Mesajı Okuyun
Old 28-08-2006, 12:47   #3
hukukçu42

 
Varsayılan

Özellikle Hatay' da %0,5 lik sınırın aşıldığı ve bu nedenle yabancılara toprak satışının durdurulduğu dikkate alınırsa durumun vahameti ortadadır.

Alıntı:
Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü'nün web sitesindeki 15 Nisan 2005 tarihli yabancı uyruklu gerçek kişilere ait istatistiki rapora göre, 71 ülkeden 52 bin 818 kişiye 49 bin 567 taşınmaz satılmıştır. Satılan arazi 267 milyon 423 bin 858 metrekaredir. 4 bin 827 kişinin aldığı binalı toprak ise 3 milyon 93 bin 37 metrekaredir. Toplam olarak 272 milyon 511 bin 493 metrekare arazi yabancılara satılmıştır. Tapulamaya intikal etmeyen ve yabancı sermayeli şirketlerin toprak alımları kayıtlı değildir. Bu nedenle gerçek satışları tespit edebilmek mümkün değildir. (Kaynak: Öncevatan gazetesinin 28/08/2006 tarihli baskısı)

Alıntı:
Araplar birinci Almanlar ikinci
Taşınmazların toplam yüzölçümü büyüklüğüne göre en büyük paya 241.467.705 metrekare alanla Suriye uyruklular sahip. Suriye uyrukluları 7.515.874 metrekare ile Almanya, 4.724.552 metrekare ile Lübnan, 4.279.531 metrekare ile Yunanistan, 3.664.104 metrekare ile İngiltere, 2.821.824 metrekare ile ABD, 2.761.663 metrekare ile Mısır, 841.262 metrekare ile Fransa, 788.103 metrekare ile Avusturya ve 681.420 metrekare ile Hollanda izliyor.

Hatay ve Kilis alarm veriyor

Yabancı gerçek kişilere ait taşınmazların dağılımında alan büyüklüğü açısından ilk sırayı, 117.205.283 metrekare (yüzde 43) ile Hatay alıyor. Hatay’ı 55.030.989 metrekare (yüzde 20.2) ile Kilis, 50.067.410 metrekare (yüzde 18.3) ile Mardin ve 23.050.427 metrekare (yüzde 8.4) ile Gaziantep, 5.473.282 metrekare (yüzde 2) ile İstanbul, 3.483.903 metrekare (yüzde 1.3) ile Muğla, 3.237.154 metrekare (yüzde 1.2) ile Adana, 2.652.082 metrekare (yüzde 1) ile Antalya, 2.325.332 metrekare (yüzde 0.9) ile İzmir ve 1.678.414 metrekare (yüzde 0.7) ile Bursa izliyor.

Daha çok arazi ve bahçe gitti
Rapora göre, Türkiye’de taşınmaz edinmiş olan yabancı uyruklular, Suriye uyruklular dışında 48.543 kişi, bu kişilere ait taşınmaz sayısı 42.644, bu taşınmazların yüzölçümü 31.403.495 metrekare. Taşınmazların nitelikleri açısından yüzölçümü büyüklüğüne göre sıralamasında birinci sırayı 17.521.977 metrekare ile (yüzde 55.80) ile arazi, ikinci sırayı 6.094.332 metrekare (yüzde 19.41) ile bağ ve bahçe, üçüncü sırayı 4.789.482 metrekare (yüzde 15.25) ile arsa, dördüncü sırayı 2.778.923 metrekare (yüzde 8.85) ile konut, beşinci sırayı 166.155 metrekare (yüzde 0.53) ile işyeri ve altıncı sırayı 52.626 metrekare (yüzde 0.17) ile turistik tesis alıyor. Yabancı gerçek kişilerin Türkiye’de sahip oldukları taşınmazların toplam yüzölçümü açısından en büyük paya yüzde 38.92 ile Akdeniz Bölgesi sahip.


Alıntı:
Yahudilerin, Filistin'e yönelik yerleşme, yurt ve bağımsız ülke kurma operasyonları, Temmuz 1882'lerde resmen başlamıştır. Önceleri Batılı Yahudi zenginlerin Filistin'den para ile Yahudiler için Osmanlı'dan toprak satın alma girişimleri ile başlayan bu operasyonlar, Siyonizmin lideri Theodor Herzl'in 1896-1902 yılları arası tam beş defa İstanbul'u ziyaret ederek amacına ulaşmak için yaptığı girişimlerle yeni bir boyut kazanmıştır.(1) II. Abdülhamid, Theodor Herzl'in her teklifini -vaat ettiği para ve medya desteğine rağmen- kesin bir dille reddetmiş, padişah, arkadaşı Newslinski aracılığı ile Theodor Herzl'e şu ültimatomu göndermişti:
"Eğer Bay Herzl, senin arkadaşın ise ona söyle, bu meselede ikinci bir adım atmasın. Ben bir karış dahi olsa toprak satmam. Zira bu vatan bana değil, milletime aittir. Milletim, bu vatanı kanlarıyla mahsuldar kılmışlardır. O bizden ayrılıp uzaklaşmadan, tekrar kanlarımızla örteriz. Benim, Suriye ve Filistin alaylarının askerleri birer birer Plevne'de şehit düşmüşlerdir. Bir tanesi bile geri dönmemek üzere hepsi muharebe meydanında kalmışlardır. Devlet-i Aliyye bana ait değil, Türk milletinindir. Ben onun hiçbir parçasını veremem. Bırakalım Musevîler milyonlarını saklasınlar, benim imparatorluğum parçalandığı zaman, Filistin'i karşılıksız ele geçirebilirler. Fakat yalnız bizim cesetlerimiz parçalanarak, bu ülke taksim edilebilir. Ben, canlı bir beden üzerinde ameliyat yapılmasına asla müsaade edemem.

Okumak ve düşünmek gerek. Saygılarımla