Mesajı Okuyun
Old 01-10-2006, 02:27   #13
Av. Can DOĞANEL

 
Varsayılan

Sn. Kayar
Daha önce sn. Kocabaş'ın da vurguladığı gibi eski MK zamanında açılmış bulunam ve Katkı payına ilişkin davalarda BK125. maddesi uyarınca 10 yıllık sürenin uygulanacağında bir tartışma yoktur. Sunduğunuz kararda dava yargıtayca da Alacak davası olarak nitelenmiş ve katkı payına ilişkin bir alacak davası olduğu açıkça anlatılmıştır. Hatta bu davalarda Aile Mahkemesinin kurulduğu tarihten sonra dahi alacak davası olmaları itibariyle Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğuna ilişkin içtihatlar mevcuttur. Şu an için elimizde edinilmiş mallara katılma rejiminin tasfiyesine ilişkin Aile Mahkemelerinde açılmış bir davada zamanaşımına ilişkin bir karar ve bu kararın tartışıldığı bir Yargıtay İçtihadı mevcut değildir. (En azından tartışmaya ilgi gösterenler sunamadı) Bu durumda sunduğunuz kararın yanıltıcı olmaması açısından ve aksine görüşlerin de olduğu dikkate alınarak, mevcut durumda;
- Boşanma ilamının kesinleşmesinden itibaren 1 yıllık süre içerisinde davayı açmak,
- Bu süre içerisinde açtığımız davada ne yapıp edip, harcı temin etmek ve davayı mümkünse kısmi değil tam olarak açmak,
- Zorunluluk nedeniyle kısmi dava açılması halinde, 1 yıllık süre dolmadan ek davayı açarak (veya ıslah ile) hak kaybına neden olmamak,
İhtiyatlı bir hukukçu olmanın gereğidir. Zira mevcut durumda mal rejiminin tasfiyesi davalarında zamanaşımı süresi 10 yıldır gibi kesin bir ifadeyi sizin veremeyeceğiniz gibi bizler de kendi görüşümüz doğrultusunda 1 yıldır veya şu kadardır gibi kesin bir görüş bildiremeyiz. Yaptığımız yasal boşluğun nasıl doldurulması gerekeceğine dair yorumdur, hukuki tartışmadır. Tartışmayı izleyenlerin yanılmaması açısından vurgulamak istedim.
Saygılarımla..