Mesajı Okuyun
Old 25-09-2006, 22:27   #11
Av. Can DOĞANEL

 
Varsayılan

Sn. Akpunar'ın sunduğu kararlara bakılırsa daire görüşünü değiştirmiş. Buna TTK 614/3 maddesi açık hükmü karşısında neden gerek duyduğunu da anlamış değilim. Ancak son durum bu öte yandan böyle bir durumda ilamsız takip yapılamayacağına ilişkin kararlar da var. Ancak böyle bir durumda senedi ilamsız takibin dayanağı yapmaksızın ödenen miktar üzerinden ... bonoya aval nedeniyle ödediğim borcun rücuen tahsili gibi bir borç sebebi yazılarak ilamsız takip yapılması halinde itirazın iptali için genel mahkemede dava açılabilir. Bu davada senet delil olarak kullanılıp, senedin elimizde olmasının ödemeye karine kabul edilmesi istenebilir. Ya da direk olarak TTk 614. maddesine dayanan rücu davası açılabilir. Karşı taraf ödemeye hevesli değilse bu yollardan herhangi birinin daha uzun veya daha kısa olduğu tartışmasına girmek anlamsızdır. Çünkü her durumda dava söz konusu olacaksa aşağı yukarı aynı süreyi alacaktır. Mevcut senet üzerindeki imzaya itiraz gibi bir durum söz konusu olmazsa pek uzun sürecek bir dava değildir.