Mesajı Okuyun
Old 06-03-2007, 16:30   #22
SNOW

 
Varsayılan

Sayın Çalıkuşu en baştan beri söylemeye çalıştıklarınızın ve tespitlerinizin hepsini anlamaya çalıştım ve anladığımı da zannediyorum. Sizin de beni anlamaya çalıştığınızı yazılarımın tamamını okuduktan sonra yorum yaptığınızı görüyorum. Hatta kendinize göre yazılarımda doğru olduğunu kabul ettiğiniz noktalarıda 'bu söylediğiniz doğru' şeklinde onayladığınızı görüyor ve anlaşıldığım için mutlu oluyorum. Söyledikleriniz bir tespittir. İnsanın ezberciliğe kaçmaması ne söylediğinin farkında olması söyledigi şeylerin tecellisinin beyninde oluşması gerektiği hususunda hemfikirim. Zaten yaratıcı düşünce de böyle oluşabilir. Öbür türlüsü bir papağanlıktır ki bu düşünebilme, bilgilerini işleyebilme kabiliyeti olan insanın kapasitesini atıl bırakması ve bir uyku halinde yaşayıp ölmesi anlamını taşır.

Düşüncemi tekrar etmek olacak ama yaratıcı düşünce boyutuna ulaşabilmek ve kendi tasfirlerimizi oluşturabilmek, bilerek konuşmak, papağanlık yapmamanın yolu insanın önceki birikime vakıf olması vakıf olduğu bu bilgiyi kendi zihninde işlemesi(Tecrübe, Zeka ve aklını vs.) kullanarak kendi anlayacağı kıvama getirmesi tasvirlerini oluşturması o bilgileri içselleştirmesi gerekir. Bunu da nasıl yapacağını size verdiğim bir cevabımda anlatmıştım.

Sonra o kişi tüm bunları yapar. kendi tasfirlerini oluşturur. İlgilendiği bilim dalında mevcut birikimi aşar ve yeni bilgiler katar o bilim dalına bu bilgileri yeni kavramları doğurur. Bu kavramları bulur. Ortak birikimden elde ettiklerine kendi tasvirlerini de katarak bir eser meydana getirir. O eseri okuyanlar onun ulaştığı seviyeyi çabucak ulaşıp geçmek için onun kavramlarının ne anlama geldiğini öğrenirler ve ondan sonra geliştirebilirlerse kendi tasvirleriyle anlamlandırıp geliştirirler.... ilh...

Yani ezbercileğin kötü bir şey olduğunu tespit edebiliriz. Kendi tasfirlerimizi oluşturmamız gerektiğini söyleriz. ama kapasiteli adam kendi tasfirlerini zaten oluşturur. İlk etapta ortak kavramları bilip bunları öğrenir ve ondan sonra kendi tasvirlerimizi oluştururuz. Ama kendi tasfirlerimiz oluşturana kadar, Hak hukukça korunan menfaattir. Tanımını bilmeli bunu anlamaya çalışmalı beynimizde anlayacağımız dile dönüştürmeli, sindirdikten sonra düzelteceğimiz bir yeri varsa düzeltmeli ya da geliştireceğimiz bir yeri varsa geliştirmeliyiz.


Hayat uyutur bizi. isteyerek mi geldik istemeden mi geldik bilemiyorum. Bir bedenin içinde yaşıyoruz. fiziksel temaslarımızı sağlamak için sahip olduğumuz bu bedeni kaybedince fiziksel olarak dünyayla alış-verişimizi sağlayamıyoruz. Ölünce yok mu oluyoruz başka boyutta yaşama devam mı ediyoruz orasını bilemiyorum. Kant'ın dediği gibi metafizik konuları aydınlatacak doneler yok elimizde. Bu mesele inanç meselesi. Bizden öncekilerin seçimleriyle ve teknolojik olarak gelişme tercihleriyle yaşamak zorundayız. Kelebek etkisini izlemişsinizdir. Yaptıkları yapmak istedikleri bizim bugünkü sonucumuzu oluşturur. Biri babam evlenmeden onu öldürmüş olsaydı ben olmazdım. Aynı şey anneme olsaydı... Dedeme, anneanneme olsaydı... Babam buğüne kadar yaşamasaydı... Öksüz büyüseydim farklı olurdum. Cesur yüreği izlemişsinizdir, Mel Gibson'un filmdeki eşini öldürmeseler. Tarihteki en büyük komutanlardan biri olamayacaktı. Bazen doğum esnasında meydana gelen bir durum sizin daha az zeki olmanıza yol açabilir. Herşey bizim irademizde ve bizim elimizde gelişmiyor. Başka insanların iradeleri, Doğa vs... herşeyin bir katkısı var...

Özetle,Yukarıda saydığımız ve sayamadığımız tüm etkiler ve kendi zihnimiz elverirse tasvirlerimiz zaten oluşacaktır. Diyebilirsinizki ezberci eğitim veriliyor bu olmasın devlet ezberci eğitimi değiştirsin anlayarak eğitim alalım. Bu zaten seneleden beri tartışılıp duruyor. Hem bu ülke politikası. İnsan gücü yettiğive değiştirebileceği şeylerle uğraşmlı. Katılır mısınız bilemiyorum?

Saygılarımla...