Mesajı Okuyun
Old 05-11-2010, 21:48   #23
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Nevra Öksüz
Yargıtay 15. Hukuk Dairesi, 25.09.1990 T., Esas: 1990/2371, Karar: 1990/3561: "Davacı, dava dışı borçlu İ____ hakkında yaptığı takipte borçlunun haczi kabil malı bulunamadığını ve mal kaçırma amacıyla davalıya geçirdiği 970; 240 ve 16 parsel sayılı taşınmazların tapularının iptali ile borçlu adına tescilini istemiştir.
Davalı cevabında, aynı konu hakkında Banaz Sulh Hukuk Mahkemesi'ne açılan davada 1985/384 esas ve 1988/171 sayılı kararıyla görevsizlik kararı verildiği ve henüz kesinleşmediğinden derdestlik itirazında bulunduğunu bu sebeple bu davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesini ve esas yönündende istem yasaya aykırı olduğundan davanın reddini dilemiştir.
...Taraflar arasındaki uyuşmazlık, İİK'na dayanan tasarrufun iptali isteğine ilişkindir. Gerçekten Banaz Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 1985/ 384 esas, 1988/171 karar sayılı davası 15.6.1988 tarihinde görevsizlik nedeniyle dava dilekçesinde reddine karar verilmiş ve bu kararın taraflara tebliğ edilmediği ve henüz kesinleşmediği anlaşılmıştır.
Bu durumda mahkemenin birinci davanın görevden reddi kararı kesinleşinceye kadar süresinde yapılan derdestlik ilk itirazı hakkında bir karar vermemesi gerekir. Birinci davanın görevden reddi kararı kesinleşince bu davaya bakan mahkeme derdestlik ilk itirazının reddine karar verir. Buna karşılık Yargıtay, sulh hukuk mahkemesinin görevsizlik kararını bozarsa ve mahkeme bu bozma kararına uyarsa bununla sulh hukuk mahkemesindeki davanın derdest olduğu anlaşılacağından ikinci bir davaya bakan Asliye Hukuk Mahkemesinin derdestlik ilk itirazının kabulüne ve asliye hukuk mahkemesindeki bu davanın açılmamış sayılmasına karar vermesi gerekir. Sulh hukuk mahkemesindeki davanın derdest olmadığı kesinleşme sonucunda anlaşılırsa o takdirde sonradan asliye hukuk mahkemesinde açılan bu davanın 20.06.1988 tarihinde dava harcı verilerek ikame olunduğuna göre davaya devam edilerek hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmelidir. Mahkemenin bu yönleri göz ardı ederek derdestlik ilk itirazı hakkında açıklanan yönde bir karar vermeden görevsizlik kararı vermesi yasaya aykırı olup karar bozulmalıdır ( HGK.nun 23.10.1981 T., 14/2171/686 ve 15. HD.nin 17.10.1989 T., 1989/2051-4294 sayılı kararları )..."

P.S: Sayın Canavar Avukat, karşı tarafın derdestlik itirazı söz konusu mudur; bilgilendirirseniz sevinirim, teşekkürler...

Saygılar...

Bu Yargıtay kararına katılmak mümkün değil. Yargıtay diyor ki, 2 davayı da derdest tutmaya devam et "görevsizlik kararı" verme...
Alıntı:
Buna karşılık Yargıtay, sulh hukuk mahkemesinin görevsizlik kararını bozarsa ve mahkeme bu bozma kararına uyarsa bununla sulh hukuk mahkemesindeki davanın derdest olduğu anlaşılacağından ikinci bir davaya bakan Asliye Hukuk Mahkemesinin derdestlik ilk itirazının kabulüne ve asliye hukuk mahkemesindeki bu davanın açılmamış sayılmasına karar vermesi gerekir.

Yine de bu Yargıtay kararı benim soruma cevap olmamış. Ya da siz bana cevap yazmamışsınız.

Alıntı:
Yazan Av.Suat Ergin
Demek ki, anlatamamışım. Somut soruya göre yazıyorum. Görevsizlik kararı kesinleştikten sonra 10 gün içinde, davalı dosyayı görevli mahkemeye gönderirse, derdest 2 dava olmayacak mı? Buna göre kararınız ne olurdu?