Mesajı Okuyun
Old 02-02-2012, 14:18   #17
janveljan

 
Dikkat

Sayın Av. Nevra Öksüz,
olaya Borçlar Kanunu açısından da yaklaşarak yaptığınız değerli katkınız için teşekkür ederim.

Kanaatimce asıl mesele, kanunu okuyup yorumlama, kanunun nasıl anlaşılması gerektiği meselesidir.

Ben Avukatlık Kanunu 173/2 deki hükmü okuduğumda bu hükmün “avukatın çıkarlarının gözetilmesi amacıyla sevk edilmiş bir hüküm olduğunu, burada düzenlenmek istenen durumun avukata gerekli avans verilmeden avukatın o işi yapmaya mecbur olmadığını, bu hükümden avukatın aleyhine bir sonuç, yasal bir karine çıkartılamayacağını,” düşünüyorum.

[Bu hüküm sayesinde vekâlet verdiği halde gerekli giderleri vermeyen bir iş sahibine, bu durumun haklı istifa sebebi olduğunu, bu halde avukatlık ücretini işi yapmış gibi tam olarak ödemek zorunda kalacağını münasip bir lisanla anlattığımda, kafası çalışan bir iş sahibi almadığı bir avukatlık hizmetinden dolayı ücret ödememek için talep ettiğim gideri ödemeyi tercih edecektir. Ödemediği takdirde de vekil olarak ücretime bir halel gelmeyecektir.]

Yargıtay’ın değerli hâkimleri aynı hükmü okuduğunda ise avukatın lehine getirilen bu hükümden giderler konusunda avukat aleyhine yasal bir karine çıkartmaktadırlar. Mesele bu.

[Muhtemeldir ki, Avukatlık Kanununun ilgili hükmünü bu gün bu şekilde yorumlayan bu değerli hâkimler emekli olarak son derece saygın ama bir o kadar da meşakkatli avukatlık mesleğine intisap ettiklerinde, vekil olarak yapılan her gider için iş sahibinden yazılı belge almanın o kadar kolay olmadığını, sarfedilen giderlerin iş sahibince verilmediğinin ispatının olmayan bir şeyin ispatı olduğunu, bunu avukatlara yüklemenin ispat yükünün dağıtımı ile ilgili prensiplere aykırı olduğunu görüp, avukatların çıkarının gözetilmesi amacıyla sevk edilmiş bir hükümden aleyhe bir yasal karine çıkartılamayacağını düşünebilirler.]

Saygılarımla,