Kişilerin bir özel hayatı olduğu ve bu özel hayatın üçüncü kişilere karşı korunduğu kuralı modern demokrasilerin yasal düzenlemelerinin ayrılmaz bir parçasıdır. Özel hayatın korunması insan haklarının bir parçası olarak kabul edilmektedir. İnsan hakları, bu arada özel hayatın gizliliği, Aydınlanma Çağının bir ürünüdür ve veciz anlamını Farnsız İhtilalinin, hürriyet, eşitlik ve adalet kavramlarında bulmaktadır. İnsan hakları herşeyden önce devlet gücünün kaynağının hanedanların ve dine dayalı güçlerin elinden alınarak halkın eline verilmesinin yolunu açmıştır. Vatandaş kendisini hizmetçisi ve kulu olarak gören devlet gücüne karşı savaşarak kendisine ait olduğunu belirttiği insanlık hakklarını devlet gücünü ellerinde tutanlara kabul ettirmiştir. İnsanlık hakları devlete karşı kazanılmış olan bir zaferin sonucudurlar. Bu zaferin sonucu olarak; devlet insan haklarına saygılı olma ve bu hakları üçüncü kişilere karşı koruma yükümlülüğünü üstlenmiştir.

Günümüzde durum nedir peki?
İnsanlar insanlık haklarını gerektiği şekilde koruyor mu ve onlara sahip çıkıyor mu?
Devlet, yasaları ve anayasası ile garanti altına aldığı insanlık haklarını gerektiği şekilde koruyor mu?
Güvenliğimi için insanlık haklarımızı ve özel yaşamımızı feda ediyorm muyuz?
Büyük devletler ve küresel yada yöresel kuruluşlar özel yaşamımızı en gizli detaylarına kadar, internet bağlantımız ve emaillerimiz üzerinden, kontrol ediyor mu?

Benim gördüğüm manzara hem küresel hemde yöresel örgütlerin, devletlerin ve devletin çevremizi bir örümcek ağı gibi sardıkları ve suçlu suçsuz, yaşlı genç, kadın erkek, siyah beyaz ayırımı yapmadan herkesi kontrol altına aldıkları yönünde.

Durumdan, hakların ihlalinden, rahatsız olmayanlar da var elbette; bazıları medyada içini dışını dökerek kendi özel hayatını pazarlarken, diğerleri ‘benim korkacak bir şeyim, saklım gizlim yok, isteyen istediği gibi kontrol etsin, Çünkü bu kontrol benim faydam ve benim güvenliğim içindir’ diyor. Diğer başka bir grup: ‘kontrol ediyorlar ama, benim kontrol edenlere karşı koyacak gücüm yok’ savıyla oturup seyrediyor.

Türkiyeden Yaşar Kemal, Murathan Mungan, Orhan Pamuk ve Buket Uzuner’in de imzaladığı aralarında Nobel Ödülü almış Günter Grass ve Elfride Jelinek gibi yazarlarında bulunduğu bir dünya yazarları grubu 2013 yılının Aralık ayında yayınladığı bir bildiride şunları belirtiyor:

‘Son aylarda aydınlığa çıkanlar hepimizin korkunç bir ölçüde kontrol edildiğini ortaya çıkardı. Devletler bir kaç tıklama ile Cep telefonumuzu, emaillerimizi, sosyal paylaşım sitelerimizi ve hangi internet sayfasına girdiğimizi görebiliyor. Politik düşüncemizi ve eylemlerimizi görebiliyorlar ve tüketici internet sayfaları ile olan kontaklarımızı, sadece tüketim alışkanlıklarımızı değil, tüm davranışlarımızı önceden tahmin edebiliyorlar.

Demokrasinin taşıyıcı dayanaklarından birisi kişiliğin dokunulmazlığıdır. Ama İnsanlık onuru vücudunun sınırlarının ötesine uzanır. Bütün insanlar düşüncelerinin ve özel yaşamlarının, mektup ve konuşmalarının serbest ve kontrol edilmemesini isteme haklarına sahiptir.
Bu temel insanlık hakkı günümüzde içi boş bir durumdadır, çünkü devletler ve tekeller bu hakkı kontrol amacı ile kötüye kullanmaktadırlar.


Kontrol altındaki bir insan hiçbir zaman özgür değildir; ve devamlı kontrol altındaki bir toplum artık demokrasi değildir. Bu sebepten demokratik temel haklarımız gerçek dünyada olduğu gibi virtüel dünyada da korunmalıdır.

* Kontrol özel yaşamı ve düşünce ve görüş hürriyetini yaralar
* Toplu kontrol edilen tek tek kişileri süpheli durumuna düşürür. Tarihsel gelişimin ve suçu sabit oluncaya kadar kişinin suçsuz olduğu tezini çökertir.
* Devletlerin ve tekellerin gizli kontrolları sayesinde kişiler saydamlaştırılır/her gizlisi saklısı, sırrı ortaya çıkar.Gördüğümüz gibi bu güç sistemli şekilde köyüye kullanılmaktadır.
* Kontrol hırsızlıktır. Çünkü kişilerin özel verileri kamunun malı değildir. Bize aittirler. Bu veriler davranışlarımızı öngörmek, tahmin etmek amacı ile kullanılırlarsa, başka bir şeyimiz de çalınmış olur; Demokratik özgirlüğümüz için vaz geçilmez olan Özerk irademiz.
………

Saygılarımla