Mesajı Okuyun
Old 28-12-2022, 10:53   #7
ravunos

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan E.YILMAZ
Öncelikle cevabınız için teşekkür ederim.

Yargıtayın güncel kararı da aynı yönde.
Ancak içtihatla dayanak dosyalar önceden orman vasfında ikrn hazineye geçen yani kişinin mülkiyeti olmayan durumlar için geçerli. Sultanbeyli de ise taşınmaz kullanım kadastrosundan önce özel mülkiyete tabi idi. Yani tapulu mülk idi. Hal böyle olunca söz konusu içtihadın uygulanması durumunda mülkiyet hakkına açıkça müdahale edilmiş olacağı kanaatindeyim. O nedenle 10 yıl içinde tapu iptal tescil davası açılınca yanlış tespit ve yolsuz tescil nedeniyle tapu iptal tescil kararı verilmesi gerekir. Ancak emsal karar yoktur. O nedenle sizin de kanaatini almak isterim
7143 Sayılı kanun kapsamında müvekkilin yan yana tapulu iki parselinde kullanım kadastrosu işlemi yapılmıştır. İki parselin üzerinde bulunan bina, belediyeye beyan edilmiş, emlak vergisi ödenen, yapı kayıt belgesi de bulunan ve içerisinde 10'a yakın kiracılı bir bina olmasına karşın bir parselde müvekkilin kaydı tespit edilmesine karşın diğer parselin kullanıcısı belirlenememiştir. Müvekkil bu durumdan kendisine dop payları için ödeme bilgisi geldiğinde haberdar olmuştur. Bu nedenle kadastro tespitine itiraz süresi geçmiştir. Akabinde taşınmaz Sultanbeyli Belediyesi adına tapuda tescil edilmiştir. Tapunun belediye adına kaydedilmiş olması nedeni ile kullanıcı tespitinin yapılması ve mümkün ise tapu iptal ve tescil talebinde bulundum. Taşınmazın tapulu bir taşınmaz olması nedeni ile davaya hazineyi taraf olarak eklemedim. Yapılan keşif ve bilirkişi raporu nazarında taşınmazın 1983 yılından beri müvekkilin kullanımında olduğu uydu görüntüleri, kira sözleşmeleri ve mahalli tanıklar tarafından tespit edildi. Ayrıca ek bilirkişi raporu ile taşınmazın değeri de tespit edildi.

Sultanbeyli Belediyesi cevap dilekçesinde davanın reddini talep etti, önce husumet itirazında bulundu ve davanın hazineye açılması gerektiğini beyan etti, akabinde ise tapunun belediye adına tescilinin kanundan kaynaklandığını beyan ile yasal hasım olduğunu ve yargılama gideri ve vekalet ücretinin tarafına tahmil edilmemesi gerektiğini savundu.

Şu aşamada belediye vekili tarafıma ulaşarak harcı yatırmamız gerektiğini, yasal hasım olduklarını, davanın tapu iptal ve tescil davası olmadığını, kadastro tespitine itiraz olduğunu, kullanıcı şerhinin tapuya işlenmesi halinde dop payının ödenmesi yolu ile taşınmazın tapusunun -hali hazırda tapu sahibi olan - müvekkile verileceğini beyan etmektedir. Mahkeme henüz harcın tamamlanmasına ilişkin bir karar vermedi.

Bu bilgiler ışığında her ne kadar 7143 özel bir düzenleme olsa dahi mahkemenin tapu iptal ve tescil kararı vermesini engelleyen bir durum var mıdır? Müvekkilin tapulu taşınmazının belediye adına tescilinde ki asıl amaç zamanında alınmayan dop paylarının alınmasından ibarettir. Belediye pek tabii tapunun müvekkil adına kaydedilmesinden sonrada dop paylarını talep edebilecektir.

Sizde bu durumda tapu iptal ve tescil kararı verilebilir mi?Yoksa mahkeme kullanıcı tespiti ve tapuya şerh edilmesi yönünde mi bir karar verir. Ayrıca böyle bir durumda belediye yasal hasım olarak değerlendirilir ve yargılama gideri ile vekalet ücretinden sarfınazar edilebilir mi?