Mesajı Okuyun
Old 30-01-2007, 16:08   #2
ISIL YILMAZ

 
Varsayılan Birkaç karar

T.C.

YARGITAY

HUKUK GENEL KURULU

E. 1990/13-473

K. 1991/57

T. 6.2.1991

• ALACAK DAVASI ( Alacağın Temlikle Ödenmiş Olması )

• BORÇTAN KURTULMA ( Temlikin Ödenmesi Yoluyla )

• ALACAĞIN TEMLİKİ ( Borçlunun Borcundan Kurtulması )

• TEMLİK YOLUYLA BORÇTAN KURTULMA ( Borcun Ödenmesi )

818/m.165

ÖZET : Borçlu, alacağını temlik eden 3.kişiye temliknamenin tebliğinden önce ödeme yapmış olup bunun dışında daha önce bir başka kişiye yapılan temliki de ödemiş bulunmasına göre borcundan kurtulmuş olduğunun kabulü gerekir.
DAVA : Taraflar arasındaki "alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; ( Yenimahalle Asliye 3. Hukuk Mahkemesi ) nce davanın kabulüne dair verilen 28.12.1988 gün ve 302-722 sayılı kararın incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmesi üzerine,
Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 4.7.1989 gün ve 1467-4699 sayılı ilamı:
( .. Davacının dava dışı 3. kişi Nevzat Zeydan'dan Ankara 10. Noterliğinin 13.8.1987 tarih ve 48090 sayılı temliknamesiyle, davalıda tahakkuk etmiş ve edecek istihkaklarından 10.000.000 TL. sini temlik ettiği ve bu temliknamenin davalıya 24.8.1987 tarihinde tebliğ edildiği uyuşmazlık konusu değildir.
Anılan temliknamenin tebliğinden önce temlik eden Nevzat Zeydan'a davalı tarafından 13.7.1987 tarihinde 8.404.454.32 TL., 3.8.1987 tarihinde 10.426.441 TL. ödemiştir.
Ayrıca, dava dışı Nevzat Zeydan tarafından, İbrahim Dedeoğlu'na, davacıya yapılan temlikten önce 18.5.1987 tarihinde 35.000.000 TL. davalıda olan istihkakları temlik edilmiş ve aynı tarihte davalıya tebliğ edilmiştir.
Bu temlike istinaden 7.9.1987 tarihinde 13.990.844.85 TL. 27.10.1987 tarihinde 1.766.198.66 TL. 30.12.1987 tarihinde 17.296.784.84 TL. ve 24.3.1988 tarihinde 2.200.000 TL. davalı tarafından tediyede bulunulmuştur.
Böylece temlik eden Nevzat Zeydan'ın davalıda tahakkuk etmiş veya edecek bir alacağı kalmadığı için davacıya davalı tarafından herhangi bir ödeme yapılmamıştır. Temliknamenin davalıya tebliğinden önce 13.7.1987 ve 3.8.1987 tarihlerinde toplam 18.830.895.32 TL. ödenmişsede bu ödeme davacıya yapılan temlikten, temlikin davalıya tebliğinden önce olduğundan davacı bu ödemelerin usulsüzlüğü hakkında iddiada bulunamaz.O halde davalıda, temlik eden Nevzat Zeydan'ın bir istihkak alacağı kalmadığı cihetle, alacağı temellük eden davacının davalıdan bir ödeme isteminde bulunamıyacağı düşünülerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yasaya uygun düşmeyen gerekçelerle, yazılı şekilde ödetmeye karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü :
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, 6.2.1991 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
yarx




T.C.

YARGITAY

19. HUKUK DAİRESİ

E. 2002/7795

K. 2003/5255

T. 21.5.2003

• ALACAĞIN TEMLİKİ ( Alacaklının 3. Şahıs İle Yapacağı Yazılı Temlikname İle Alacağını Borçlunun Rızasını Aramaksızın Temlik Edebileceği )

• BORÇLUNUN RIZASI ( Aramaksızın Alacaklının 3. Şahıs İle Yapacağı Yazılı Temlikname İle Alacağını Temlik Edebileceği )

• TEMLİKNAME ( Alacaklının 3. Şahıs İle Yapacağı Yazılı Temlikname İle Alacağını Borçlunun Rızasını Aramaksızın Temlik Edebileceği )

• KREDİ SÖZLEŞMESİNİN MÜTESELSİL KEFİLİ ( Bankanın Yapacağı Yazılı Temlikname İle Alacağını Borçlunun Rızasını Aramaksızın Temlik Edebileceği )

818/m.109,162

ÖZET : Borcun bizzat borçlu tarafından ifa edilmesinde alacaklının menfaati bulunmadıkça borcun şahsen ifası zorunluluğu yoktur. Borç üçüncü bir şahıs tarafından borçlunun bilgisi dışında tediye edilebilir. Üçüncü şahıs, tediyesi ile alacaklıyı tatmin ettiği miktar nispetinde alacaklının haklarına halef olur. Bu hakların üçüncü şahsa intikali kanundan doğar, alacaklı üçüncü şahıs ile yapacağı yazılı sözleşme ( temlikname ) ile alacağını borçlunun rızasını aramaksızın temlik edebilir.
DAVA : Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, dava dışı V... Bankasının davalının kefaleti ile yine dava dışı Ş... Ltd. Şti.ne kullandırdığı krediden kaynaklanan alacağının tamamının müvekkilince ödenerek, alacağın temlik alındığını, temlik alınan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine davalının itiraz ettiğini iddia ederek itirazın iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı savunmasında, davacıyı tanımadıklarını ve banka tarafından yapılan temliknamenin geçersiz olduğunu beyan ederek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davalı kefilin, bankanın alacağının davacıya geçtiğinden haberi ve muvafakati bulunmadığından temlikin hukuken geçersiz olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Borcun, bizzat borçlu tarafından ifa edilmesinde alacaklının menfaati bulunmadıkça borçlu borcunu şahsen ifaya mecbur değildir. Borç üçüncü bir şahıs tarafından borçlunun bilgisi dışında tediye edilebilir. Üçüncü şahıs tediyesi ile alacaklıyı tatmin ettiği miktar nispetinde alacaklının haklarına halef olur. Bu hakların üçüncü şahsa intikali BK.nun 109. maddesinde öngörülen koşulların varlığı halinde kanundan doğar. Aynı Yasanın 162. maddesi uyarınca alacaklı, üçüncü bir şahıs ile yapacağı yazılı bir sözleşme ile 162. maddede belirtilen ayrıntılı durumlar dışında alacağını borçlunun rızasını aramaksızın adı geçen üçüncü şahsa temlik edebilir.
Somut olayda davacı, dava dışı V... Bankasının kredi sözleşmesinden doğan alacağının tamamını ödeyerek 12.11.1998 tarihinde noterde düzenlenen temlikname ile banka alacağını BK.nun 162 vd. maddelerine göre temlik almıştır.
Bu durumda mahkemece, davalının kredi sözleşmesinin müteselsil kefili olduğu gözetilerek, davacının davalıdan talepte bulunabileceği alacak miktarının, banka kayıt ve defterleri üzerinde bilirkişi aracılığı ile inceleme yaptırılmak suretiyle saptanması, bu yönde alınacak ayrıntılı rapor ve varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddinde isabet görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenle yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün ( BOZULMASINA ), vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdir edilen 250.000.000.-TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 21.05.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.

YARGITAY

19. HUKUK DAİRESİ

E. 1996/2919

K. 1996/5376

T. 29.5.1996

• İBRA ( Temlik edilmiş alacak )

• BORCUN ÖDENDİĞİ İDDİASI ( Alacağı Temlik Alana Karşı da İleri Sürülebileceği )

• TEMLİK ( Borcun Ödendiği Savunmasının Temellük Edene Karşı da İleri Sürülebileceği )

• ALACAĞIN TEMLİKİ ( Borçlunun Def'i Hakkını Temellük Edene Karşı İleri Sürmesi )

• BORÇLUNUN DEF'İ HAKKI ( Alacağın Temlikinde Temellük Edene Karşı İleri Sürülmesi )

• DEF`İ HAKKI ( Alacağın Temlikinde Temellük Edene Karşı İleri Sürülmesi )

• BORÇTAN İBRA ( Alacağın Temlikinde Temellük Edene Karşı İleri Sürülmesi )

818/m.167,113

ÖZET: Borçlu, temlike vakıf olduğu zaman, temlik edene karşı haiz olduğu def'ileri temellük edene karşı da dermeyan edebilir.
Takip konusu borcun takip alacaklısına tamamen ödendiği ve ibra edildiği icra dosyasında mevcut 20.2.1992 tarihli ibraname ile sabit olduğundan, borcun ödeme ve ibra ile sukut ettiğine dair savunmanın, kötü niyet koşulu aranmaksızın, alacağı 23.3.1992 tarihinde temellük eden davacıya karşı da ileri sürülebileceğimn kabulü gerekir.
DAVA VE KARAR : Taraflar arasındaki menfi tesbit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY 19. HUKUK DAİRESİ KARARI:
Davacı vekili, davalı Mustafa Çelik'e olan borçlarını ödeyerek ibraname aldıklarını, ancak davalının icra takibine devam ederek takip alacağını diğer davalıya temlik ettiğini iddia ederek borçlu olmadıklarının tespitini talep ve dava etmiştir.
Davalılar savunmalarında davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece, davalı Mustafa Çelik'in davacıyı ibra ettiği ancak bu ibranın diğer davalıyı bağlamayacağı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Takip konusu borcun davacı tarafından takip alacaklısı davalı Mustafa Çelik'e tamamen ödendiği ve ibra edildiği icra dosyasında mevcut 20.2.1992 tarihli ibraname ile sabit ve çekişmesizdir. B.K.nun 167. maddesi hükmüne göre, borçlu temlike vakıf olduğu zaman temlik edene karşı haiz olduğu def'ileri temellük edene karşı da dermeyan edebilir. Bu durumda davalı Ramazan Yıldızın alacağı 23.3.1992 tarihinde temellük etmesi nedeniyle, davacının borcun ödenerek ibra edildiği yolundakı savunmasını kötüniyet koşulu aranmaksızın alacağı temellük eden davalı Ramazan Yıldız'a karşı da ileri sürebileceği kabul edilerek, adı geçen hakkında açılan davanın da kabulü gerekirken, yazılı şekllde reddinde isabet görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına ( BOZULMASINA ) oybirliğiyle karar verildı.
yarx