Mesajı Okuyun
Old 10-10-2006, 01:34   #2
Brusk

 
Varsayılan

Son 10 yıldır Avrupa birliğine kabul edilme çabasıyla her konuda yaptığımız iyileştirmeler ıslahlar etkisini hukuk sistemimizde de göstermiştir. Bahsettiğiniz yasa maddesi de bu ruhla yasamıza kıta Avurapası Hukuk istemlerinden uyarlanarak düzenlenmiştir.
Ancak ben bu ilkenin yada yasa maddesinin ülkemizde sağlıklı bir şekilde uygulanmasının çok uzun zamanlar alacağını düşünmekteyim.
Uygulamada sanık müdafinin, tanık yada bilirkişi veya katılana hitaben doğrudan soru yöneltmesine doğrusu pek rastlamadım. Denk geldiğim bir iki duruşmada da bu durumun uyguanmasında Avukatların soru sormakta yetersiz kaldığını veya çok gereksiz sorular yönelttiğine tanık oldum. Soru sormak, sorgulama tekniğiyle çok yakından ilgilidir. Soruşturmada C. Savcılarının DAvada ise HAkim veya Ağır ceza mahkeme başkanlarının genel olarak bu konuda çok iyi formasyona sahip olduklarını biliyorum sanırım buda zamanla gelişen mesleki bir yetenek, Yani tanığa mesela, bir konuyu en iyi şekilde ve anlayacağı dille nasıl sormalıyız ki ondan bu konuda en ayrıntılı bilgiye ulaşabilelim.
Yine bazen Avukatların tanığa hitaben yönelttikleri sorularda açıkça tanıktan yorum yapmasını beklediklerini de gördümki bu da çok yanlıştır bana göre tanık yorum yapmaz sadece bildiklerini anlatır.
Kısa ben konuyla ilgi şunu söylemek isterim yasa maddesine rağmen, duruşmada dinlenen kişilere yönelik sorulacak sorular konusundaki taleplerin mahkeme başkanına iletilmesi ve onun takdiri halinde sorunun bizzat mahkeme başkanınca yöneltilmesinin daha sağlıklı olacağına inanıyorum