Mesajı Okuyun
Old 10-01-2012, 16:21   #13
Av. Ali YILMAZKARA

 
Varsayılan

Vesayet makamından izin hükmünce, her ne kadar kanunda ibra etme düzenlenmemişse de sulh olma hükmünü geniş yorumlayarak ibranın da bu madde çercevesinde değerlendirilmesi gerektiği sonucuna varılabilir. Bazı hallerde sulh ve ibranın birlikte düzenlendiği de görülmekte "Hizmet akdimden ve kanuni haklarımdan dolayı hiçbir şekil ve surette alacağım kalmadığını, bütün bu hususlarda mezkur şirketle sulh olduğumu kabul eder ve şirketi gayri kabili rücu ve bütün hukuki neticelerine şamil olmak üzere tam ve kesin olarak sulh olduğumu ve işvereni tam olarak ibra eylediğimi beyan ederim." şeklinde imza alınmaktadır.

Bu bağlamda vasinin ibrasının vesayet makamının izninden bağımsız düşünmek mümkün değildir.

Madde 462.- Aşağıdaki hâllerde vesayet makamının izni gereklidir:
1. Taşınmazların alımı, satımı, rehnedilmesi ve bunlar üzerinde başka bir aynî hak kurulması,
2. Olağan yönetim ve işletme ihtiyaçları dışında kalan taşınır veya diğer hak ve değerlerin alımı, satımı, devri ve rehnedilmesi,
3. Olağan yönetim sınırlarını aşan yapı işleri,
4. Ödünç verme ve alma,
5. Kambiyo taahhüdü altına girme,
6. Bir yıl veya daha uzun süreli ürün ve üç yıl veya daha uzun süreli taşınmaz kirası sözleşmeleri yapılması,
7. Vesayet altındaki kişinin bir sanat veya meslekle uğraşması,
8. Acele hâllerde vasinin geçici önlemler alma yetkisi saklı kalmak üzere, dava açma, sulh olma, tahkim ve konkordato yapılması,

Bir an için dahi olsa ibranameyi geçerli kabul etsek bile, feragat niteliği tartışmalıdır. Böylesi bir feragatin kabul olunabilirliği tartışmalıdır. Özellikle ceza kanunu bağlamında şikayet açıkça vazgeçme yada feragat gerektirir iken, ibranamenin geçerliliğini kabul etsek bile açılacak olan tazminat davasında sadece ibra edilen kısım açısından hüküm ifade edecek, yargılamada bilirkişinin hesapladığı kısımdan tenkisi söz konusu olacaktır.
Kişisel kanaatim ve yorumum bu yöndedir.