Mesajı Okuyun
Old 26-12-2006, 20:09   #3
Gamze Dülger

 
Varsayılan

Sayın Güçlü,
Kanunda bir açıklık olmamasına rağmen,(ilk derece Mahkemesi-temyiz mahkemesi olarak )Danıştay ilgili dairece verilen yürütmenin durdurulmasına ilişkin karara karşı Danıştay Dava Daireleri Genel Kuruluna itiraz etmek gerektiğini düşünüyorum

Aşağıdaki karar yol gösterici olabilir

Saygılarımla



Dairesi Karar Yılı Karar No Esas Yılı Esas No Karar Tarihi BAŞKANLAR KURULU 2004 138 2004 138 04/11/2004 KARAR METNİİDARİ DAVA DAİRELERİ GENEL KURULUNCA İTİRAZ ÜZERİNE VERİLEN KARAR NEDENİYLE, DAVA DAİRELERİ ARASINDA OLUŞAN GÖREV UYUŞMAZLIĞININ ÇÖZÜMÜNDE, BAŞKANLAR KURULUNUN GÖREVLİ OLDUĞU HK.<
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası tarafından, Sağlık Bakanlığına karşı açılan dava sonucunda; Danıştay Onuncu ve Onikinci Daireleri arasında çıkan görev uyuşmazlığına ilişkin dosya incelendi.
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Danıştay Başkanı ?, Başsavcı ?, Üçüncü Daire Başkanı ?, Yedinci Daire Başkanı ?, Onbirinci Daire Başkanı ? ile Onikinci Daire Başkan V. ?'nün; "Dava, Sağlık Bakanlığına bağlı hastanelerde özel sağlık hizmeti verilmesine ilişkin Yönergenin iptali istemiyle açılmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, Yönergenin iptali için açılan davada, Onuncu Dairece verilen 13.6.2002 günlü ve E:2002/2158, K:2002/2217 sayılı karar ile kamu görevlilerine ait mevzuattan doğan uyuşmazlığın görümü ve çözümü görevinin Onikinci Daireye ait bulunduğu gerekçesiyle dosyanın bu Daireye gönderildiği, Onikinci Dairenin esasına kaydedilen dosyada, Dairenin 30.1.2003 günlü ve E:2002/3245 sayılı kararıyla yürütmenin durdurulması isteminin reddedildiği; itiraz üzerine İdari Dava Daireleri Genel Kurulunca verilen 30.5.2003 günlü YD. İtiraz No:2003/580 sayılı kararda dava konusu Yönerge ile ilgili uyuşmazlığın görümü ve çözümünün 2575 sayılı Yasanın 34'üncü maddesinin (b) fıkrası gereğince Danıştay Onuncu Dairesine ait olduğu belirtilerek itirazın kabulüne karar verilip bu durum dikkate alınarak bir karar verilmesi için dosyanın Onikinci Daireye gönderildiği anlaşılmaktadır.
Anılan karar üzerine Onikinci Dairece verilen 20.9.2004 günlü ve E:2002/3245, K:2004/2555 sayılı karar ile Danıştay Onuncu Dairesinin uyuşmazlığı görevinde görmeyerek dava dosyasını Onikinci Daireye göndermekle görev konusundaki düşüncesini ortaya koyduğu gerekçesiyle davaya konu uyuşmazlığı çözümlemekle görevli dairenin belirlenmesi için dosya Başkanlar Kuruluna iletilmiştir.
Danıştay Kanununun 19'uncu maddesinde oluşumu düzenlenen ve aynı Kanunun 52'nci maddesinde görevleri sıralanan Başkanlar Kurulu, yapısı itibarıyla idari görevli bir Kurul olmasına rağmen, sözü edilen 52'nci maddenin 1'inci fıkrasının (d) ve (e) bendleri uyarınca verdiği kararlar yargısal niteliktedir ve bu kararlara ilgili daire ve kurullarca uyulması gerekir. Ancak, Kurulun yargısal karar veren Danıştay daire veya kurullarının kararlarını inceleme yetkisi bulunmadığı gibi, buralardan verilen kararları etkisiz bırakacak biçimde karar vermesi de mümkün değildir.
Bakılan davada, Onikinci Dairece verilen yürütmenin durdurulması isteği ile ilgili karar davacı tarafından itiraza konu edilmiş, itirazı inceleyen İdari Dava Daireleri Genel Kurulu, uyuşmazlığın çözümünün Onuncu Dairenin görevinde bulunduğuna karar vermiştir. Bu aşamadan sonra 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununda düzenlenen ve itiraz üzerine verilen kararların kesin olduğunu hükme bağlayan 27'nci maddenin 6'ncı fıkrası hükmü karşısında Onikinci Dairenin bu karara bağlı olarak görevsizlik kararı verip dosyayı Onuncu Daireye göndermesi ve Onuncu Dairenin de bu dosyayı incelemesi gerekmektedir. Aksi hal, itiraz üzerine verilen ve kesin olduğu Yasada ifade edilen kurul kararının değiştirilmesi ve hükümsüz bırakılması sonucunu doğurur. Bu karar, bir başka yönüyle de Yasada öngörülmeyen bir usul ihdas edilerek uyulması zorunlu yargı kararının değiştirilmesi anlamındadır. Bu gerekçeye dayalı olarak dosyanın Onikinci Daireye iadesine karar verilmesi gerekmektedir." yolundaki usule ilişkin ayrışık oylarına karşılık,
Danıştay Başkanvekili ?'in, "Ayrışık oyda belirtilen gerekçe ve varılan sonuç uyuşmazlığı çözümleyecek dava dairesini de belirlemekte olup bu husus usule ilişkin bulunmadığından görevli dairenin tespiti konusunda ayrıca bir değerlendirme yapılmadan dosyanın Onikinci Daireye iadesi gerekmektedir." yolundaki ayrışık oyuna karşılık,
Danıştay Kanununun 52'nci maddesinde görevleri belirlenen Başkanlar Kurulu, bu maddenin 1'inci fıkrasının (a), (b), (c) ve (f) bendlerinde sayılan görevleri yönünden idari bir faaliyet yürütmesine karşın, aynı maddenin 1'inci fıkrasının (d) ve (e) bendlerinde sayılan görevleri yönünden yargısal bir faaliyet yürütmektedir. Kanun, 52'nci maddenin 1'inci fıkrasının (d) bendinde Başkanlar Kurulunu, "Danıştay Daireleri arasında çıkan görev uyuşmazlıklarını" çözümlemekle görevli ve yetkili kılmış ve bu iradesini açık ve net bir kurala bağlamıştır. Bu kural ortada iken görevleri 2575 sayılı Danıştay Kanununun 17'nci maddesinde düzenlenen ve "Danıştay daireleri arasında çıkan görev uyuşmazlıklarını" çözümlemek gibi bir görevi bulunmayan İdari Dava Daireleri Genel Kurulunun itiraz üzerine verdiği karar esas alınarak, uyuşmazlığın çözümünde Onuncu Dairenin görevli olduğunun kabul edilmesi ve görevli dairenin belirlenmesinde Başkanlar Kurulunca herhangi bir değerlendirme yapılmaması gerektiği sonucuna ulaşılması mümkün değildir. Kaldı ki, Danıştay Onuncu ve Onikinci Dairelerince verilen görevsizlik kararlarının varlığı, görev uyuşmazlığının Başkanlar Kurulunca karara bağlanmasını da zorunlu kılmaktadır.
Açıklanan nedenlerle ortada, Başkanlar Kurulunca çözümlenmesi gereken bir görev uyuşmazlığının mevcut olduğuna oyçokluğu ile karar verilerek uyuşmazlığı çözümlemekle görevli dairenin tespitine geçildi.
Dosyanın incelenmesinden, iptali istenilen, Sağlık Bakanlığına Bağlı Hastanelerde Özel Sağlık Hizmetleri Verilmesine Dair Yönerge, 209 sayılı Sağlık Bakanlığına Bağlı Sağlık Kurumları ile Esenlendirme (Rehabilitasyon) Tesislerine Verilecek Döner Sermaye Hakkında Kanunun Bazı Maddeleri ile 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Eki Cetvellerde Değişiklik Yapılması Hakkında 4618 sayılı Kanuna dayanılarak çıkarılmıştır.
4618 sayılı Yasanın 1'inci maddesi ile 209 sayılı Yasanın 5'inci maddesine eklenen paragrafta; "Sağlık Bakanlığı talep ve hizmet özelliklerini dikkate alarak eğitim hastaneleri ve en az yüz yatağa sahip hastanelerde şef, şef yardımcısı ve uzmanlar tarafından acil vakalar hariç olmak ve saat 16.00'dan önce olmamak üzere mesai saatleri dışında özel sağlık hizmetleri verebilir. Bu hizmetlerden elde edilen ücretler döner sermayeye gelir kaydedilir. Bu hizmetlerde görev alacak personele döner sermayeden yapılacak ek ödemelerin oranı, esas ve usulleri ile hizmet ücret tarifesi Maliye Bakanlığının uygun görüşü üzerine Sağlık Bakanlığınca belirlenir." hükmü yer almış olup, dava konusu edilen Yönergede bu hüküm uyarınca Sağlık Bakanlığına bağlı belli hastanelerde belirli şartlar içerisinde özel sağlık hizmetleri gördürülmesine ilişkin usul ve esaslar düzenlenmiştir. Bu haliyle uyuşmazlık, kamu görevlilerine ait mevzuattan değil, Sağlık Bakanlığına bağlı hastanelerde özel sağlık hizmeti gördürülüp gördürülemeyeceğinden kaynaklanmıştır.
Bu bağlamda, diğer idari dava dairelerinin görevleri dışında kalan uyuşmazlığın görümü ve çözümü görevinin, 2575 sayılı Danıştay Kanununun 34'üncü maddesi uyarınca Onuncu Daireye ait bulunduğuna, dosyanın anılan Daireye gönderilmesine 4.11.2004 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

(DAN-KAR-DER; SAYI:6)

YÖ/ÖEK

Sayın Korayad,
Tüm içtihat programları ve Danıştay resmi web sitesindeki tek karar sunduğum karar idi.Aslında bende bu kararı sunup sunmama konusunda tereddüt ettim.Fakat İYUK 27. maddesinde davada ( ister ilk derece mahkemesi sıfatıyla görevli olsun isterse temyiz mercii ) Danıştay aşamasında verilen yürütmenin durdurulması kararlarına karşı konusuna göre İdari veya Vergi Dava Dairelerine itiraz edilmesi gerektiği düzenlendiğinden sunulu kararın kıyas yoluyla uygulanabileceğini düşündüm.
Tekrarlamak gerekirse 27. madde de Danıştay'ın ilk derece mahkemesi sıfatı konusunda çıklık bulunmamaktadır.

YÜRÜTMENİN DURDURULMASI
MADDE 27 - (Değişik: 4001 - 10.6.1994) 1. Danıştayda veya idarî mahkemelerde dava açılması dava edilen idarî işlemin yürütülmesini durdurmaz.
2. Danıştay veya idarî mahkemeler, idarî işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkansız zararların doğması ve idarî işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi durumunda gerekçe göstererek yürütmenin durdurulmasına karar verebilirler
3. Vergi mahkemelerinde, vergi uyuşmazlıklarından doğan davaların açılması, tarh edilen vergi, resim ve harçlar ile benzeri malî yükümlerin ve bunların zam ve cezalarının dava konusu edilen bölümünün tahsil işlemlerini durdurur. Ancak, 26 ncı maddenin 3 üncü fıkrasına göre işlemden kaldırılan vergi davası dosyalarında tahsil işlemi devam eder. Bu şekilde işlemden kaldırılan dosyanın yeniden işleme konulması ile ihtirazı kayıtla verilen beyannameler üzerine yapılan işlemlerle tahsilat işlemlerinden dolayı açılan davalar, tahsil işlemini durdurmaz. Bunlar hakkında yürütmenin durdurulması istenebilir.
4. Yürütmenin durdurulması istemli davalarda 16 ncı maddede yazılı süreler kısaltılabileceği gibi, tebliğin memur eliyle yapılmasına da karar verilebilir.
5. Yürütmenin durdurulması kararları teminat karşılığında verilir; ancak, durumun gereklerine göre teminat aranmayabilir. Taraflar arasında teminata ilişkin olarak çıkan anlaşmazlıklar, yürütmenin durdurulması hakkında karar veren daire, mahkeme veya hâkim tarafından çözümlenir. İdareden ve adlî yardımdan faydalanan kimselerden teminat alınmaz.
6. Yürütmenin durdurulması istemleri hakkında verilen kararlar; Danıştay dava dairelerince verilmişse konusuna göre İdarî veya Vergi Dava Daireleri Genel Kurullarına, bölge idare mahkemesi kararlarına karşı en yakın bölge idare mahkemesine, idare ve vergi mahkemeleri ile tek hâkim tarafından verilen kararlara karşı bölge idare mahkemesine, çalışmaya ara verme süresi içinde ise idare ve vergi mahkemeleri tarafından verilen kararlara en yakın nöbetçi mahkemeye veya kararı veren hâkimin katılmadığı nöbetçi mahkemeye kararın tebliğini izleyen günden itibaren yedi gün içinde bir defaya mahsus olmak üzere itiraz edilebilir.
İtiraz edilen merciler dosyanın kendisine gelişinden itibaren yedi gün içinde karar vermek zorundadır. İtiraz üzerine verilen kararlar kesindir.
7. Yürütmenin durdurulması kararı verilen dava dosyaları öncelikle incelenir ve karara bağlanır

Yanlış yönlendirmiş isem üzgünüm.
Saygılarımla