Mesajı Okuyun
Old 05-01-2015, 23:31   #2
primavera

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan sebastian
Öncelikle tüm meslektaşlarıma merhaba,
Davalı kadının müvekkili olduğum boşanma davası 15 aralıkta karara çıktı ve boşanmaya karar verildi. Davalı müvekkil lehine 17.500 tl maddi manevi tazminata karar verildi. Gerekçeli karar yazılmadı ve bu karar kesinleşmedi. Bu arada davacı koca adına kayıtlı evlilik süresi içerisinde alınan konut mevcut.
Birlikte alınan konut nedeniyle müvekkil kadının hakkı olan meblağı almak için katkı payı alacağı davasını açmaya hazırlanırken bugün öğrendiğin bir haber nedeniyle nasıl yol izleyeceğimi bilemedim. Bugün öğrendiğim haber ise; Karşı taraf olan koca, ortak alınan bu konutu 31 Aralıkta 3. şahsa satmış olması.

Burada kötü niyetli olan koca, Boşanma davasında aleyhine olan tazminatı ödememek ve açılacak katılma payı alacağı davasında aleyhine hükmedilecek bedeli ödememek için ortak konutu 3. şahsa satarak ortak alınan konutu kaçırmıştır.

1-Muvazaa nedeniyle 3. şahsa karşı tapu iptal davası açabilirmiyim? Bu dava, tarafların evli olup olmamasına göre değişirmi?(kararı henüz temyiz etmedim)
2-Katılma payı davasını, tapu iptal davasından öncemi sonramı açmam gerekir?

Merhaba,

Sayın Meslektaşım MK Md 229 ve aşağıda belirtmiş olduğum Yargıtay Kararları sanırım sorunuzu cevaplayacaktır.

MK Md.229.- "Aşağıda sayılanlar, edinilmiş mallara değer olarak eklenir:
1. Eşlerden birinin mal rejiminin sona ermesinden önceki bir yıl içinde diğer eşin rızası olmadan, olağan hediyeler dışında yaptığı karşılıksız kazandırmalar,
2. Bir eşin mal rejiminin devamı süresince diğer eşin katılma alacağını azaltmak kastıyla yaptığı devirler.
Bu tür kazandırma veya devirlere ilişkin uyuşmazlıklarda mahkeme kararı, davanın kendisine ihbar edilmiş olması koşuluyla, kazandırma veya devirden yararlanan üçüncü kişilere karşı da ileri sürülebilir.

3. Kişisel mallar ile edinilmiş mallar arasında denkleştirme"


YARGITAY
4. HUKUK DAİRESİ


E:2005/8923
K:2005/8209
T:14.07.2005
......
Davacı, davalılardan Hakan hakkında açtığı boşanma, maddi ve manevi tazminat davasının yargılaması sırasında davalının taşınmazlarını diğer davalı Songül'e sattığının anlaşıldığını, satış işleminin gerçek olmayıp açtığı dava sonunda hükmedilecek tazminatı ödememek amacına yönelik olduğunu ileri sürerek muvazaalı olarak yapılan tasarrufun iptal edilmesi isteminde bulunmuştur.
Yerel mahkemece, davacı ile davalılardan Hakan arasında alacak-borç ilişkisini gösterir kanıt sunulmadığı gibi hakkında icra takibi de bulunmadığı, halen yargılaması devam eden dosya dayanak gösterilerek istemde bulunulmayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, Borçlar Yasasının 18. maddesinde düzenlenmiş bulunan danışık (muvazaa) iddiasına dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Kural olarak üçüncü kişiler, danışıklı işlem (muvazaalı muamele) nedeniyle hakları zarara uğratıldığı takdirde tek taraflı veya çok taraflı olan bu hukuki işlemlerin ge*çersizliğini ileri sürebilirler. Çünkü; danışıklı bir hukuki işlem ile üçüncü kişilere zarar verilmesi, onlara karşı işlenmiş bir haksız eylem niteliğindedir. Ancak, üçüncü kişilerin danışıklı işlem ile haklarının nazara uğratıldığının be-nimsenebilmesi için, onların, danışıklı işlemde bulunandan alacakları bulunmalı ve danışıklı işlem o alacağın ödenmesini onlemek amacıyla yapılmış olmalıdır.
Diğer yandan; zarara uğradıklarını ileri süren üçüncü kişilerin, danışıklı işlemde bulunduğu iddia edilen kişi hakkında tazminat davası açmış olmaları, bu davanın kabulu icin tek başına yeterli olmadıgından danışıklı ıslemde bulunanın, üçüncü kişilere borçlu bulunduğunun gerçekleşmesi ve borcunu ödememek için danışıklı hukuki işlem yapmış olması gerekir.
Davacı, davalılardan Hakan'ın hükmedilecek tazminatı ödememek amacıyla dava konusu edilen taşınmazların danışıklı olarak davalıya devredildiği iddiası ile eldeki bu davayı açmıştır. Davacının bu davayı açmaktaki amacı, açtığı dava sonucu hak kazanacağı alacağını alabilmeye yönelik olarak, danışıklı olduğunu ileri sürdükleri hukuki işlemlerin kendisi yonünden geçersizliğini sağlamaktır. Yargılama sonunda davaya konu edilen satışın danışıklı olduğunun kanıtlanması halinde davacı, satışa konu edilen maldan da alacağın tahsili için yararlanabilecektir. Ancak, davacının bu hakkı ayni değil şahsi sonuç doğuracağından, danışıklı işlemin kanıtlanması durumunda tapunun iptaline değil, İcra ve iflas Yasasının 283/1. maddesi gereğince, iptal ve tescile gerek olmaksızın taşınmazın haciz ve satışına karar verilecektir. Bu davada güdulen amacta da bu olduğundan, davacının karsılanması gereken bır alacagı bulunup bulunmadığının belirlenmesi gerekir. Bunun için de davacının açtığı boşanma ve tazminat davasının sonucu beklenilmeli ve ona göre karar verilmelidir.
O halde somut olayda, satış işlemlerinin danışıklı olup-olmadığı konusu araştırılmalı; davalıların danışıklı bir davranış içinde bulundukları sonucuna varılması durumunda, davacının açtığı boşanma ve tazminat davasının sonucu beklenilmeli, o dava sonunda davacının tahsili gereken bir alacağı bulunduğu takdirde icra ve İflas Yasasının 283/1. maddesi uygulanmak suretiyle, tapu iptaline gerek olmadan davacıların alacaklarını alabilmelerini sağlamak için dava konusu taşınmazın haciz ve satışını isteyebümeleri yönünde hüküm kurulmalıdır. Yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular gözetilmeden, yerinde görülmeyen yazılı gerekçeyle, istemin reddilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıdaki nedenlerle (BOZULMASINA).... 14.7.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.

T.C.

YARGITAY

2. HUKUK DAİRESİ

E. 2010/16339

K. 2010/17563

T. 25.10.2010

• KATILMA ALACAĞI ( Azaltmak Amacıyla Yapılan Taşınmaz Devrinin İptali - T.M.K.nun 229/2. Md. sine Göre Eşlerden Birinin Mal Rejiminin Devamı Süresince Diğerinin Katılma Alacağını Azaltmak Kastıyla Yaptığı Devirler Tasfiyede Edinilmiş Mallara Eklenecek Değer Olarak Dikkate Alınabileceği )

• TAŞINMAZ DEVRİNİN İPTALİ ( Katılma Alacağını Azaltmak Amacıyla Yapılan - T.M.K.nun 229/2. Md. sine Göre Eşlerden Birinin Mal Rejiminin Devamı Süresince Diğerinin Katılma Alacağını Azaltmak Kastıyla Yaptığı Devirler Tasfiyede Edinilmiş Mallara Eklenecek Değer Olarak Dikkate Alınabileceği )

• EDİNİLMİŞ MALLARA EKLENME ( Katılma Alacağını Azaltmak Amacıyla Yapılan Taşınmaz Devrinin İptali - T.M.K.nun 229/2. Md. sine Göre Eşlerden Birinin Mal Rejiminin Devamı Süresince Diğerinin Katılma Alacağını Azaltmak Kastıyla Yaptığı Devirler Tasfiyede Edinilmiş Mallara Eklenecek Değer Olarak Dikkate Alınabileceği )

4721/m.194,229/2

ÖZET : Dava Türk Medeni Kanununun 194. maddesine dayalı olmayıp, davacı vekilinin oturumdaki açıklamasına göre katılma alacağını azaltmak amacıyla yapılan taşınmaz devrinin iptaline ilişkindir. Türk Medeni Kanunun 229/2. maddesine göre; eşlerden birinin mal rejiminin devamı süresince diğerinin katılma alacağını azaltmak kastıyla yaptığı devirler, tasfiyede edinilmiş mallara eklenecek değer olarak dikkate alınabilir. Yapılan devrin katılma alacağını azaltmak amacıyla yapıldığı sabit olsa bile; tasfiyede bedeli hesaba katılacağından; tapunun iptal ve tesciline karar verilemez.

DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Dava Türk Medeni Kanununun 194. maddesine dayalı olmayıp, davacı vekilinin 19.2.2008 tarihli oturumdaki açıklamasına göre katılma alacağını azaltmak amacıyla yapılan taşınmaz devrinin iptaline ilişkindir. Türk Medeni Kanunun 229/2. maddesine göre; eşlerden birinin mal rejiminin devamı süresince diğerinin katılma alacağını azaltmak kastıyla yaptığı devirler, tasfiyede edinilmiş mallara eklenecek değer olarak dikkate alınabilir. Yapılan devrin katılma alacağını azaltmak amacıyla yapıldığı sabit olsa bile; tasfiyede bedeli hesaba katılacağından; tapunun iptal ve tesciline karar verilemez. Bu yön nazara alınmadan yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ : Temyiz edilen hükümün yukarda açıklanan sebeple BOZULMASINA, istenmesi halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu acık olmak üzere, 25.10.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.

İyi çalışmalar.