Mesajı Okuyun
Old 04-05-2013, 17:48   #42
üye42775

 
Varsayılan

"Karar: Alacaklı tarafından 20.03.2007 tarihinde Kayseri 2. Aile Mahkemesi’nin 2007/263 esas sayılı dosyasında müstakilen tedbir nafakası istemiyle dava açıldığı, anılan bu davanın, mahkemece tesis edilen 19.04.2007 tarih ve 2007/367 K. sayılı kararla, borçlunun alacaklıya karşı açmış olduğu 2007/247 esas sayılı boşanma davası ile birleştirildiği ve mahkemece 04.10.2007 tarihinde oluşturulan ara kararı ile 15.03.2007 tarihi itibariyle ve dava neticelenip kesinleşinceye kadar geçerli olmak üzere alacaklı lehine aylık 200 TL (M.K.’nun 169. maddesi anlamında) tedbir nafakasına hükmedildiği, alacaklı tarafından bu ara kararı gereğince 26.10.2007 tarihinde borçlu hakkında genel haciz yolu ile icra takibine geçildiği

Takibin devamı sırasında, Kayseri 2. İcra Mahkemesi’nin 13.03.2008 tarih, 2007/247 E. 2008/243 K. sayılı ilamıyla boşanma davasının reddine, alacaklının açtığı nafaka davasının kısmen kabulü ile tahsilde mükerrerlik olmaması kaydıyla 04.10.2007 tarihli celsenin (3) nolu ara kararı gereğince dava tarihi olan 15.03.2007’den geçerli olmak üzere aylık 200 TL tedbir nafakasının davacı -karşı davalıdan (takip borçlusundan) alınarak, davalı- karşı davacıya (alacaklıya) ödenmesine karar verildiği ve bu kararın 22.05.2008 tarihinde kesinleştiği tespit edilmiştir. Anılan karar gereğince icra müdürlüğünce 16.06.2008 tarihinde icra emri hazırlanmış, 30.10.2007 takip tarihinden itibaren işleyen nafaka (önce işleyen nafaka hariç) + mahkeme yargılama gideri ile vekalet ücretinin ve ayrıca her ay işleyecek aylık 200 TL İcra emrinin konusunu teşkil eden Kayseri 2. Aile Mahkemesi’nin 13.03.2008 tarih ve 2007/247 Esas 2008/243 karar sayılı ilamında taraflar eş olup, davanın ayrı yaşama nedeniyle alacaklı tarafından açılan bağımsız tedbir nafakası davasını da içerdiği, yapılan yargılama sonunda alacaklı için aylık tedbir nafakasına hükmedildiği görülmektedir. Bu tedbir nafakası T.M.K.’nun 197. maddesi ne dayanılarak verilen nafaka olup, ayrı yaşama sürdüğü müddetçe devam edeceği gerek Dairemizin gerekse Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin uygulamaları ile sabittir. Anılan ilamda hükmedilen tedbir nafakası, T.M.K.’nun 169. maddesinde öngörülen nitelikte olmadığından, nafakanın tahsilini teminen takibin sürdürülmesinde usul ve yasaya uymayan bir yön bulunmamaktadır. Bu itibarla aksi yöndeki icra dairesi kararına yönelik olarak yapılan şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi

Sonuç: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366. ve HUMK.'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 08.03.2010 gününde oybirliği ile karar verildi." (Yar. 12. H.D. 2009/23614 E., 2010/5165 K. ve 08.03.2010 tarihli Kararı)

"Karar: Dayanak ilamdan anlaşılacağı üzere alacaklı ve borçlunun eş oldukları ancak, alacaklının ayrı yaşaması nedeniyle borçlu aleyhine açmış bulunduğu müstakilen tedbir nafakası davasının daha sonra borçlunun açmış bulunduğu boşanma davası ile birleştirildiği ve ilgili mahkemece boşanma davasının reddine, birleştirilen nafaka davası nedeni ile alacaklı lehine 19.11.2004 tarihinden itibaren aylık 400. YTL nafakaya hükmedildiği görülmektedir. İşbu tedbir nafakası TMK'nun 197. maddesine dayanmakta olup, alacaklı ayrı yaşadığı sürece devam edeceği gerek dairemizin, gerekse Yüksek Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin uygulamaları ile sabittir. Diğer bir anlatımla, mahkemesince hükmedilen işbu nafaka TMK'nun 169. maddesinde öngörülen tedbir nafakası olmadığından, mahkemenin aksine görüşünde isabet yoktur. O halde, şikayetin reddi yerine kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.

Sonuç: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 336 ve HUMK. 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 24.11.2006 gününde oybirliği ile karar verildi." (Yar. 12. H.D. 24.11.2006, 18876/22114 sayılı Kararı)