Mesajı Okuyun
Old 27-04-2018, 09:43   #30
Av. Hatun Olguner

 
Varsayılan

Hukuk Genel Kurulu

E.2013/3-1539

K.2015/1007

T. 11.03.2015



İŞTİRAK NAFAKASI

NAFAKA MİKTARININ BELİRLENMESİNDE ÖNEMLİ HUSUSLAR

FAHİŞ NAFAKA



HÜKMEDİLEN İŞTİRAK NAFAKASI MİKTARININ, TARAFLARIN EKONOMİK VE SOSYAL DURUMLARI VE MÜŞTEREK ÇOCUĞUN OKUL DURUMU VE YAŞI İTİBARİYLE İHTİYAÇLARIYLA UYUMLU OLDUĞU KABUL EDİLMİŞTİR. ÇOCUK 12 YAŞINDA OLUP KURS VE OKUL MASRAFLARI BULUNMAKTADIR. DOLAYISIYLA FAHİŞ NAFAKA ARTIRIMINDAN BAHSEDİLEMEZ.



4721/md.182,328,330



Taraflar arasındaki “iştirak nafakasının artırılması” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; K… 2.Aile Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 01.08.2012 gün ve 2012/175 Esas-2012/526 Karar sayılı kararın incelenmesi davalı tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 3.Hukuk Dairesinin 03.12.2012 gün ve 2012/20573 E-2012/24771 K. sayılı ilamı ile;

(...Davacı dava dilekçesinde; 2011 yılında boşanma ile birlikte 125,00 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini ancak küçüğün ihtiyaçlarını karşılamadığı ileri sürülerek aylık nafaka miktarının 500,00 TL’ye yükseltilmesini istemiştir.

Davalı, davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile aylık nafaka miktarı 300,00 TL olarak belirlenmiştir.

İştirak nafakası, çocuğun yaşı, eğitim durumu, günün ekonomik koşulları ile genel ihtiyaçlar ve ana babanın mali durumuna göre takdir edilir.

Nafaka miktarının belirlenmesinde esas alınması gereken küçüğün bakım ve barınma, okul, eğitim ve gelişme giderlerinin karşılanmasının yanında davalının gelirinin de göz önünde bulundurulması gerekir.

Sosyal ve ekonomik durum araştırmasında davalının T…’ta çalıştığı ve aylık gelirinin asgari ücret seviyesinde olduğu belirlenmiştir.

O halde mahkemece; yukarıdaki ilke ve esaslar gözetilerek, makul oranda ve hakkaniyete uygun bir nafakaya karar verilmesi gerekirken, ilk nafakanın takdir edildiği tarihe, tarafların gerçekleşen ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre ve ayrıca çocuğun yaşı itibariyle de fahiş bir miktarda nafakaya hükmedilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir...)

gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.



Temyiz Eden : Davalı



Hukuk Genel Kurulu Kararı



Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Dava, iştirak nafakası miktarının artırılması istemine ilişkindir.

Mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, çocuğun normal ihtiyaçları, okul giderleri, günün ekonomik koşulları ve hakkaniyet ilkesi nazara alınarak küçük Ezgi için 125,00 TL olan iştirak nafakasının 175,00 TL artırılarak 300,00 TL'ye yükseltilmesine karar verilmiştir.

Davalının temyizi üzerine karar, Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde gösterilen nedenlerle bozulmuştur.

Yerel Mahkemece, önceki kararda direnilmiş; hükmü temyize davalı getirmiştir.

Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; hükmedilen iştirak nafakası miktarının somut olayın özelliklerine göre yüksek olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (TMK)’nun 182/2.maddesi ile velayetin kullanılması hakkı kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılması esası kabul edilmiştir.

Anılan Kanun'un 328.maddesinde ise ana ve babanın bakım borcunun, çocuğun ergin olmasına kadar devam edeceği, çocuk ergin olduğu halde eğitimi devam ediyorsa, ana ve babanın durum ve koşullara göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere, eğitimi sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlü oldukları düzenlemesine yer verilmiştir.

Ana babanın bakım yükümünün doğal sonucu olan iştirak nafakası ise, çocuğun korunmasına yönelik olup, kamu düzenine ilişkindir ve hâkim talep bulunmasa dahi kendiliğinden iştirak nafakasına hükmetmelidir.

İştirak nafakasının miktarının nasıl belirleneceği TMK'nun 330.maddesine düzenlenmiş olup 4721 sayılı Kanun'un “Nafaka miktarının takdiri” başlıklı 330.maddesi uyarınca;

“Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun gelirleri de göz önünde bulundurulur.

Nafaka her ay peşin olarak ödenir.

Hakim istem halinde, irat biçiminde ödenmesine karar verilen nafakanın gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödeneceğini karara bağlayabilir.”

Bunun yanında iştirak nafakası miktarının yeniden belirlenmesi de mümkündür.

Nitekim TMK'nun “Durumun değişmesi” başlıklı 331.maddesi;

“Durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler veya nafakayı kaldırır.

Buna göre hakim ana baba veya çocuğun durumlarının değişmesine bağlı olarak iştirak nafakasının miktarını artırabilir, azaltabilir veya kaldırabilir.”

hükmünü içermektedir.

Görüldüğü üzere, iştirak nafakası miktarının çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri; diğer bir ifade ile tarafların ekonomik ve sosyal durumları gözetilerek belirlenmesi gerekmektedir.

Somut olayın özellikleri incelendiğinde, tarafların müşterek çocuğu Ezgi, dava tarihi itibariyle 12 yaşında olup ilköğretim kurumunda eğitimine devam eden öğrencinin servis ve kurs ücret giderlerinin bulunduğuna yönelik fatura ve banka dekontları dosyaya ibraz edilmiştir.

Davalı babanın ise tanık beyanları ile ulusal bir market zincirinde müdür olarak çalıştığı ve dava tarihi itibariyle asgari ücretin üç katı düzeyinde aylık gelirinin olduğu ücret bordrosundan ve 21.06.2012 tarihli oturumdaki beyanından anlaşılmaktadır.

Bu itibarla, yerel mahkemece hükmedilen iştirak nafakası miktarının, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ve müşterek çocuğun okul durumu ve yaşı itibariyle ihtiyaçlarıyla uyumlu olduğu kabul edilmiştir.

O halde, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, mahkeme kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, usul ve yasaya uygun bulunan direnme kararının onanması gerekir.



Sonuç: Davalının temyiz itirazlarının reddi ile direnme kararının yukarıda açıklanan gerekçelerle ONANMASINA, gerekli temyiz ilam harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 11.03.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.