Mesajı Okuyun
Old 06-11-2007, 17:09   #3
Av.A.Bilgili

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
HUKUK DAİRESİ 13


Esas No.
2006/8742
Karar No.
2006/13209
Tarihi
09.10.2006


743-TÜRK KANUNU MEDENİSİ/634
1086-HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU (HUMK)/293
4721-TÜRK MEDENİ KANUNU (MK)/706


ALACAK DAVASI
EVLİLİK BİRLİĞİ İÇİNDE YATIRIM
TANIK / İSPAT


ÖZET
TAPUDA EŞLERDEN BİRİ ADINA KAYITLI BULUNAN BİR TAŞINMAZIN, GERÇEKTE KENDİ NAMINA SATIN ALINMASI GEREKTİĞİNİ VE BEDELİNİ DE KENDİSİNİN VERDİĞİNİ İLERİ SÜREREK KAYDIN ADINA TAHSİSİNİ İSTEYEN DİĞER EŞİN BU İSTEĞİNİN KABUL EDİLEBİLMESİ İÇİN, ARALARINDA 743 SAYILI MEDENİ KANUN'UN 634, 4721 SAYILI MEDENİ KANUN'UN 706. MADDESİNE GÖRE DÜZENLENMİŞ RESMİ BİR SÖZLEŞME BULUNDUĞUNUN KANITLANMASI GEREKLİDİR. EVLİLİK BİRLİĞİ İÇİNDE ORTAK YAŞAMA VE GELECEĞİ GÜVENCE ALTINA ALMAK AMACIYLA EŞLERİN BİRLİKTE YATIRIM YAPMALARI, HAYATIN OLAĞAN AKIŞININ GEREĞİDİR. KARŞILIKLI GÜVENE DAYALI OLARAK KURULAN EVLİLİK BİRLİĞİ İÇİNDE, EŞLERİN ARALARINDAKİ HUKUKİ İLİŞKİYİ YAZILI SÖZLEŞMEYE BAĞLAMALARI DA BEKLENEMEZ. BU NEDENLE EŞLER ARASINDA SÖZLEŞME BULUNDUĞU, HUMK.NUN 293. MADDESİ GEREĞİNCE TANIKLA DA KANITLANABİLİR.


DAVA :

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR :

Davacı, davalı ile boşandıklarını, evlilik birliği içinde birlikte satın almış oldukları taşınmazın davalı adına tescil edildiğini, taşınmazın 1/2 hissesinin adına tescili talebi ile açtığı davanın da reddedildiğini ileri sürerek, taşınmazın dava tarihindeki sürüm değerinin yarısının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.

Davalı, taşınmazı kendi kazancı ile satın aldığını, davacının katkısı bulunmadığını savunarak, davanın reddini dilemiştir.

Mahkemece, daha önce açılan tapu iptali ve tescili dosyasında mevcut olan Ondördüncü Hukuk Dairesinin bozma kararında açıklandığı üzere, dava konusu taşınmazın evlilik birliği içinde birlikte alındığı iddiasının resmi bir sözleşme ile kanıtlanması gerektiği belirtilerek, davacının resmi bir sözleşme ibraz edememesi nedeniyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.

07.10.1953 tarihli ve 7/8 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında belirtildiği üzere, tapuda eşlerden biri adına kayıtlı bulunan bir taşınmazın, gerçekte kendi namına satın alınması gerektiğini ve bedelini de kendisinin verdiğini ileri sürerek kaydın adına tahsisini isteyen diğer eşin bu isteğinin kabul edilebilmesi için, aralarında önceki Medeni Kanunun 634. yeni Medeni Kanunun 706. maddesine göre düzenlenmiş resmi bir sözleşme bulunduğunun kanıtlanması gereklidir. Davacının daha önce açmış olduğu tapu iptal ve tescil davası, resmi bir sözleşme ibraz edilememesi nedeniyle reddedilmiş olup, davacı bu davada, katkı payına dayalı tazminat isteminde bulunmuştur. Evlilik birliği içinde ortak yaşama ve geleceği güvence altına almak amacıyla eşlerin birlikte yatırım yapmaları, hayatın olağan akışı gereğidir. Karşılıklı güvene dayalı olarak kurulan evlilik birliği içinde eşlerin aralarındaki hukuki ilişkiyi yazılı sözleşmeye bağlamaları da beklenemez. Yukarda açıklanan İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde de eşler arasında sözleşme bulunduğunun, HUMK.nun 293. maddesi uyarınca tanıkla kanıtlanabileceği açıklanmıştır. Bu sözleşmeye aykırı davranılması nedeniyle de tazminat istenmesini önleyen yasal bir düzenleme bulunmamaktadır ( Bkz. aynı yöndeki HGK. T. 07.06.2000, E. 2000/2-959, K. 2000/972; HGK. T. 02.07.1997, E. 1997/2-366, K. 1997/624 ( . Somut olayda davacı, taşınmazın satın alınmasındaki katkı payı oranında tazminat isteminde bulunmuş olup, dosyaya sunulan belgelerden davacının evlilik birliği devam ederken çalıştığı ve gelirinin de olduğu gözönünde bulundurularak, bu konudaki tanık dahil tüm delilleri toplanıp, davacının katkısı belirlenip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, mahkemece resmi şekilde yapılmış sözleşmenin ibraz edilemediğinden bahisle yanlış değerlendirme sonucu yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.

SONUÇ :

Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün temyiz eden davacı yararına ( BOZULMASINA ( , peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 09.10.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.