Sayın meslektaşım; öncelikle büyük geçmiş olsun. Başınıza gelmeyen kalmamış. Burada, büronuzun mülk sahibinin, adeta fırsat kolladığı ve kötü niyetli olduğu açıktır. Yalnız burada merak ettiğim birşey var. İşyeri adresinizin değiştiğine dair, mülk sahibine herhangi bir bildirimde bulundunuz mu? Gerçi bu durum, yapılan tebligatı usule uygun hale getirmiyor. Ancak hukuki durumunuzun güçlenmesi adına önemlidir.
Diğer taraftan; mevcut durumda ne yapılabileceğine gelince, İcra Dairesi'ne yaptığınız gecikmiş itirazın akibeti ne oldu? İcra Hukuk Mahkemesi'ne yeniden müracaat ederek ve mağduriyetinizi de tekrar hatırlatarak, duruşma gününün daha erken bir tarihe alınmasını talep edebilir, hatta mahkemeden elden takip yetkisi alarak, yapılan tebligatın usulsüzlüğüne ilişkin belgelerin ilgili yerlerden getirtilmesi sürecini hızlandırmanız, ayrıca açacağınız menfi tespit davasında icranın durdurulması talebinin teminatsız da verilebileceğini ve teminatsız olarak verilmesini talep etmeniz faydalı olabilir. Ayrıca özellikle mülk sahibinin kötüniyetli olduğunu ve hukukun hakkın kötüye kullanımını korumayacağı üzerinde de durun.
İİK m. 65'e göre;Borçlu kusuru olmaksızın bir mâni sebebiyle müddeti içinde itiraz edememiş ise paraya çevirme muamelesi bitinceye kadar itiraz edebilir.

Ancak borçlu, mâniin kalktığı günden itibaren üç gün içinde, mazeretini gösterir delillerle birlikte itiraz ve sebeplerini ve müstenidatını bildirmeye ve mütaakip fıkra için yapılacak duruşmaya taallûk eden harç ve masrafları ödemeye mecburdur.
itiraz üzerine icra mahkemesi ancak gecikme sebebinin mahiyetine ve hâdisenin özelliklerine göre takibin tatilini tensip edebilir. Merci, tetkikatını evrak üzerinde yapar.
Yani kural olarak inceleme evrak üzerinde yapılması gerekirken ya da en azından icranın geri bırakılması gerekirken, mahkemenin duruşma günü belirlemesi gereksiz olmuştur.
Bence burada mülk sahibi hakkında tebligat sahteciliğinden suç duyurusunda bulunun. Ayrıca; haksız yere haciz yaptığı için doğan zararınız için maddi ve manevi tazminat ve kanaatimce, müvekkilinizin sizinle olduğu bir sırada aracınızın yakalnamış olması prestiji sarsan bir durum olduğundan, mülk sahibine karşı manevi tazminat davası açabilirsiniz.
Avukatlara karşı takip yapılmadan önce baroya bildirilmesi konusu Avukatlık Meslek Kuralları'nda düzenlenen ve avukatların birbirlerine karşı mesleki etik açısından bildirilmesi gerekli kılınmış ve avukatların iç ilişkisi bakımından geerli bir durum olup, avukatlar hakkındaki dava ve takipleri herhangi bir şekilde etkilememektedir. Umarım faydalı olabilmişimdir. Saygılarımla ve tekrar geçmiş olsun..