Mesajı Okuyun
Old 10-03-2010, 14:06   #1
Süheyda Pelin Çelik

 
Varsayılan Mal rejimi-miras-mirasın reddi-reddin iptali

Sayın Meslektaşlar,
Miras ve mal rejimi konusunda hukuk fakültelerinde okutulmaya namzet bir konuyu görüşlerinize sunmak ve fikirlerinizi almak istiyorum.
Alacaklı vekili olarak vefat etmiş olan borçlunun yasal mirasçısı olan eşi ve çocukları aleyhine icra takibinde bulundum. Takip itirazsız olarak kesinleşti. Bu arada mirasçı eşin takibimden önce mirası ret talebinde bulunduğunu, ancak mahkemenin duruşma gününün ileri bir tarih olduğunu öğrendim. İcra Müdürlüğünden aldığım haciz yazısı ile borçlu mirasçı eşin taşınmazına haciz koymak üzere tapu müdürlüğüne gittiğimde borçlu eşin miras bırakanın vefatından kısa bir süre sonra kendisine ait (fakat 2006 yılında iktisap etmiş olduğu) taşınmazını sattığını öğrendim. Reddi miras davasının duruşmasına müdahale talebiyle katılarak borçlu eşin 2006 yılında edindiği taşınmazı murisin ölümünden kısa bir süre sonra gerçek bedelinin yarısına sattığını, yasal mal rejimine göre murisin bu taşınmazda katılma payının bulunduğunu, Medeni Kanunun 610.maddesine göre tereke malını gizleyen veya kendisine mal edenin mirası zımnen kabul etmiş sayılacağı ve mirası reddedemeyeceğini ileri sürdüm. Aynı zamanda borçlu eşin alacaklılara zarar verme kastı ile hareket ettiği, zira murisin inşaat şirketinde küçük ortak olduğu ve borçlardan haberdar olmak bir yana bu borçların oluşmasında da katkısı olduğu da iddialarım arasında idi. Davanın 3-4 ay uzamasına neden olan bu müdahale sonunda mahkeme asliye hukuk mahkemesi nezdinde reddi mirasın iptali davası açılması gereği ile müdahale talebini reddetti ve talebi tescil etti. Resmi tasfiye de başladı. İşlemler ağır da olsa sürüyor. 6 aylık süresi içinde Asliye hukukta davamı açtım. Dava şu an derdest. Davalı taraf öncelikle katılma payının belirlenmesi gerektiğini, bunun da ancak mirasın tasfiyesi ile yapılabileceğini iddia etse de ben katılma payının ne oranda olduğunun davanın esası ile alakası olmadığını düşünüyorum. Katılma payı ister %1 ister %91 olsun bir hakkın kendisine mal edilmesi mirasın zimnen kabulü için yeterlidir ki davalının evlilik hayatı boyunca eşinin şirketinde küçük ortak olmak dışında bir meslek ve sanat icra etmemiş olduğu ve eşlerin tüm mal varlıklarını bu işten elde ettikleri gelirle edinmiş olduğu düşünülürse bir payın varlığı zaten kaçınılmazdır. Ayrıca, davalının iddia ettiği gibi katılma oranı belirlenecekse ve bunun için de tasfiyenin sonuçlanması gerekirse o zaman zaten miras reddinin iptali davası açmanın pratikte anlamı kalmıyor. Konu ile ilgili görüş, öneri ve varsa ilmi ve kazai içtihatlarınızı öğrenmek çok yararlı olurdu. Teşekkürler,