Mesajı Okuyun
Old 28-11-2011, 20:54   #5
Av. Bülent Sabri Akpunar

 
Varsayılan

Kural olarak belli bir zamanın geçmesi ve bu süre içerisinde alacaklının hakkını dava etmemesi zamanaşımı olarak kendini gösterir. Bu durumda hak ortadan kalkmaz ise de; ileri sürülmesi hasım tarafça engellenir. Zamanaşımına ilişkin kurallar ilke olarak özel hukuk ilişkilerinden doğan haklara uygulanır. Yine hemen belirtilmelidir ki ayni haklar ilke olarak zamanaşımına uğramaz.

Doktrinde hakim olan görüşe göre; geçit, taşkın yapı, mecra irtifakı bir ihtiyaçtan kaynaklandığından ihtiyaç sahibinin bu durumu devam ettiği sürece bir zamanaşımı süresine tabi değildir. Anılan konularda diğer bir görüş ise; eşyaya bağlı borçların zamanaşımına uğramayacağı ancak, buna karşılık yine eşyaya bağlı olan tazminat borçlarının zamanaşımına tabi olacağı doğrultusundadır.

Somut olayda dava; Türk Medeni Kanunu'nun 724. maddesinden kaynaklanan hakkın ileri sürülmesi ile ortaya çıkmıştır. Yasada 724. maddeye dayanılarak açılan davaların belli bir zamanaşımı süresine tabi tutulduğuna dair hüküm yoktur. Denilebilir ki bu tür davalarda Borçlar Kanunu'nun 125. maddesi hükmünce 10 yıllık zamanaşımına tabidir ve bu hak kullanılmazsa karşı koyulması halinde ileri sürülemez. Ancak unutulmamalıdır ki Türk Medeni Kanunu'nun 724. maddesine dayanılarak açılan temliken tescil davasının dinlenebilmesi için bir kimsenin başkasına ait arazi üzerine bir yapı yapması, yapı değerinin açıkça arazi değerinden fazla olması sub£ektif koşul olarak da iyiniyetli olması gerekir. Başkasına ait arazi üzerine yapı yapıldıktan sonra bu hak hemen kullanılabileceği gibi, yapı başkasının arazisinde kaldığı sürece 10 yıllık zamanaşımı süresi geçmiş olsa bile yapının varlığı sebebiyle bu süre biter bitmez yeni bir talep ve dava hakkı doğacağından 10 yılın geçmesinden sonra da ileri sürülebilir. Dolayısıyla olayımızda olduğu gibi davacı ve karşı davalıya ait arazideki bina 12 yaşında olsa bile 10 yıllık zamanaşımı süresi dolmasından sonra yeni bir zamanaşımı süresi başlayacağından davalı ve davacıların Türk Medeni Kanunu'nun 724. maddesine dayalı hakları zamanaşımına uğramamıştır. Mahkemenin ortaya konan bu olguları bir yana bırakarak zamanaşımı varlığından sözedip temliken tescil istemini red etmesi yasaya aykırı olmuştur. (14. HUKUK DAİRESİ
2006/2861 E. 2006/4422 K. 13.4.2006)