Mesajı Okuyun
Old 20-11-2010, 18:01   #3
Gemici

 
Varsayılan

Sayın Av.Armağan Konyalı,

benim tartışmak istediğim, kimin neyi bildiği veya bilmediği değil, insanoğlunun dünyaya geldiği andan öldüğü ana kadar nelerle uğraştığı, düşünce ve davranışlarının hangi etkenlere dayalı olarak geliştiği veya gelişmediği, insanı hayvandan ayıran özellikler v.s.

Örneğin, siz 'İnsanlık henüz çok geri. Bilim ve teknoloji ilerliyor ama insanlık değil.' diye yazıyorsunuz ve insanların birbirini öldürmesini geriliğin ölçütü olarak belirliyorsunuz. Üzerinde tartışılması gereken ve insan oluşumuzla sıkı sıkıya bağlı olan, sahip olduğumuz etik değerlerden dolayı bizi hayvanlardan ayıran bir değer ölçüsü size bu sözleri yazdıran düşünce tarzı. Ben dünyayı ve insanlığı ortadan kaldırabilecek toplu imha silahlarına rağmen, tarihteki diğer barbarlıklara kıyasla, çağımızı daha insancıl buluyorum; çünkü çağımız, insanların birbirini yediği yamyamlık çağı; bir mal olarak alınıp satıldığı satıldığı kölelik çağı; bir insan yaşamının kendisini hükümdar, kral imparator, bey, beylerbeyi olarak adlandıran diğer bir insanın dudaklarının arasından çıkacak 'kesin kellesini keferenin' türünden bir sözüne bağlı olduğu despotluk çağı; bazı yerlerde örneklerine halen rastladığımız insanların taşlanarak öldürüldüğü cezalandırma çağı; öldürülen düşmanın kellesinin kesilip mızarğın ucuna geçirildiği, kalbinin parçalanarak çıkarıldığı, kanının içildiği kahramanlık ve kin çağı; Amerika'nın yerlilerini görüp, onların insan olup olmadıklarını öğrenmek için Papa'ya danışanların yaşadığı keşif çağı, değil artık.

Ne çağı peki çağımız?
İnsanların mutluluğu ve rahatı için bir vasıta olması gereken bilim ve tekniğin insan yaşamını ve üzerinde yaşadığı dünyayı tehdit ettiği başdöndürücü hız çağı; toplu ulaşım vasıtalarının düyayı küçülttüğü, eskiden bir ayda gittiğimiz yere şimdi bir iki saatte ulaştığımız çağ; iletişim teknolojisi sayesinde, dünyanın en ücra köşesinde meydana gelen bir olayı anında öğrendiğimiz çağ; faydalı birçok yanı olan aynı teknolojinin propaganda vasıtası olarak kullanılması ile ortaya çıkan aldatma, yanlış yola sevk etme çağı; küreselleşmenin büyük sermayeye getirdiği, küçük devletleri, firmaları ve fakir kesimleri, sömür sömürebildiğin kadar çağı; küçük ve zayıf ekonomilerin, fabrikasyon ve ucuz işgücü ile, çökertilme çağı; büyük insan kitlelerinin daha rahat yaşam koşullarına kavuşmak gayesi ile, politik, ekonomik ve çevresel nedenlerden dolayı ülkelerini, yerlerini yurtlarını bırakıp büyük göçe çıkmaları çağı.

Ben çağımızın beraberinde getirdiği ve çağımızın simgesi olan kötülük ve zorluklardan çıkış yolu olarak, tekniğin ve bilimin insanı ve dünyayı imha etmek için değil, tek tek insanların rahatı ve mutluluğu için kullanılmasını görüyorum. Tek tek insanlar ve devletler bu amaca varabilecek güçte değil bence. Diğer taraftan bu amaca varmak tek tek insanların çabası olmadan, tepeden gelme çözümlerle de olmaz. Olsa olsa problemlerin bilincinde olan kişilerin sınırlar ötesi birleşmesi ve beraberce hareket etmesi ile olur.

Alıntı: İnsanlar, bilmelerini istediğinizi zaten biliyor: Çöllerde metrekare başına düşen insan sayısı çok az. İnsanlar çöllerde yaşamaktan kaçınıyor. Bu kaçınma insanların çevre konusunda yeterince bilgili ve bilinçli olduğunun kanıtıdır.

Bahsettiğiniz durum sadece insanlar için değil, aynı zamanda hayvanlar için de söz konusu. Çöllerde ve kutuplarda sadece insanlar değil, hayvanlar da yaşamıyor yaşasalar bile sayıları az. Bu durum bilinçten ziyade bir yaşama koşulu bulabilme sorunu bence.

Sonuç: İnsanı, bilinci ve düşünebilme olanağı hayvandan ayırır. Bu düşünebilme ve bilinç sayesinde insanın bir tarihi, bir bu günü ve bir yarını vardır. Bir ufuktan diğer ufka giderken kendi kendine 'Ne, neden, nasıl' sorularını sorar insan. İnsan bir kültür çevresi içine doğmuştur ve geride bir kültür çevresi bırakacaktır. İnsanı insan yapan ve hayvandan ayıran ikinci bir özellik insanın etik değerlere sahip olmasıdır.

Çağımızın beraberinde getirdiği ve dünya üzerindeki varlığımızı tehdit eden tehlikelerden kutulabilmemizin tek yolu, sahip olduğumuz kültürel değerleri, bilimi ve tekniği, etik değerlerin öngördüğü yönde kullanarak daha insancıl, dünyadaki diğer canlıları ve çevreyi onlara bağlı olduğumuzu göz önünde bulundurarak ve çevre olmadan bizim de olamıyacağımızı düşünerek davranmaktır.

Saygılarımla