Mesajı Okuyun
Old 16-05-2010, 00:12   #58
fidel kadastro

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Armağan Konyalı
Sayın fidel kadastro

Tartışmamızdan ben yarar görmemiş durumdayım: Neyin hakaret sayılacağına karar veremedik.

Yargıtay:
- ''ben böyle emniyetin, adaletin, devletin ....'' diye bir sövgüde hakaret kastı görmüyor.
- Mahkemece karar açıklandığında parmaklıkları tekmeyle kırarak ''Bu nasıl adalet. Bu nasıl mahkeme'' diyen sanığın sözlerini hakaret olarak görmüyor.
- Mahkemece karar açıklandığında mahkeme heyetini alkışlayan sanığın ironik davranışında hakaret görmüyor.

Kanun koyucu ise:
kanun gerekçesinde birine ''kel'' demeyi hakaret olarak kabul ediliyor. Kel olanlar Kanun tarafından korunuyor da kel olmayanlar neden korunmuyor? Ben bunu henüz anlamış değilim.

Ben bile Kanun'u anlamıyorsam vatandaş ne yapsın? Kanunsuz suç ve ceza olmaz; kanunu bilmemek mazeret sayılmaz.

Vatandaş sorarsa ne yanıt vereceğiz? Hakaret nedir? Ne değildir?

Görmediğim Yargıtay kararlarını görmüş olmaktan bile mutluyum. O yüzden durumdan sizin kadar şikayetçi değilim. Neyin hakaret, neyin sövgü olduğu, somut olaya göre belirlenmelidir. Ancak yine de, somut olay ne olursa olsun, sadece nezaket sınırlarını zorlayan ifadelerin suç teşkil etmeyeceğini düşünüyorum. Açıkçası birisi, bu olaya benzer bir olayla önüme gelse, bunun hakaret(sövgü) olmadığını çok rahat bir şekilde kendisine söylerdim. Dolayısıyla benim içim zaten rahat Aşağıya Sahir Erman'ın oğlu ceza hukukçusu Doç.dr. Barış Erman'ın konuyla ilgili bir yazısını ekliyorum.

''...hukuk günümüzde ve ülkemizde standarda bağlanmış sözlere izin verilmesi veya bunların yasaklanması şeklinde işlememektedir.

bir insana kişisel düzlemde yapılan hakaret (şişman, kel, herif vb.) kullanılış şekline ve kime yönelmiş olduğuna yapıldığına göre ifade özgürlüğü çerçevesinde değerlendirilebilmekte veya tahkir (aşağılama) kastı olmadığı gerekçesi ile cezalandırılmayabilmektedir.

buna karşılık resmi kurumlara ve devletin organlarına karşı yapılan hakaretamiz yorumlar farklı maddeler altında değerlendirilmekte ve bunların ifade özgürlüğü kapsamında bulunduğu mahkemeler önünde daha zor ileri sürülebilmektedir. en basitinden geçtiğimiz günlerde baskın oran'a karşı yayın yoluyla sarf edilen bazı sözlerin mahkemeler önünde ifade özgürlüğü kapsamında görülmesi ve sanığın beraat ettirilmesinin ardından aynı sözler hsyk aleyhine kullanıldığında mahkemelerin 300.000 tl tazminata hükmettikleri ve yazarın şimdi de 9 yıl hapis istemi ile açılan bir davayla karşı karşıya kaldığı görülmektedir.

bütün bunların ötesinde, atatürk'ün manevi şahsiyetine karşı işlenen suçlar apayrı bir kanunda düzenlenmiştir ve bu kapsama normalde hiçbir şekilde hakaret teşkil etmeyecek, basit "saygısızlık" düzeyinde ifadelerin dahi girdiği mahkeme kararlarında kendisine yer bulmuştur. atatürk'ten "adam" diye bahsetmek, atatürkçülüğü aşağılayıcı ifadelerde bulunmak dahi atatürk'ün manevi şahsiyetine hakaret olarak
görülmekte ve cezalandırılmaktadır. dahası, bu gibi eylemler hakkında her bir türk vatandaşının tazminat talep etme hakkı bulunduğu mahkemelerce kabul edilmiştir...''