Mesajı Okuyun
Old 03-04-2008, 22:02   #5
duyurucu1

 
Mutlu amacı gerçekleştirmeden sahayı terk etmek olur mu?

Alıntı:
Yazan Opioid
Bence hakimin karısı yapmıştır yapacağını önceki akşam
(Eğer olay sadece anlatıldığı şekildeyse)

Bizler de prof.ların altında,hastanın yanında çok ezildik, yığılı kaldık.
Bunlar mesleklerimizin belki olmazsa olmazı, belki dikeni, belki şanssızlıkları.
O yüzden sabır dilemekten başka çarem yok gibi.
Saygılarımla..

Sevgili Opioid,

Avukatlık mesleğinin özü savunmadır.Hukuk Mahkemelerinde avukat hem davacı hem de davalı olarak bulunduğu tarafı savunur.Ceza davalarında hem sanık hem de müşteki olarak bulunduğu tarafı savunur.Yani avukat yargı kürsüsünün bir sağında bir solunda olabilir.

Avukat yaptığı savunmada amaçladığını kendisi için istemez.Müvekkil denen bir başka insan için ister.Müvekkilin bir hak kazanması yada bir suç isnadından kurtulması için çalışır.Bilgi ve becerisini bu doğrultuda kullanır.Ve bunun için para alır.Avukat müvekkilinin önünde kalkandır.Müvekkili adına hak arama kılıcıdır.

Avukat böyle algılandığında sac ayağının diğer parçaları olan savcının konumu nedir?savcı kamu adına pozisyon alır ve yeri her zaman suç işlediği ileri sürülen kişinin karşısındadır.Mağdurun yanındadır.Şikayetçinin yanındadır.Suç isnadında bulunur.Hukuk davasındaki konum ile karşılaştırma yapacak olursak savcı her zaman dava açandır.

Hakim ise sav ve savunma taraflarını dinler,yargılama yapar karar verir.Karar merciidir.

Gelelim benim somut olayıma:Hakim benim tanığa soru sormama izin vermedi.Açıkça "sormuyorum"dedi.

o anda yapacaklarımı,davranış seçeneklerini gözümün önüne getirdim.Seçenekleri tek tek irdeledim.a)Hakimi şikayet edebilirim.Ama o zamana kadar atı alan üsküdarı geçer.Bu davranış benim somut davama fayda sağlamaz.b)Yukarda yanıt ekleyen meslekdaşımın dediği gibi duruşma salonunu terk edebilirim.(Sakın ha sakın!Hiç bir meslekdaşım duruşma salonunu ağlayarak,sümüğünü çekerek terk etmesin.Bu düşünülemez bile.)c)hakimden korkar,pısar sessizce evet efendim,tamam efendim rolüne bürünür uslu avukat olurum.(Bu seçenek de olmaz)Ben avukatlık görevini yaparken hiç bir zaman hiç bir merciden korkmadım,çekinmedim,pısmadım)d)Amacım nedir?Soruyu sorup cevabını tutanağa geçireceğim.Bu amacı kesinlikle gerçekleştirmeliyim.Gereği düşünüldü demeden bunu yapmalıyım.Bakın ne oldu.Ben sessiz sessizce yerime oturdum.Hakim Davalı tarafa söz verdi.Davalı taraf sorusunu sordu.Hakim tutanağa yazdırıyor.Ben ayaktayım Söz almadan bodoslamadan girdim.Sayın Hakim!Siz benim sorunu tanığa yöneltmiyorsunuz.Ama Davalı tarafın sorusunu tanığa yöneltiyorsunuz.Eğer beni sorumu tutanağa geçirmeyecekseniz,davalı tarafında sorusunu tutanağa geçirmeyin.Hakim,yemi yuttu.Benimle polemiğe başladı."Ama sizin sorunuz davayla ilgili değil"Bunun üzerine ben sorumun neden davayla ilgili olduğunu hakime anlatmaya başladım."Hakim beni dinlemiyor.Yutkunup duruyor.Hakimin önünde iki seçenek var:a)ya beni duruşmanın disiplinini bozduğumdan dolayı önce ihtar edecek sonrada dışarı atacak.ki bu sansasyonel bir haber olur.Olaya Baro el koyar.O zaman avukat neden duruşmadan atılmış diye sorarlar.Hakim avukatın sorusunu sormamış vs.Hakimin epeyce başı ağrır.b)Ya da lanet olsun şu suratsız avukatın sorusunu bir şekilde sorayımda tutanağa geçirerek bu işi tatlıya bağlayayım der.Tercih hakimin.

Ne mi oldu?Söylemem.

Ha lafı nereye getirecektim sevgili Opioid.Uzmanlıktaki çömez kıdemli ilişkisi avukat ile hakim arasında,avukatla savcı arasında yoktur.Her birinin kanunla belirlenmiş yetkileri ve sorumlulukları vardır.Bu üçlü birbirine karşı saygı sınırları dışında laf edemezler.Birbirleri ile laubali olamazlar.Samimi olamazlar.Birbirlerini aşağılayamaz veya yağ çekerek yüceltmeye kalkamazlar.

Ama tıpta uzmanlıkta veya hukukta kariyer yapmakta iken yapılan iş,usta çırak ilişkisi içerisinde beceri kazanmaktır,formasyon kazanmaktır.Yapılan iş bu olduğu için zaman zaman ustanın çırağı hata yaptığında azarlaması
normaldir.

Selam ve sevgiyle kalın