Mesajı Okuyun
Old 28-11-2008, 23:43   #2
m_argun

 
Varsayılan 1. mesaj

Merhabalar sayın meslektaşım.

Yaklaşık bir hafta önce 0 km Op.. Co... marka bir Alman aracı aldım. Aracımı yıkamacıya verdim geçen gün, onlar fark etmişler. Aracın tavan ve 4 kapısındaki boyalar atmaya başlamış. Konuyla ilgili detaylı bir araştırma yaptım. Bazı yargıtay kararlarında benimkisi gibi boya atması olayının gizli bir ayıp olduğu, bu tür gizli ayıplarda ihtar çekme zorunluluğu olmadığı, aracın değiştirilmesi yönündeki seçimlik hak talebimi ayıbın nevinin tespitinden sonra dahi kullanabileceğimi, dava sonunda karşı tarafın benden kullanım bedeli talep edemeyeceğini, buna ilişkin herhangi bir yasal düzenleme olmadığını, benim baştan aracı teslim etme zorunluluğumun olmadığını gördüm. Periyodik bakımının serviste yapılmaması vs hususlarla aracın garanti kapsamından çıkmasının konuyla ilgisi yok. Araç zaten en başından hatalı/ayıplı olduğu için siz değiştirme talebinde bulunuyorsunuz. Araçtaki arıza gizli ayıpsa yargıtay ihtarname aramıyor. Yok açık ayıpsa teslim tarihinden itibaren 15 gün (yeni düzenlemeyle 30 gün) içinde ihtarname çekmek gerektiğini söylüyor. Yalnız yargıtay da hemen hemen tüm arızaları gizli ayıp kabu etmiş.

T.C.

YARGITAY

13. HUKUK DAİRESİ

E. 2001/11921

K. 2002/1159

T. 5.2.2002

• SEÇİMLİK HAK ( Tüketicinin Satın Aldığı Malın Ayıplı Olduğunun Anlaşılması Halinde Seçimlik Hakkının Olması )

• AYIPLI MAL SATIN ALINMASI ( Tüketicinin Seçimlik Hakka Sahip Olması )

• TÜKETİCİNİN SEÇİMLİK HAKKI ( Tüketicinin Satın Aldığı Malın Ayıplı Olduğunun Anlaşılması Halinde Seçimlik Hakkını Kullanabilmesi )

• GİZLİ AYIP ( Tüketicinin Aldığı Malın Gizli Ayıplı Olması Halinde Tüketici Süre Sınırı Tanımaksızın Tercih Hakkını Kullanabilmesi )

1086/m.74

4077/m.4

ÖZET : Tüketici, satın aldığı malın ayıplı olduğunun anlaşılması halinde, satıcıdan verdiği bedelin iadesini veya ayıp nisbetinde bedelin tenzilini veya ayıbın giderilmesi için gerekli onarımın yapılmasını veya aracın yenisi ile değiştirilmesini tercih hakkına sahiptir. Açık ayıplarda tüketici bu haklardan herhangi birini malın kendisine teslim tarihinden itibaren 15 gün içinde satıcıya bildirmekle yükümlü olup, ayıpların gizli ayıp olması halinde bu 15 günlük sınır olmaksızın tercih hakkını kullanabilir. Satıcı tüketiciyi bu haklarından herhangi birini kullanmaya zorlayamaz.
DAVA : Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşuldu düşünüldü:
KARAR : Davacı, satın aldığı L.. R.. marka yeni aracını 4.1.2000 tarihinde teslim alıp kullanmaya başladığını ilk defasında aracın kilometre göstergesindeki sorun nedeniyle 11.1.2000 tarihinde servise başvurup şikayetinin giderdiğini daha sonra aracın kaportasında pas çıkması ve boya kabarması, menteşelerinde paslanma, arka silgeçte yırtık şikayeti ile 26.1.2000 tarihinde servise başvurduğunu servisin boya yapılması gerektiğini söylediği ancak boya yapılmasına muvafakat etmediğini bildirerek aracı servise bıraktığı, mahkemece yaptırdığı tesbitte bilirkişi araçta gizli ayıplı imalat olduğunu bildirdiği bu rapora istinaden aracın ayıpsız yenisi ile değiştirilmesi talebinin satıcı tarafından yerine getirilmediği bu yüzden aracın aynı model ve ayıpsız olan yenisi ile değiştirilmesini mümkün değilse bedelinin ödenmesini ayrıca yaptığı telefon, taksi masrafı olarak 300 milyon liranın ödetilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı araçta gizli ayıplı imalat olmadığı Tüketici Kanununa göre yasal 15 günlük süre içinde başvurmadığından tercih hakkını kaybettiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
Mahkemece 23.7.2001 tarihli bilirkişi raporuna istinaden araçta gizli ayıplı imalat olduğunun kabulü ile bu ayıptan dolayı satış bedelinden 1.139.098.809 TL. indirilerek bu miktarın davalıdan alınıp
Davacıya verilmesine, aracın yenisi ile değiştirilmesi ve telefon taksi gider taleplerinin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı 29.12.1999 tarihli satış sözleşmesi ile 6.378.953.000 TL. bedelle L.. R.. marka 0 kilometre aracı 4.1.2000 tarihinde satın aldığı ilk defasında KM göstergesindeki şikayeti nedeniyle 11.1.2000 tarihinde servise başvurduğu, orijinal parça ile değiştirilerek şikayetinin giderildiği, daha sonra iki arka kapı ve bagaj menteşelerinde pas bulunması ve boya kabarması, sol arka teker üstü kaportada kaza boya kabarması ve arka silgecin yırtık olduğu şikayeti ile 26.1.2000 tarihinde servisine başvurduğu düzenlenen 26.1.2000 tarihli faturada KM göstergesinin değiştiği, döşemelerin lekeli olup değiştirildiği, direksiyonda sola sapma nedeniyle yeniden sökülüp takıldığı, fonksiyon ayarı yapıldığı belirtilmiştir. Davacı paslanma ve boya kabarması için boya yapılması gerektiği bildirilmesi üzerine boyaya müsaade etmediğini bildirerek aracı servise bıraktığı, bilahere 2000/491 nolu değişik iş dosyası ile 21.2.2000 tarihinde yaptırdığı tesbitte bilirkişinin paslı malzeme kullanılıp iyice temizlenmemesinden boya kabarması ve paslanma olduğu, araçta gizli ayıplı imalat olup yenisi ile değiştirilmesi şeklinde verilen rapora istinaden satıcıdan yenisi ile değiştirilmesi talebi karşılanmayınca dava açarak aracın yenisi ile değiştirilmesi mümkün değilse bedelinin ödenmesi talebi ile davasını açtığı anlaşılmaktadır.
Mahkemece yaptırılan 20.12.2000 tarihli bilirkişi kurulu raporunda araçtaki paslanma ve boya kabarmasının davacının kullanmasından değil, fabrika çıkışı imalat hatası olduğu bildirilmiştir. Mahkemece son olarak Gazi Üniversitesi Öğretim Görevlilerinden oluşturulan bilirkişi heyetinin 23.7.2001 tarihli raporunda ayıpların bir kısmının gizli, bir kısmının açık ayıp olduğu, aracın kaporta ve menteşelerdeki boya kabarması ve paslanmanın davacının kullanımından kaynaklanmayıp fabrikasyon hatası olduğu, gizli ayıplı imalat olduğu ancak bu ayıbın araçtan beklenen faydayı ortadan kaldırmadığını, tamirle düzelebileceği, aracın yenisi ile değişmesinin gerekmediği, davacının araçla 1132 KM yol yaptığı da gözetilerek 1.139.098.809 TL.nin satış bedelinden tenzili gerektiği şeklinde rapor verilmiş mahkeme bu rapora istinaden satış bedelinden 1.139.098.809 TL. indirilmesine bu miktarın davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar vermiştir. Oysa davacının tenzil talebi olmadığı dava dilekçesinin incelenmesinden anlaşılmaktadır.
4077 sayılı tüketicinin korunması hakkında kanunu/4.maddesi hükmü uyarınca tüketici satın aldığı malın ayıplı olduğunun anlaşılması halinde satıcıdan verdiği bedelin iadesini veya ayıp nisbetinde bedelin tenzilini veya ayıbın giderilmesi için gerekli onarımın yapılmasını veya aracın yenisi ile değiştirilmesini tercih
hakkına sahiptir. Açık ayıplarda tüketici bu haklardan herhangi birini malın kendisine teslim tarihinden itibaren 15 gün içinde satıcıya bildirmekle yükümlüdür. Ancak ayıpların gizli ayıp olması halinde bu 15 günlük sınır olmaksızın tercih hakkını kullanabilir. Satıcı tüketiciyi bu haklarından herhangi birini kullanmaya zorlayamaz. Davacı tercih hakkını aracın yenisi ile değiştirilmesi mümkün değilse bedelinin ödenmesi olarak kullanmıştır. HUMK. 74. maddesi hükmüne göre hakim taleple bağlı olup ve talep dışında karar veremez.Gerek tarafların yaptırdıkları tesbit dosyalarındaki bilirkişi raporlarında gerekse mahkemece yaptırılan bilirkişi raporlarında araçtaki paslanma ve boya kabarmasının davacının kullanımından kaynaklanmayıp fabrikasyon çıkışlı gizli ayıplı imalat hatası olduğu açıkça ifade edildiğine göre, davacının talebi doğrultusunda aracın ayıpsız olan yenisi ile değiştirilmesine karar verilmesi gerekirken talep dışına çıkılarak satış bedelinden tenziline karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan sebeplerle kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 5.2.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.

T.C.

YARGITAY

13. HUKUK DAİRESİ

E. 2001/11921

K. 2002/1159

T. 5.2.2002

• SEÇİMLİK HAK ( Tüketicinin Satın Aldığı Malın Ayıplı Olduğunun Anlaşılması Halinde Seçimlik Hakkının Olması )

• AYIPLI MAL SATIN ALINMASI ( Tüketicinin Seçimlik Hakka Sahip Olması )

• TÜKETİCİNİN SEÇİMLİK HAKKI ( Tüketicinin Satın Aldığı Malın Ayıplı Olduğunun Anlaşılması Halinde Seçimlik Hakkını Kullanabilmesi )

• GİZLİ AYIP ( Tüketicinin Aldığı Malın Gizli Ayıplı Olması Halinde Tüketici Süre Sınırı Tanımaksızın Tercih Hakkını Kullanabilmesi )

1086/m.74

4077/m.4

ÖZET : Tüketici, satın aldığı malın ayıplı olduğunun anlaşılması halinde, satıcıdan verdiği bedelin iadesini veya ayıp nisbetinde bedelin tenzilini veya ayıbın giderilmesi için gerekli onarımın yapılmasını veya aracın yenisi ile değiştirilmesini tercih hakkına sahiptir. Açık ayıplarda tüketici bu haklardan herhangi birini malın kendisine teslim tarihinden itibaren 15 gün içinde satıcıya bildirmekle yükümlü olup, ayıpların gizli ayıp olması halinde bu 15 günlük sınır olmaksızın tercih hakkını kullanabilir. Satıcı tüketiciyi bu haklarından herhangi birini kullanmaya zorlayamaz.
DAVA : Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşuldu düşünüldü:
KARAR : Davacı, satın aldığı L.. R.. marka yeni aracını 4.1.2000 tarihinde teslim alıp kullanmaya başladığını ilk defasında aracın kilometre göstergesindeki sorun nedeniyle 11.1.2000 tarihinde servise başvurup şikayetinin giderdiğini daha sonra aracın kaportasında pas çıkması ve boya kabarması, menteşelerinde paslanma, arka silgeçte yırtık şikayeti ile 26.1.2000 tarihinde servise başvurduğunu servisin boya yapılması gerektiğini söylediği ancak boya yapılmasına muvafakat etmediğini bildirerek aracı servise bıraktığı, mahkemece yaptırdığı tesbitte bilirkişi araçta gizli ayıplı imalat olduğunu bildirdiği bu rapora istinaden aracın ayıpsız yenisi ile değiştirilmesi talebinin satıcı tarafından yerine getirilmediği bu yüzden aracın aynı model ve ayıpsız olan yenisi ile değiştirilmesini mümkün değilse bedelinin ödenmesini ayrıca yaptığı telefon, taksi masrafı olarak 300 milyon liranın ödetilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı araçta gizli ayıplı imalat olmadığı Tüketici Kanununa göre yasal 15 günlük süre içinde başvurmadığından tercih hakkını kaybettiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
Mahkemece 23.7.2001 tarihli bilirkişi raporuna istinaden araçta gizli ayıplı imalat olduğunun kabulü ile bu ayıptan dolayı satış bedelinden 1.139.098.809 TL. indirilerek bu miktarın davalıdan alınıp
Davacıya verilmesine, aracın yenisi ile değiştirilmesi ve telefon taksi gider taleplerinin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı 29.12.1999 tarihli satış sözleşmesi ile 6.378.953.000 TL. bedelle L.. R.. marka 0 kilometre aracı 4.1.2000 tarihinde satın aldığı ilk defasında KM göstergesindeki şikayeti nedeniyle 11.1.2000 tarihinde servise başvurduğu, orijinal parça ile değiştirilerek şikayetinin giderildiği, daha sonra iki arka kapı ve bagaj menteşelerinde pas bulunması ve boya kabarması, sol arka teker üstü kaportada kaza boya kabarması ve arka silgecin yırtık olduğu şikayeti ile 26.1.2000 tarihinde servisine başvurduğu düzenlenen 26.1.2000 tarihli faturada KM göstergesinin değiştiği, döşemelerin lekeli olup değiştirildiği, direksiyonda sola sapma nedeniyle yeniden sökülüp takıldığı, fonksiyon ayarı yapıldığı belirtilmiştir. Davacı paslanma ve boya kabarması için boya yapılması gerektiği bildirilmesi üzerine boyaya müsaade etmediğini bildirerek aracı servise bıraktığı, bilahere 2000/491 nolu değişik iş dosyası ile 21.2.2000 tarihinde yaptırdığı tesbitte bilirkişinin paslı malzeme kullanılıp iyice temizlenmemesinden boya kabarması ve paslanma olduğu, araçta gizli ayıplı imalat olup yenisi ile değiştirilmesi şeklinde verilen rapora istinaden satıcıdan yenisi ile değiştirilmesi talebi karşılanmayınca dava açarak aracın yenisi ile değiştirilmesi mümkün değilse bedelinin ödenmesi talebi ile davasını açtığı anlaşılmaktadır.
Mahkemece yaptırılan 20.12.2000 tarihli bilirkişi kurulu raporunda araçtaki paslanma ve boya kabarmasının davacının kullanmasından değil, fabrika çıkışı imalat hatası olduğu bildirilmiştir. Mahkemece son olarak Gazi Üniversitesi Öğretim Görevlilerinden oluşturulan bilirkişi heyetinin 23.7.2001 tarihli raporunda ayıpların bir kısmının gizli, bir kısmının açık ayıp olduğu, aracın kaporta ve menteşelerdeki boya kabarması ve paslanmanın davacının kullanımından kaynaklanmayıp fabrikasyon hatası olduğu, gizli ayıplı imalat olduğu ancak bu ayıbın araçtan beklenen faydayı ortadan kaldırmadığını, tamirle düzelebileceği, aracın yenisi ile değişmesinin gerekmediği, davacının araçla 1132 KM yol yaptığı da gözetilerek 1.139.098.809 TL.nin satış bedelinden tenzili gerektiği şeklinde rapor verilmiş mahkeme bu rapora istinaden satış bedelinden 1.139.098.809 TL. indirilmesine bu miktarın davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar vermiştir. Oysa davacının tenzil talebi olmadığı dava dilekçesinin incelenmesinden anlaşılmaktadır.
4077 sayılı tüketicinin korunması hakkında kanunu/4.maddesi hükmü uyarınca tüketici satın aldığı malın ayıplı olduğunun anlaşılması halinde satıcıdan verdiği bedelin iadesini veya ayıp nisbetinde bedelin tenzilini veya ayıbın giderilmesi için gerekli onarımın yapılmasını veya aracın yenisi ile değiştirilmesini tercih
hakkına sahiptir. Açık ayıplarda tüketici bu haklardan herhangi birini malın kendisine teslim tarihinden itibaren 15 gün içinde satıcıya bildirmekle yükümlüdür. Ancak ayıpların gizli ayıp olması halinde bu 15 günlük sınır olmaksızın tercih hakkını kullanabilir. Satıcı tüketiciyi bu haklarından herhangi birini kullanmaya zorlayamaz. Davacı tercih hakkını aracın yenisi ile değiştirilmesi mümkün değilse bedelinin ödenmesi olarak kullanmıştır. HUMK. 74. maddesi hükmüne göre hakim taleple bağlı olup ve talep dışında karar veremez.Gerek tarafların yaptırdıkları tesbit dosyalarındaki bilirkişi raporlarında gerekse mahkemece yaptırılan bilirkişi raporlarında araçtaki paslanma ve boya kabarmasının davacının kullanımından kaynaklanmayıp fabrikasyon çıkışlı gizli ayıplı imalat hatası olduğu açıkça ifade edildiğine göre, davacının talebi doğrultusunda aracın ayıpsız olan yenisi ile değiştirilmesine karar verilmesi gerekirken talep dışına çıkılarak satış bedelinden tenziline karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan sebeplerle kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 5.2.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.

T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
Esas : 2000/1287
Karar : 2000/1349
Tarih : 21.02.2000
ÖZET : Tüketicinin çeşitli başvurularına, onarım için ayrıca uğraş vermelerine rağmen davalı firma aracın yenisi ile değiştirilmesini kabul etmediğinden, tüketicinin dava konusu aracı onbeş gün içinde davalı tarafa iade etme yükümlülüğü bulunmamaktadır. Davalı satıcının, aracı yenisi ile değiştirmeyi kabul ettiğini açıklaması durumunda, davacı tüketici ayıplı aracı aynı anda iade edip, yenisini alma hakkını kazanabilir. Mahkemenin, hiçbir karşılık almadan davacının elinde bulunan ayıplı malı 15 gün içinde iade etmesinin dava şartı olduğu kabul etmesi hatalıdır.
(4077 s. TKHK. m. 4)
KARAR METNİ :
Taraflar arasındaki malın iadesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilâmda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılardan Gülüzar G. avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:
K A R A R
Davacılar, davalılardan yetkili satıcı E... Otomotiv A.Ş.den 22.10.1996 tarihli fatura ile satın aldıkları 1977 model O... V... marka otomobilin henüz 23 aylık ve 42.000 KM.de iken imalattan kaynaklanan gizli ayıplarının ortaya çıktığını, yetkili servislerce bu ayıpların giderilemediğini öne sürerek otomobilin yenisi ile değiştirilmesine veya sıfır km. değerinin ödetilmesini istemişlerdir.
Davalı O... Türkiye Ltd.Şti. davacılardan Gülizar´ın dava açabileceğini, diğer davacının sıfatının bulunmadığını, araçta gizli ayıpta bulunmadığını, yenisi ile değiştirilme koşullarının gerçekleşmediğini beyanla davanın reddine karar verilmesini savunmuş, diğer davalı ise davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece aracın 22.10.1996 tarihinde satın alındığı, bu arada 42.000 km. yol katedildiği, davacıların ayıplı olduğunu iddia ettikleri aracı 15 gün içinde davalı tarafa iade etmesi şart olduğu halde yerine getirilmediği, bu durumda yenisi ile değiştirilmesinin istenemeyeceği gerekçesi ile davacılardan Gülizar G. davacının esastan, diğer davacı davasının ise husumetten reddine karar verilmiş, hüküm davacı Gülizar G. tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, satılandaki gizli ayıplar nedeniyle yenisi ile değiştirilmesi veya sıfır km.deki değerinin ödetilmesi istemiyle 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun hükümlerine göre açılmış bir davadır. Garanti kapsamındaki otomobil davacıya 22.10.1996 tarihinde satılıp teslim edilmiş, garanti süresinin dolmasından sonra bu dava 21.10.1998 tarihinde açılmıştır. Davanın hukuki dayanağı ise 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 4. maddesindedir.
Anılan yasa maddesinin 1. fıkrasında ayıplı mal tanımı yapıldıktan sonra, 2. fıkrasında malın ayıplı olduğunun anlaşılması halinde tüketicinin tercih hakları belirtilmiş 3. fıkrasında da satılan malın ayıbı gizli nitelikte ise veya ayıp tüketiciden hile ile gözlenmiş ise satıcının 15 gün içerisinde kendisine başvurulmadığını ileri sürerek sorumluluktan kurtulamayacağı hükme bağlanmıştır. 4. fıkrasında da zaman aşımına ilişkin düzenlemeye yer verilmiştir. Dava teslimden itibaren 2 yıllık süre içinde satılandaki gizli ayıp hukuksal nedenine dayalı olarak açılmıştır.
Mahkemece iddia edildiği gibi satılanda tanımlanan şekliyle gizli ayıp bulunup bulunmadığı konusunda hiçbir inceleme ve araştırma yapılmadığı gibi davada öne sürülen gizli ayıpların giderilmesinin mümkün olup olmadığı, mümkün ise nasıl ne miktar giderimle mümkün olacağı da araştırılmamıştır.
Yeri gelmişken hemen vurgulayalım ki dosyadaki belge ve bilgilerden ve dava dilekçesindeki açıklamalardan davacının onarım yönünden öncelikle tercih hakkını kullandığı, ancak onarım yapılarak araç ayıpsız olarak kendisine iade edilemediği için de bu defa yenisi ile değiştirilmesini istediği anlaşılmaktadır. Davacıya tüketici olarak, Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanununun bu imkanı vermediğinin kabulü, B.K.nun alıcıya tanıdığı hakkı bu yasanın tanımadığının kabulü sonucunu doğurur ki böyle bir kabul anılan yasanın amacına aykırı düşer.
Öte yandan davalı taraf davacının müteaddit başvurularına, onarım için ayrıca uğraş vermelerine rağmen aracın yenisi ile değiştirilmesini kabul etmediği için aracı 15 gün içinde davalı tarafa iade verme yükümlülüğü de bulunmamaktadır. Davalının yenisi ile değiştirmeyi kabul ettiği açıklamasından sonra davacı ayıplı aracı aynı anda iade edip, yenisini alma hakkını kazanabilir. Mahkemenin gerekçesinde olduğu gibi hiçbir karşılık almadan davacının elinde bulunan ayıplı malı 15 gün önceden iade etmesinin dava şartı olduğu kabul edilemez. Davalı taraf yenisi ile değiştirmeyi kabul etmesine rağmen davacının ayıplı aracı iadeye yanaşmadığı şeklinde bir savunmada da bulunmamışlar.
Aksine tüm yargılama boyunca gizli ayıp bulunmadığı, davacının yenisi ile değiştirme isteyemeyeceği savunulmuştur. Bu savunma şekli dahi mahkemenin dava şartı gerekçesinin yasal olmadığını göstermektedir.
Değinilen tüm bu açıklamalar ışığında mahkemece konusunda uzman bilirkişi veya kurulun marifetiyle araç üzerinde uygulama yapılarak davadaki ileri sürülen olguların kullanım hatasından mı yoksa imalattan kaynaklanan sonradan ortaya çıkan gizli ayıplar nedeniyle mi oluştuğu saptanmalı, gizli ayıp olduğunun saptanması halinde aracın bu ayıplardan tamamen temizlenmiş olarak onarımın mümkün olup olmadığı , onarımı mümkün ise dava tarihi itibariyle piyasa raiçlerine uygun olarak onarım giderinin ne olabileceği saptanmalı, bu konularda bilirkişi veya kuruluştan dosyadaki tüm belge ve deliller tartışılarak dayanaklarını gösterir şekilde gerekçeli, taraf ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınmalı, sonuçta gizli ayıplar nedeniyle onarımının mümkün olmaması halinde davacının yenisi ile değiştirilmesi veya yeni bedelin ödenmesi talebi kabul edilmeli, onarımın mümkün olması halinde davacının öncelikle onarım tercih hakkını kullanmış olması davalıların onarımı bedelsiz yapma yükümlülüğü gözetilerek çoğun içinde azda vardır kuralı uyarınca onarım bedeline hükmetmekle yetinilmeli, kullanım hatasından kaynaklandığının ve gizli ayıp niteliğinde bulunmadığının saptanması halinde ise davanın reddine karar verilmelidir.
Mahkemenin hiçbir inceleme ve araştırma yapmadan yasanın yorumunda yanılgıya düşerek yazılı gerekçe ile davanın reddine karar vermesi usul ve kanuna aykırı olup, bozma nedenidir.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle temyiz olunan mahkeme kararının temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, 21.2.2000 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Kaynak : Corpus Arşiv

T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
Esas : 1997/9164
Karar : 1997/10305
Tarih : 11.12.1997
ÖZET : Davacının seçimlik hak olarak talep ettiği aracın değiştirilmesini talep edebilmesi için ayıplı malın iade edilmesi şarttır. Bu şart davacı tarafından yerine getirilmediğine göre artık aracın ayıpsızı ile değiştirilmesi talebinde bulunamaz. Bu durumda davacı artık yalnızca ayıp oranında satış bedelinde indirim yapılmasını isteyebilir.
(4077 s. TKHK. m. 4)
KARAR METNİ :
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı şirket ve Oteks Tekstil Sanayii avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR
Davacı, davalı MAİS Motorlu Araçlar İmal ve Satış A.Ş. hakkında açtığı davada; davacı, 5.2.1996 tarihli fatura ile Renault MAİS A.Ş.’nden aracı firma Oteks A.Ş. firması marifeti ile Renault 19 1.8:RTI; HD/AC/AB (Airbag - hava yastığı) metalik kristal renkli otomobil satın aldığını, tarafına teslim edilen otomobilin faturada belirtilen özellikleri taşıması gerekirken düşük vasıflı hava yastığı (Air Bag/AB) olmayan nitelikteki bir otomobil teslim edildiğini, ayıplı malın değiştirilmesi hususunda davalıya yaptığı müracaatların sonuçsuz kaldığını, bunun üzerine, İstanbul ili Tüketici Sorunları Hakem Heyeti Başkanlığına kendisine teslim edilen otomobilin, faturada belirtilen nitelikteki araçla değiştirilmesi talebiyle müracaat ettiğini, Hakem Heyeti Başkanlığı şikayet ve yapmış olduğu talebi doğrultusunda ayıplı malın değiştirilmesi hususunda karar verdiğini, ancak bu karara rağmen davalı tarafından aracın değiştirilmediğini öne sürerek kendisine teslim edilmiş bulunan ayıplı otonun geri alınarak faturada özellikleri belirtilen Renault 19 1.8: RTI ; HD/AC: AB (Airbag- hava yastığı) metalik kristal renkli yeni (0 kilometre) otomobil ile değiştirilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, olayda ayıplı bir mal satışının söz konusu olmadığını, davacının aracı Oteks A.Ş.nden satın aldığını, kendilerine husumet düşmeyeceğini, davacının aracı halen kullandığını savunmuş, davanın reddini dilemiştir.
Davalı MAİS A.Ş. 24.12.1996 tarihli dilekçesi ile satıcı şirket olan Oteks Tekstil San. A.Ş.ne davayı ihbar etmiştir.
Mahkemece; davanın aynen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı şirket ve dava kendisine ihbar olunan Oteks Tekstil Sanayii A.Ş. tarafından temyiz edilmiştir.
1- Kararı temyiz eden Oteks Tekstil Sanayii A.Ş. davada taraf değildir. Harcını vererek davaya asli müdahil olarak da katılmamıştır. Bu nedenle mahkeme kararını temyiz etmeye hakkı yoktur.
Temyiz dilekçesi incelenmeksizin reddi gerekir.
2- Uyuşmazlık satılan malın ayıplı olmasından dolayı 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanuna göre açılmış bir davadır. Anılan Kanununun 4. maddesi 2. fıkrası gereğince ayıplı malın satışından dolayı tüketiciye karşı satıcı, bayi acenta, imalatçı - üretici ve ithalatçı müştereken ve müteselsilen sorumludurlar. Davalı MAIS A.Ş. imalatçı üretici ve ithalatçı müştereken ve müteselsilen sorumludurlar. Davalı MAİS A.Ş. imalatçı - üretici firma olarak satıcı ile birlikte müteselsil sorumlu bulunduğundan husumet itirazı yerinde değildir.
4077 sayılı kanunun 4. maddesinin 1. fıkrası gereğince satıcı tarafından vaadedilen niteliğine aykırı şekilde mal satılmış olması nedeniyle Tüketici Hakem Heyetinin ve Mahkemenin de kabul ettiği gibi ayıplı mal olduğu kuşkusuzdur. Tüketici satılan malın ayıplı olduğunu anladığına göre malı teslim aldığı tarihten itibaren 15 gün içerisinde bu malları satıcı firmaya geri vererek değiştirilmesini veya ödediği bedelin iadesini veya ayıbın neden olduğu değer kaybının bedelden indirimini ya da ücretsiz olarak tamirini talep edebilir. Alıcı bu seçimlik haklardan ayıpsız çeşidiyle değiştirilmesini istemiştir. Davalı davacının tercihini yerine getirmekle yükümlüdür. (TKHK 4/II) Onu bir başka seçeneği tercih etmeye doğrudan ya da dolaylı olarak zorlayamaz. Ancak davacıda bu seçimlik hakkını bildirip ayıplı malı 15 gün içinde davalı tarafa iade etmesi gerekirken iade etmemiştir, veya davalı tarafın aracı geri almaktan imtina etmesi nedeni ileri sürülerek davacı mahkemeden tevdi mahalli tayini talep ederek 4077 sayılı TKHK’da kararlaştırılan iade borcundan kurtulmamıştır. Davacı aracı dava süresince kullanmaya devam etmiştir. Davacının seçimlik hak olarak talep ettiği aracın değiştirilmesini talep edebilmesi için ayıplı malın iade edilmesi şarttır. Bu şart davacı tarafından yerine getirilmediğine göre artık aracın ayıpsızı ile değiştirilmesi talebinde bulunamaz. Bu durumda davacı artık yalnızca ayıp oranında satış bedelinde indirim yapılmasını isteyebilir. Mahkemece bu yön gözetilmeden ayıplı malın kullanıldıktan sonra yenisi ile değiştirilmesine karar verilmiş olması yasaya aykırıdır.
SONUÇ: 1. Bent gereğince dava kendisine ihbar edilen Oteks Tekstil Sanayii A.Ş.nın temyiz dilekçesinin reddine, temyiz olunan kararın 2. bentte açıklanan nedenle davalı MAIS A.Ş. yararına BOZULMASINA, istek halinde peşin harcın iadesine, 11.12.1997 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Kaynak : Corpus Arşiv