Mesajı Okuyun
Old 12-03-2012, 16:34   #17
Gemici

 
Varsayılan

Alıntı:
sayın gemici
söylediklerinize katılmak veya katılmamak insiyatif konusu ki biz sağlık raporu aldırılsın veya aldırılmasını savunmuyoruz.yukarıda da bir meslektaşımın da yazdığı üzere sinek küçük ama mide bulandırır.sonuçta davacı olan taraf iddiası elbette ispatla mükelleftir ki MK 7.madde herkes iddiasını ispatlamak zorundadır demektedir.eğer ki ortada akli mamelekin kaybı söz konusu ise bu husus yargılama da alınacak bir rapor ile sabit hale gelecektir.bu durum tamamı ile (amiyane bir tabirle)eşeği sağlam kazığa bağlamaktır.açık konuşmak gerekirse daha doğru bir örnekleme yapmanızı beklerdim.zira papa dediğiniz şahsın katolik dünyası ile doğruyu söylüyor olması ve tüm katoliklerin onun yanlış söylemez diye ona inanmasının hukuken bağlayıcı olmadığını herkes bilebilecektir.sonuçta papa hukuki bir iş yapmıyor.yapacak olsa belki o durumda da rapor istenecektir.bunu siz,ben veya başka birisi bilemez ki bu husus o ülkenin hukuk düzeni ile alakalıdır diye düşünüyorum.o zaman 20 yaşında olan ve görüntüsünden akli mamelekleri neredeyse yok olan birisinden rapor aldırılmasın.bu da mı ayrıcalık?yukarıda da söyledim hukuk karda yürüyüp izini belli etmektir.o yüzden ben yaşa bakmadan bu durumun ayrımcılık olduğunu düşünmüyorum.sonuçta noter dediğimiz şahıs hukuk okumayan veya hukukun anlam ve önemi anlamayan birisi değil.

Sayın garani,

isterseniz yazdıklarınızı tek tek irdeliyelim:
1. söylediklerinize katılmak veya katılmamak insiyatif konusu ki biz sağlık raporu aldırılsın veya aldırılmasını savunmuyoruz.
Benim notum: ben yazdıklarıma katılın veya katılmayın demiyorum; belirtmek istediğim sadece ve sadece yasanın kişilere belirli bir yaştan sonra(18)fiil ehliyeti tanıdığı ve bu fiil ehliyetinin son bir yaş sınırının olmayışı. Belirli bir yaştan sonra somut duruma bakmadan herkesten sağlık raporu istenmesinin yasaya aykırı olduğu. Siz buna karşı diyorsunuz ki, ama noterler ve mahkemeler başka türlü davranıyor. Benim buna cevabım: Noterin veya hakimin ne istediği beni alakadar etmaz. Çünkü hem noter hem de hakim hukukun bağlayıcılığı ilkesinin gereği olarak yasaya uymak zorundadırlar. Bunu yapmadıkları zaman keyfi hareket etmiş olurlar. Kaynağını yasadan almayan uygulamalara karşı tavır koyma konusunda Sayın Av. Ömer Kavili ve hukukçu kişiliklerine saygı duyduğum daha birçok THS içi ve THS dışı hukukçunun davranışlarını gösterebilirim.

2. Sineğin küçük ama mide bulundurucu olması ve eşeği sağlam kazığa bağlamak:
Benim notum: Sinek sadece mide bulandırıcı değildir, belirli durumlarda sağlığa zararlıdırda. Böyle olunca da, kaynağını yasadan almayan, sadece hakimlerin ve noterlerin uygulamasından alan bir pratik hukuk devletinin sineğidir. Hukuk devletinin midesini bulandırır ve sağlığını bozar. Eşeğin bağlanması gereken sağlam kazık, hukuktur ve yasadır, hakimin veya noterin uygulaması değil.

3. daha doğru bir örnekleme yapmanızı beklerdim.zira papa dediğiniz şahsın katolik dünyası ile doğruyu söylüyor olması ve tüm katoliklerin onun yanlış söylemez diye ona inanmasının hukuken bağlayıcı olmadığını herkes bilebilecektir.sonuçta papa hukuki bir iş yapmıyor.
Benim notum: alıntıladığım pasajı yazmadan önce Google veya başka bir arama mororuna 'Vatikan Devleti' kavramını verip neticlere baksaydınız fena olmazdı. Siz zahmetten kurtarmak için belirteyim: Vatikan devletlerarası hukuk kurallarına göre bir devlet olarak tanınmıştır ve Papa bir anayasası ve yasaları olan bu devletin başkanıdır. Papanın buradaki fonksiyonu, Türkiye Cumhuriyetinin Cumhurbaşkanı ve diğer ülkelerin devlet başkanları ile ile aynıdır. Papanın yaptığı bir işlemin hukuki bağlayıcılığı yok dediğiniz zaman Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanının da yaptıklarının hukuki bir bağlayıcılığı yok demek zorunda kalırsınız.

4. sonuçta noter dediğimiz şahıs hukuk okumayan veya hukukun anlam ve önemi anlamayan birisi değil.
Benim notum: Noter hukuk okumuş bir kişidir, bir asliye mahkemesi veya sulh mahkemesi hakimi de hukuk okumuş bir kişidir, bir yargıtay ve anayasa mahkemesi hakimi de hukuk okumuş bir kişidir; buna rağmen saydıklarımın hepsinin de verdikleri kararlar bir üst merci tarafından denetlenir. Demek ki sadece hukuk okumuş olmak yetmiyor, yetmiş olsaydı denetime gerek kalmazdı.

Saygılarımla