Mesajı Okuyun
Old 03-12-2015, 17:45   #2
hırs

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
19. HUKUK DAİRESİ
E. 2014/12044
K. 2015/1222
T. 29.1.2015
• İTİRAZIN İPTALİ İSTEMİ ( Uğranıldığı İddia Edilen Kar Kaybını da Davacı Kendi Kayıtlarına Göre Hesaplayıp Belirleyebilecek Durumda Olduğu - Davacı Yanca Artık Kısmi Dava Açılamayacağı/Mahkemece Dava ve Usul Ekonomisi Bakımından Davasını Tam Dava Olarak Devam Ettirmesi ve Harcını Tamamlatması Konusunda Davacı Vekiline Kesin Süre Verilerek İşlem Yapılması Gerektiği )
• KAR KAYBI ( İtirazın İptali İstemi - Uğranıldığı İddia Edilen Kar Kaybını da Davacı Kendi Kayıtlarına Göre Hesaplayıp Belirleyebilecek Durumda Olduğu/Davacı Yanca Artık Kısmi Dava Açılamayacağı )
• KESİN SÜRE ( HMK Döneminde Açılan Dava - Mahkemece Dava ve Usul Ekonomisi Bakımından Davasını Tam Dava Olarak Devam Ettirmesi ve Harcını Tamamlatması Konusunda Davacı Vekiline Kesin Süre Verilerek İşlem Yapılması Gerektiği )
• KISMİ DAVA ( İtirazın İptali İstemi - Uğranıldığı İddia Edilen Kar Kaybını da Davacı Kendi Kayıtlarına Göre Hesaplayıp Belirleyebilecek Durumda Olduğu/Davacı Yanca Artık Kısmi Dava Açılamayacağı )
6100/m.109/2,115/2
ÖZET : Dava, H.M.K.döneminde açılmıştır. H.M.K.nun 109/2 maddesi "Talep konusunun miktarı, taraflar arasında tartışmasız veya açıkça belirli ise kısmi dava açılamaz" hükmünü, H.M.K.nun 115/2 maddesi ise "Mahkeme dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder" hükmünü içermektedir. Somut olayda, davacı sözleşme için yaptığı masrafları dava dilekçesinde belirtmiştir. Öte yandan uğranıldığı iddia edilen kar kaybını da davacı kendi kayıtlarına göre hesaplayıp belirleyebilecek durumdadır. Hal böyle olunca davacı yanca artık kısmi dava açılamayacaktır. Bu durumda mahkemece dava ve usul ekonomisi bakımından H.M.K.nun 115/2 maddesi uyarınca davasını tam dava olarak devam ettirmesi ve harcını tamamlatması konusunda davacı vekiline kesin süre verilerek sonucuna göre işlem yapılması gerekir.

DAVA : Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili, taraflar arasındaki 22.6.2009 tarihli bayilik sözleşmesini davalının haksız olarak feshettiğini, müvekkilinin sözleşmeden doğan edimlerini yerine getirmek için araç, özel kasa, el terminali ve bilgisayar alımıyla reklam ve araç giydirme çalışmaları için bir çok masraf yaptığını ayrıca 30 adet personel istihdam ettiğini, davalının sözleşmeyi haksız yere feshetmesi sebebiyle müvekkilinin maddi zarara ( sözleşmenin yerine getirileceği inancıyla yapılan masraflarla haksız fesih sebebiyle uğranılan kar kaybı ) uğradığını belirterek şimdilik 10.000 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporlarına göre, davalının haklı sebep olmaksızın sözleşmeyi feshettiği, bu sebeple davacının sözleşme süresi boyunca mahrum kaldığı karı isteyebileceği, sözleşmenin yerine getirileceği inancıyla yapıldığı iddia edilen masraflarla ilgili davacı yanca somut delil sunulmadığı gibi esasen bu konuda davacının talep hakkı da bulunmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

Davacı vekili, dava dilekçesinde taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin ifası için müvekkilince 420.000 TL'lik araç, 200.000 TL'lik özel kasa, 144.000 TL'lik el terminali, 20.000 TL'lik bilgisayar ve 300.000 TL'lik de araç giydirme ve reklam harcaması yaptığını ve ayrıca 30 adet de personel istihdam ettiğini, davalının sözleşmeyi haksız yere feshetmesi sebebiyle maddi zararlara uğradığını ( sözleşmenin yerine getirileceği inancıyla yapılan masraflarla haksız fesih sebebiyle uğranılan kar kaybı ) belirterek bu maddi zarardan fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000 TL'nin davalıdan tahsilini istemiştir.

Dava, 18.11.2011 tarihinde yani H.M.K.döneminde açılmıştır. H.M.K.nun 109/2 maddesi "... Talep konusunun miktarı, taraflar arasında tartışmasız veya açıkça belirli ise kısmi dava açılamaz." hükmünü, H.M.K.nun 115/2 maddesi ise "... Mahkeme dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder." hükmünü içermektedir.

Somut olayda, davacı sözleşme için yaptığı masrafları dava dilekçesinde belirtmiştir. Öte yandan uğranıldığı iddia edilen kar kaybını da davacı kendi kayıtlarına göre hesaplayıp belirleyebilecek durumdadır. Hal böyle olunca davacı yanca artık kısmi dava açılamayacaktır.

Bu durumda mahkemece dava ve usul ekonomisi bakımından H.M.K.nun 115/2 maddesi uyarınca davasını tam dava olarak devam ettirmesi ve harcını tamamlatması konusunda davacı vekiline kesin süre verilerek sonucuna göre işlem yapılması gerekirken bu yönler gözetilmeden davanın esası hakkında yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan sebeplerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre taraf vekillerinin öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harçların istenmesi halinde iadesine, 29.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

yarx