Mesajı Okuyun
Old 14-09-2006, 13:55   #4
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Avukat Kamer Akgül
Merhaba arkadaşlar;

Almanya'da yaşayan bir vatandaşımız ailesi ile birlikte yaz tatili için Balıkesir'in bir ilçesindeki akrabalarının evine gidiyor.Bir gece hırsızlar tarafından ev soyuluyor ve yüklü miktarda para ve ziynet eşyaları çalınıyor.Jandarmaya haber veriliyor gerekli ifadeler alınıyor.Vatandaşımızın Türkiye'deki ikametgahı İstanbul'da olduğu için adres olarak İstanbul adresini veriyor.Parmak izlerinden hırsızlar tespit ediliyor.

Bana getirdiği mahkeme belgesinde ( talimat dosyası ) kendisinin İstanbul'daki asliye ceza mahkemesinden çağrıldığı ve uyarı kısmında da duruşmaya gelmediği taktirde zorla getirileceği ve bu nedenle sebep olduğu masrafların kendisinden alınacağı belirtimiş ( CMUK.43,44 md.).

İlgili işlerinin yoğunluğu sebebiyle mahkeme günü İstanbul'da olamayacak.Şikayetinden vazgeçmek istiyor.

Şikayetinden vazgeçmesine rağmen kamu davasının devam edeceği kesin.İlgili şikayetinden vazgeçmesine rağmen yine de mahkemenin bu çağrısına uymak zorunda mı yani ille de şahsen gidip mahkemeye beyanda bulunmak zorunda mı?

Şikayetinde vazgeçtiğine dair dilekçesinde maddi manevi tazminat hakkını saklı tutabilir mi?

Yardımcı olursanız sevinirim,emeğiniz için teşekkürler.

Sayın Avukat Kamer Akgül,

1- Şikayetten vazgeçme dilekçesinde maddi ve manevi tazminat davası açma hakkı saklı tutulabilir ve hatta tutulmalıdır.

2- Vazgeçmeye rağmen şikayetçi gelen davete uymaya mecbur mudur? Hakimin takdirine göre cevap değişecektir. Önce CMK' nun ilgili maddelerini aktarayım:

Alıntı:
Mağdur ile şikayetçinin davete uymamaları

MADDE 235.- (1) Mağdur, şikayetçi veya vekilinin, dilekçelerinde veya tutanağa geçirilmiş olan beyanlarında belirttikleri adresleri tebligata esas alınır.

(2) Bu adrese çıkartılan çağrıya rağmen gelmeyen kimseye yeniden tebligatta bulunulmaz.

(3) Belirtilen adresin yanlışlığı, eksikliği veya adres değişikliğinin bildirilmemesi nedeniyle tebligat yapılamaması hallerinde adresin araştırılması gerekmez.

(4) Bu kimselerin beyanının alınması zorunlu görüldüğü hallerde üçüncü fıkra uygulanmaz.

Mağdur ile şikayetçinin dinlenmesi

MADDE 236.- (1) Mağdurun tanık olarak dinlenmesi halinde, yemin hariç, tanıklığa ilişkin hükümler uygulanır.

(2) İşlenen suçun etkisiyle psikolojisi bozulmuş çocuk veya mağdur, bu suça ilişkin soruşturma veya kovuşturmada tanık olarak bir defa dinlenebilir. Maddi gerçeğin ortaya çıkarılması açısından zorunluluk arz eden haller saklıdır.

(3) Mağdur çocukların veya işlenen suçun etkisiyle psikolojisi bozulmuş olan diğer mağdurun tanık olarak dinlenmesi sırasında psikoloji, psikiyatri, tıp veya eğitim alanında uzman bir kişi bulundurulur. Bunlar hakkında bilirkişilere ilişkin hükümler uygulanır.


Müvekkilinize gelen davet kağıdında yer alan CMK'nun 43 ve 44 üncü maddeleri tanıkların çağrılması ve gelmeyen tanıklara uygulanacak işlemleri hüküm altına almıştır. 235 inci maddenin son fıkrasında "beyanının alınması zorunlu görüldüğü hallerde" diyerek hakime takdir yetkisi tanınmıştır. Bu maddenin gerekçesinde de "Ancak bu kişilerin mutlaka dinlenmesi gerekiyorsa, ceza yargılamasında maddi gerçek araştırıldığı, şekli gerçekle yetinilmediği için, mağdur bir şekilde aranıp bulunacaktır." denilmektedir.

Müvekkilinizin İstanbul'daki evi soyulmuşsa(Yani evde kendileri yok iken), vazgeçme dilekçesi de verip Almanya'da yaşadığı da belirtilirse mahkeme dinlemekte ısrar etmez sanırım. Ancak Balıkesir'de evdeyken hırsızlık olayı vaki olmuşsa, (Görgü tanığı vs.nedenlerle) mahkeme dinlemek isteyebilir.

Saygılarımla