Mesajı Okuyun
Old 11-07-2019, 11:22   #2
Av. Engin EKİCİ

 
Varsayılan

Alıntı:
Sevgili Meslektaşlar, şöyle bir uyuşmazlığım söz konusu, TBK 66'ya istinaden müvekkile ait işyerinde çalışan bir personelin gerçekleştirdiği hukuka aykırı bir fiil sonucu karşı tarafın bedensel zararı olmuş ve çalışan işçi ceza yargılaması sonucu mahkum edilmiştir. Ancak bu ceza dosyası içerisinde hiçbir şekilde müvekkilin aleyhine herhangi bir bahis geçmemekte, en ufak bir ihbar, şikayet, katılma veya talep bulunmamaktadır. Akabinde tazminat davası açıldığında ise müvekkil mali olanakları sebebi ile müştereken ve müteselsil sorumluluk kaydı ile dosyada davalı olarak yer almaktadır.

Sorularım şudur ki, ceza dosyası ile alakalı tarafımıza en ufak bir bilgi, savunma imkanı verilmeden tazminat isteminde bulunmak ne kadar hakkaniyetlidir, zira katılanın haksız tahriki, müşterek kusuru, çalışanın ağır kusuru gibi durumlar ceza dosyası içerisinde yer almakta ve bize en azından elden takip yetkisi ile dosyayı inceleme imkanımız verilmesi gerekmez mi,

biz ceza dosyasının tarafı olmadığımız için tazminat davasının zamanaşımı süresi dolduğu bilgisiyle, ceza davası olduğu için cezai zamanaşımı geçerlidir hükmü bizim için de geçerli midir.

Mesai saatleri haricinde, sadece işyerinin aracı kullanıldı diye müvekkile sorumluluk yükletilebilir mi gibi suallerim mevcut. İşçinin seçiminde gerekli ve dikkatli özenin gösterildiği kurtuluş beyyinesine ilişkin emsal kararlar var mıdır.

Fikir ve yorumlarınız için şimdiden Teşekkürler, İyi Günler Dilerim.
Sayın Avec;

Uzamış zaman aşımı süresinin uygulanması için mutlaka ceza davası açılma zorunluluğu bulunmayıp, haksız fiilin aynı zamanda suç teşkil etmesi yeterlidir. Buna dair çok sayıda Yargıtay kararı mevcut.

İşçinin yol açtığı bir zarar söz konusu olduğunda işverenin tazminat bakımından sorumlu tutulabilmesi için uygun bir nedensellik (illiyet) bağının olması, ayrıca işverenin özen ve denetim yükümlülüğüne aykırı hareket ettiğinin belirlenmesi gerekir diye düşünüyorum.

Saygılarımla...