Mesajı Okuyun
Old 15-02-2007, 13:30   #6
Hekimbaşı

 
Varsayılan Yaratıcının saptanması, alenileştirme ve telif hakkı

Sn.Demirel' e bağlantı için teşekkür ederim.

Ayrıca bağlantıdaki hoş yorumları yapanlara da teşekkür etmem gerek; öğlen öğlen hiç güleceğim yokken bol bol güldüm.

Sn.Ergin konuyu sağlam temellerde açıklamış, konu kapanmış meğerse. Ama iyi oldu, benim egzersizin de kendi çapında iyi sayılabileceği kanısına vardım.

Anlayamadığım, nasıl olup da noterin kendisine getirilen bir belgeyi onaylamam diyebildiği veya bunun ileri sürülebildiği. Noterin esas işlerinden biri bu değil mi zaten?

Noter bu görevini yerine getirmekten imtina ederse hiçbir fikri hak tam olarak korunamaz. Çünkü eser telif hakkı olsun, markanın lafzı veya çizimi olsun, patent başvurusu dökümanı olsun, her ne olursa olsun, önce notere gidilip onaylanması istenebilir; hatta birçok açıdan istenmesinde yarar da olabilir.

Bunun nedeni, söz konusu haklar için yapılan başvurular sırasında da ortaya çıkabilecek sakatlıklara karşı bir önlem olabilmesidir. Örneğin, başvurunuz kaybolabilir, birisi kasten yok edebilir, değiştirebilir, vs, vs ...

Üstelik; telif hakkına gelince, yaratıcının kim olduğunu kanıtlamanın başka güvenilir yolu da yoktur. Marka, işaret veya patentinizi TPE tescil eder, ama telif hakları için bir onay, tescil makamı yoktur. Kitap, basıldığı zaman bandrol alır, ama basılana kadar ne olacak? Ya da bir şarkı sözü veya beste, ürün halinde piyasaya çıkana dek? Diyelim, yazdığım kitabı bir yayınevine verdim, Dr.Hasan adıyla bastı; ne olacak?

Alenileştirme, eser sahibinin yaratıcı olarak haklarının başladığı zamanı değil, başkalarının eserden yararlanma hakları üzerindeki tasarruf hakkının başladığı zamanı belirler; çünkü eseri ortaya çıkaranın kendisi olduğunu herkese ilan ettiği zaman, yayınlandığı andır. Aradaki sürede başkaları aynı veya çok benzer eserler ortaya çıkartmış olabilir; ancak bu ille de o eserlerin çalıntı olduğunu göstermez. Ama davacı, hakkın sahibi olduğunu iddia ederken, elinde zaman önceliği olan bir kanıtı olacaktır, ve davalı eseri daha önceden yarattığını kanıtlayamaz ise, kendi eseri üzerindeki telif hakkını kaybedecektir.

Öte yandan, maddi sonuçların doğabilmesi için; davacı dava açmadan önceki süre için davalının eyleminin telif hakkı tecavüzü oluşturduğunu kanıtlamak durumundadır; çünkü eserini alenileştirmemiştir. Yani, davalı eser sahibinden bağımsız olarak aynı sonucu elde etmiş olduğunu kanıtlayabilirse, ceza verilemez.

Kısacası, reklamın kullanımı yasaklanır, ama telif hakkına tecavüz suçu oluşmamıştır.

Ama davacı eğer alenileştirmemiş olmasına rağmen, eserinden davalıyı haberdar ettiğini kanıtlayabilirse (örneğin bunun en sağlam kanıtı, aynen bir protesto gibi noter kanalıyla yazışma olabilir), o zaman bu bir telif hakkı tecavüzü olacak; cezai yaptırımlar doğuracaktır.

Acaba düşündüğümü anlatabildim mi, bilemiyorum. Ne dersiniz Sn. katılımcılar, doğru mu düşünüyorum?

Saygılarımla,