Mesajı Okuyun
Old 07-08-2007, 18:36   #6
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

Kam.K.nun 14. maddesi açıkca " iştirak halinde ve müşterek mülkiyette paydaşların tek başına dava haklarının bulunduğunu " kabul etmiştir. Madde metninden hernekadar bu imkanın idari davada geçerli olduğu gibi bir anlam
çıkartılabilse de, Yargıtay öteden beri paydaşın tek paşına kendi payı yönünden bedel davası açabileceğini kabul etmiş v e uygulama bu şekilde yerleşmiştir.

Dikkat edilirse, paydaş tek başına ancak kendi payına isabet eden miktar yönünden dav a açabilir. Yoksa müd. önlenmesi gibi türk terekeyi temsilen bedel dav ası açması imkanı bulunmamaktadır. Sayın (korayad) ın yayınladığı kararlarda tüm tereke adına hareket edilmesi durumunun var olduğunu sanıyorum.Nitekim 2. kararda bu husus açıkca ifade edilmiştir. Dava tü m püylar için açılırsa veya hakim tüm paylar için karar verirse o takdirde elbette paydaşların tü münün katılımı aranacaktır. Yoksa paya hasren açılan bir davada engel olmadığı kanısındaym.

Saygılarımla.

T.C.

YARGITAY

5. HUKUK DAİRESİ

E. 2003/12539

K. 2003/14510

T. 17.12.2003

KAMULAŞTIRMASIZ ELATMA DAVASI ( Bu Sebeple Açılan Bedel Davalarında Taşınmazın Öncelikle Vasfının Belirlenmesi-Aynı Zamanda Elatmanın Önlenmesi Davası da Açılabilmesi )

• İŞTİRAK HALİNDE MÜLKİYET ( Bu Durumunda Zorunlu Dava Arkadaşlığının Olması-Her Paydaşın Bağımsız Dava Açabilmesi )

• DAVA ARKADAŞLIĞI ( İştirak Halinde Mülkiyet Durumunda Zorunlu Dava Arkadaşılığının Bulunmaması )

• KAMULAŞTIRMA DAVALARI ( Bu Davalarda Paydaşlar Arasında Zorunlu Dava Arkadaşlığının Olmaması-Her Paydaşın Bağımsız Olarak El Atmanın Önlenmesi ya da Bedelin Tahsili Davası Açabilmesi )

1086/m.43

4721/m.701

ÖZET : Kamulaştırmasız el atma nedeniyle bedelin tahsili davası açılabileceği gibi, el atmanın önlenmesi davası da açılabilir.
İştirak halinde mülkiyet durumunda zorunlu dava arkadaşlığı yoktur. Her paydaş bağımsız dava açabilir.
DAVA : Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacılar vekili yönünden verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekilince temyiz edilmiştir. Yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli değildir. Şöyle ki;
1-Kamulaştırmasız el atma sebebiyle açılan bedel davalarında, taşınmazın öncelikle vasfının belirlenmesi gerekir. Taşınmazın arsa niteliğinde kabulü için, ilgili Belediye'den, belediye imar planı içerisinde olup olmadığının, olmadığı takdirde belediye ve mücavir alan sınırları içerisinde bulunup bulunmadığının, belirtilen sınırlar içerisinde bulunması halinde, etrafının meskun olup olmadığının ve belediye hizmetlerinden yararlanıp yararlanmadığının sorulması gerektiğinin gözetilmemesi,
2-Taşınmazın, belirlenen vasfına göre arsa olması halinde, dava konusu taşınmaza yakın yerlerden benzer yüzölçümlü serbest alım satımı yapılan emsal taşınmaz kayıtlarını ibraz etmeleri hususunda taraf vekillerine mehil verilmesi ve ayrıca aynı özelliklere sahip satışlara ait emsal kayıtların ilgili Tapu Sicil Müdürlüğü'nden re'sen getirtilmesi ve emsal karşılaştırması suretiyle değerinin biçilmesi, taşınmazın arazi vasfında olması durumunda ekilebilecek ürünlere ait dekar başına verim miktarlarının ilgili İlçe Tarım Müdürlüğünden değerlendirme tarihindeki kg. satış fiyatlarının da Hl Müdürlüğünden getirtilip, ikisi teknik ve biri de mülk sahibinden teşkil olunacak bilirkişi kurulu eşliğinde keşif yapılmadan eksik inceleme ile hüküm kurulması
3-Davacılar vekili, 12.05.2003 havale tarihli ıslah dilekçesi ile öncelikle, kamulaştırmasız el atma nedeniyle taşınmaz bedelinin tahsilini ve davacıların hisselerinin topudan terkinini, bu mümkün olmadığı takdirde, davalının taşınmaza vaki müdahalenin önlenmesi ile ecrimisil bedelinin tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
16.05.1956 gün 1-6 Esas ve Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararına göre, kamulaştırmasız olarak taşınmazına el konulan kişi, ilgili kamu tüzel kişisi aleyhine el koymanın önlenmesi davası açılabileceği gibi, bu eylemli duruma razı olduğu takdirde taşınmaz değerinin tahsili davası da açabilir.
Davacılar vekili ıslah dilekçesinde, İçtihadı Birleştirme Kararında yazılı her iki davayı terditli olarak açtığından, mahkemece davacıya mehil verilmek suretiyle davasını hangi sebebe hasrettiği, diğer bir deyişle, men'i müdahale mi? yoksa, taşınmaz bedelini mi? istediği açıklattırılmalı, daha sona yapılacak keşif sonucu alınacak rapora göre davanın hasredildiği neden yönünden, esastan incelenip karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
4-Kamulaştırma davalarında paydaşlar arasında zorunlu dava arkadaşlığı yoktur. İştirak halinde malik olsalar dahi, her paydaşın bağımsız olarak, kamulaştırmasız el atma nedeniyle, el atmanın önlenmesi ya da bedelin tahsili davası açabileceği gözetilmeden davanın reddine karar verilmesi,
Doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün açıklanan nedenle HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde ödeyene geri verilmesine, 17.12.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.
(KAZANCI)