Mesajı Okuyun
Old 14-01-2013, 20:44   #13
Av. Aykut Toklu

 
Varsayılan

Sayın Gök; temlik bir alacağın bir alacaklıdan diğer bir alacaklıya geçmesi durumudur.

"Alacağın temliki, hukuki bir işleme dayalı olarak bir alacağın bütün hak ve vecibeleri ile birlikte alacaklıdan (temlik eden, devir eden) başka bir kişiye (temellük eden, temlik alan, temlik edilen, devir alan) devir edilmesi. Değişik amaçlarla yapılan temlik, genellikle tediyenin sağlanması (borcun ödenmesi) için yapılmaktadır."

Yani temlik zaten devirdir aslında. Bu durumda zaten yeni alacaklı aslında kendi de BORÇLUDUR ve kendini bu sorumluluktan kurtarmak ve yine bu borcun bir bakıma yasal yollardan ödenmesini sağlamak için borcu bankaya ödeyerek borlu sıfatından alacaklı sıfatına geçer.

Aslında baya iddialı yazmışsınız ama HALEFİYET sözcüğünün anlamından bile bihaber olduğunuz açık sayın meslektaşım kusura bakmayın...

Halefiyet; TDK daki basit anlamı ile BİR BAŞKASININ YERİNE GEÇMEKTİR. Ancak sizin bu konuda kaçırdığınız bir takım unsurlar var. Burada bir halefiyet yok. Çünkü gerek KEFİL gerekse 3. Kişi ASIL BORÇLUNUN borcunu ödeyerek borcu bankadan temlik alır yani devralır. Burada borcun nereye nasıl ödenmiş olması önemli değildir.

Buradaki tek halefiyet Bankanın yerine geçme olabilir. Yani borcu ödeyen 3. kişi bankanın yerine geçmiş sayılabilir ama bu durumda bir şahsın banka yerine yani bir gerçek kişinin tüzel kişi yerine geçmesi mümkün olmayacağından TÜM KANUNLAR VE MEVZUATTA DA düzenlenmiş olduğu gibi TEMLİK hükümlerine göre iş yapılır...

Malesef sizin halefiyet iddianız geçersiz. Nasıl oluyor da "Sona ermiş bir alacağın temliki yapılamaz kanaatindeyim.Dolayısıyla temlik geçersizdir. Burada halefiyet esasları gereği 3.kişinin asıl borçlu ve kefile rücu hakkı doğmaktadır." bu kadar net bir cümle yazabiliyorsunuz hayret ettim. Resmen HUKUK yaratmışsınız!