Mesajı Okuyun
Old 14-02-2007, 09:46   #6
Av.Mehmet Yılmaz

 
Varsayılan

Sayın Yücel Kocabaş, Cevabınız için teşekkür ederim. Belirttiğiniz hususların doğru olduğu şüphesiz.Özellikle muhtar beyanının gereksiz olduğu görüşüne ben de katılmakla; 5 tane bilirkişinin fazla olduğunu da düşünüyorum.
Konuyu açan arkadaşın sorusundan, bu tür davaların uygulamada nasıl yürüdüğünü öğrenmek istediğinin hissettiğim için alıntı yaptığınız şekilde cevap verdim.
Birincisi muhtarın beyanı konusu: Uygulamada keşif tutanağı, keşif öncesi kalem de hazırlanmakta (hem kolaylık açısından hem de UYAP nedeniyle) muhtar da bu aşamada beyanda bulunmaktadır.Bilahare taşınmazın olduğu yere gidilerek, bilirkişiler notlarını almakta, kendilerine dosya tevdii edilmekte, yaklaşık 10 gün bir süre verilerek rapor sunmaları istenmektedir. Benim katıldığım bütün Kamulaştırma davalarında, bilirkişiler ne yapıp edip; toplayıp çıkarıp; çarpıp bölüp; sonuçta muhtarın beyan ettiği rakama yakın bir değer tespiti yapmaktadırlar. Bunun için size hukuki bir temel gösteremem, dediğim gibi, bu tecrübelerimden edindiğim izlenim sadece.
İkinci olarak da, 2.keşif hususunda söylemek istediğim şu: Dava açılıp da ilk keşif öncesi anlaşma olursa da dava sonuçlanacaktır. O halde 1. keşif dahi ancak anlaşma sağlanamazsa olur demek gerekir. İdare bir bedel teklif etmiştir. Taşınmaz sahibi bu bedeli beğenmemiş olmalı ki, kabul etmeyerek idarenin dava açmasını sağlamıştır. İlk raporda bildirilen değer öncelikle, idarenin teklif ettiğiniz en az iki katı olmalı ki 2. Keşif düşünülebilsin. Anlaşma yine davayı nihayetlendirecektir. Ama genelde idare teklif ettiği değerin en az iki mislinin verilmesi ile bedeli yüksek bulup, itiraz etmekte, taşınmaz sahibi de, 2. keşifle belirlenecek bedelin daha fazla olabileceği beklentisiyle yine ilk rapora itiraz etmektedir.(Hukuki dayanağı olmamakla birlikte yine ekseri olarak 2. raporla daha da fazla bir bedel belirlenmektedir.)Bu nedenle; bilirkişi raporu ile misli bedel verilmişse 2. Keşif kaçınılmaz olmaktadır.
Arkadaşımızın soruyu sormadan önce 4650 sayılı kanunu okuduğundan eminim. İcra İflas Kanununda takibin nasıl açılacağı düzenlenmiştir. Ama sırf bunu okuyarak icra takibi açılamayacağını takdir edersiniz. Bunun gibi sadece mevzuatta yazmayan bazı hususları yine tecrüblerim çerçevesinde ifade etmek istedim.
Saygılarımla.