin gerçek olduğunu savunmuşlardır.

Yerel mahkemece, hukuki yarar ve aktif dava ehliyeti bulunmadığından istem reddedilmiştir.

Dava, muvazaa iddiasına dayanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Kural olarak üçüncü kişiler, muvazaa nedeniyle hakları zarara uğratıldığı takdirde, tek taraflı veya çok taraflı hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler. Çünkü danışıklı olan bir hukuki işlem ile üçüncü kişinin zararlandırılması ona karşı işlenmiş bir haksız eylem niteliğindedir. Ancak, üçüncü kişinin muvazaalı muamele (danışıklı işlem) ile hakkının zarar gördüğünün benimsenebilmesi için onun danışıklı işlemde bulunandan bir alacağının var olması ve bu alacağın ödenmesini önlemek amacıyla danışıklı işlemin yapılması gerekir.

Somut olayda davacı, davalı aleyhinde açtığı boşanma ve mal paylaşımı davaları bulunduğunu, evlilik birliktelikleri içinde edindikleri yazlığın kendisinden mal kaçırmak amacı ile davalı eşi tarafından danışıklı olarak diğer davalı kardeşine devir edildiğini iddia etmiştir. Davacının boşanma davası ile birlikte maddi ve manevi tazminat alacağı doğabileceği gibi esasen davanın konusunu oluşturan yazlık, evlilik birlikteliği içinde satın alınmış olduğundan mal paylaşımı davasının da konusunu oluşturduğu kuşkusuzdur. Şu durumda, taşınmazın davalı eş adına tescil edilmesinin istenmesinde davacının hukuki yararı ve aktif dava ehliyeti bulunmaktadır.

Yerel mahkemece, iddia ve savunma doğrultusunda tarafların göstermiş oldukları tüm kanıtlar toplanmalı, davacı tarafından davalı eşi aleyhinde açılan boşanma ve mal paylaşımına ilişkin dava dosyaları incelenmeli ve tüm kanıtlar birlikte değerlendirilerek varılacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, hukuki yarar ve aktif dava ehliyeti yokluğundan davanın reddine karar verilmiş olması doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.

SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 11/09/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.


Değerli meslektaşım,üstadım;
Bu göndermiş olduğunuz karar meseleyi tam anlamıyla karşılıyor ,tüm sorularıma yanıt veriyor.Emeğinize sağlık,çok teşekkür ederim.Saygılarımla..