Değerli meslekdaşlarım,
Barolar Birliğinin sayın başkanı,Adana'da 5 Nisan Avukatlar günü nedeniyle Adana Barosunca düzenlenen panele katıldı. Panelist olarak yaptığı konuşmada, hakim ve savcıların lojman ve odalarının , maaşlarının azlığının , tayin ve terfisinin adaletsizliğine kadar her konudaki şikayetlerini dinledik. Sıra avukatlara gelecekti ki,süresi doldu.Verilen arada bu konudaki şikayet çokluğu nedeniyle yeniden söz almak zorunda kaldı.
Şimdi,
Bizim kendi sorunlarımız ortada iken bizi doğrudan değil de dolaylı ilgilendiren konulara öncelik veriyorsak bir yerde bakışımız hatalı demektir.

Aynı panelde sayın Birlik Başkanımıza,Cumhuriyet Savcısı ile savunmanın duruşma salonundaki konumları konusunda ne yapabileceklerini sorduğumda,bu konuyu yönetime getireceklerini söylediler. Tabii ben yönetime gelip gelmediğini bilmiyorum ama bu konuda halen ne bir ses ne de bir nefes var.

Eğer avukatlar savunma makamını temsil ediyorsa öncelikle duruşma salonundaki yerinin birlik tarafından tartışmaya açılması gerekirken bu konuda dahi hiç bir hareket yapılmadı.

Yalnızca şikayet etmekle olmaz.Çözüm de getirip Birlikten istemeliyiz. Benim aklıma gelen, müvekkilin hakları ile bizim taleplerimizin uyuşabilmesi için;
Duruşmaya girdiğimizde, talep ve beyanlarımızı yazılı olarak önceden hazırlayıp,bunu mahkemeye sunduktan sonra,mahkemeden söyleyeceklerimizin zapta geçirilmesini de isteyerek,İddia makamının savunma makamına göre farklı seviyede oturtulmasını protesto etme amacıyla duruşma salonunu terketmek şeklinde olabilir.
Ya da daha radikal bir çözüm olarak Usul değişikliği yapılırken, bu konuda avukatlara karşı tutum sergileyen Adalet Bakanının avukatlık ruhsatının iptali düşünülebilir.
Ya da ceza davalarında duruşma yazılı dilekçe verilerek tümden protesto edilebilir.
Bu çözümleriüretmek benim işim mi yoksa Birlik yönetiminin işi mi Allah aşkına ?
Bunu düşünmeyen yönetim başarılı sayılsa ne olur ki ?
Mesleğin sonuna gelmiş bir avukat olarak bu konudaki sitemlerimi hoş görün lütfen?