Mesajı Okuyun
Old 15-05-2007, 15:08   #4
Av. Nur Camgöz

 
Varsayılan

T.C.

YARGITAY

11. HUKUK DAİRESİ

E. 2004/12977

K. 2005/10244

T. 24.10.2005

• RÜCUAN TAZMİNAT DAVASI ( Kasko Sigorta Poliçesinden Kaynaklanan )

• CEZA DAVASININ HUKUK DAVASINA ETKİSİ ( Ceza Mahkemesince Suçun Sanıklar Tarafından İşlenmediği Olgusuna Dayalı Verilen Beraat Kararı Dışındaki Kararların Hukuk Hakimini Bağlamaması )

• CEZA MAHKEMESİ KARARININ BAĞLAYICILIĞI ( Hukuk Hakiminin Ceza Mahkemesince Tespit Olunan Kusur Derecesi ve Delillerle Bağlı Olmaması-Ancak Farklı Tespitlerin Adalate Duyulan Güveni Zedelemesi Gerçeği Karşısında Ceza Dosyasının da Hukuk Mahkemsinde İncelenmesinin Gerekmesi )

• KUSUR TESPİTİ ( Ceza Mahkemesince Kusursuz Bulunarak Davalı Hakkında Verilen Beraat Kararının Hukuk Mahkemesinde Görülen Tazminat Davasında Dikkate Alınmasının Gerekmesi )

• TRAFİK KAZALARINDA KUSUR ( Ceza Mahkemesince Kusursuz Bulunarak Davalı Hakkında Verilen Beraat Kararının Hukuk Mahkemesinde Görülen Tazminat Davasında Dikkate Alınmasının Gerekmesi )

• BERAAT KARARI ( Suçun Sanıklar Tarafından İşlenmediği Olgusuna Dayalı Verilen Beraat Kararı Dışındaki Kararların Hukuk Hakimini Bağlamaması )

6762/m.1301

818/m.53


ÖZET : Ceza mahkemesinin kusurun takdiri ve zararın miktarını tayin hususundaki kararının hukuk hakimini bağlamayacağı ancak beraat kararı suçun sanıklar tarafından işlenmediğinin kesin olarak tesbiti olgusuna dayanıyorsa, bu kararın bağlayıcı olacağı kuşkusuzdur. Öte yandan, zarar ve ziyana karar verecek olan hukuk hakimi ceza hukukunun sorumluluğa ilişkin hükümleri ile bağlı olmadığı gibi hukuk hakiminin ceza mahkemesince tespit olunan kusur derecesi ile ve oradaki delillerle bağlı değildir. Ancak, aynı maddi olgulara dayalı olarak ceza ve hukuk mahkemelerince ayrı kusur oranlarının tespiti de adalete duyulan güveni zedeleyeceği kuşkusuzdur. O halde mahkemece aynı konuda ceza mahkemesinde görülmekte olan ve davalılar vekili tarafından delil olarak ileri sürülen ceza dosyası getirtilerek bilirkişi raporları arasında mübayenet bulunmakta ise hal ve telifi cihetine gidilerek sonucuna göre bir karar vermek gerekir.
DAVA : Taraflar arasında görülen davada Ankara Asliye 7.Ticaret Mahkemesi'nce verilen 12.02.2004 tarih ve 2003/76-2004/38 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Deyiş Cesur tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
KARAR : Davacı vekilinin, TTK.nun 1301. maddesi hükmüne dayalı olarak davalılar aleyhine açtığı rücu davası, sonunda mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, mümeyyiz davalılar vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Dava, kasko sigorta poliçesinden kaynaklanan rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, alınan bilirkişi raporuna göre davalı sürücünün 2/8 kusurlu olduğu tespit edilmiş olup, belirlenen hasar miktarının kusuru oranında davalılardan tazminine karar verilmiştir. Dava konusu olayla ilgili olarak açılan ceza davasında ise davalı sürücü kusursuz olduğundan beraatine karar verilmiştir. BK.nun 53. maddesinde ceza mahkemesinin kusurun takdiri ve zararın miktarını tayin hususundaki kararının hukuk hakimini bağlamayacağı ancak beraat kararı suçun sanıklar tarafından işlenmediğinin kesin olarak tesbiti olgusuna dayanıyorsa, bu kararın bağlayıcı olacağı kuşkusuzdur. Öte yandan, zarar ve ziyana karar verecek olan hukuk hakimi ceza hukukunun sorumluluğa ilişkin hükümleri ile bağlı olmadığı gibi hukuk hakiminin ceza mahkemesince tespit olunan kusur derecesi ile ve oradaki delillerle bağlı değildir. ( YHGK. 28.11.2001 T., 1084 K. 10.12.1975 T. E.11,-406 K, 25.11.1983 T. E.4-261/K. 1220 ). Ancak, aynı maddi olgulara dayalı olarak ceza ve hukuk mahkemelerince ayrı kusur oranlarının tespiti de adalete duyulan güveni zedeleyeceği kuşkusuzdur. O halde mahkemece aynı konuda ceza mahkemesinde görülmekte olan ve davalılar vekili tarafından delil olarak ileri sürülen ceza dosyası getirtilerek bilirkişi raporları arasında mübayenet bulunmakta ise hal ve telifi cihetine gidilerek sonucuna göre bir karar vermek gerekirken ceza mahkemesinde kusursuz bulunarak beraat ettiği bildirilen davalıya ait dosyanın getirtilmesinden vazgeçilerek yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda ( 1 )numaralı bentte açıklanan nedenlerle mümeyyiz davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, ( 2 )numaralı bentte açıklanan nedenlerle mümeyyiz davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalılar yararına BOZULMASINA, ödediği teniyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 24.10.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.