Mesajı Okuyun
Old 06-01-2008, 17:54   #6
Av.Ömer KAVİLİ

 
Varsayılan imdat TANIK KORUMA

Alıntı:
Yazan Av.Ömer KAVİLİ
Ünlü tanıklardan birinin, 12 Mart yargılamaları sırasında ishal olduğundan sık sık tuvalete çıkması nedeniyle örgüt toplantısının tümünde hazır olamadığını belirten bir PROFESÖR olduğunu gazeteci UĞUR MUMCU çok yazmıştı.

Diğer bir ünlü tanığın ise, toplantıya katılanların üzerinde dinleme aygıtı olup olmadığını denetlerken kendi belinde dinleme aygıtı ile resmi bir kurumun memuru olarak toplantıdaki konuşmaları kaydeden ve fakat yaptığı ses kayıtlarının karın guruldamaları nedeniyle anlaşılamayan bir başka PROFESÖR olduğunu gazeteci UĞUR MUMCU çok yazmıştı.

(Bu iki prof.'un kimliği Cumhuriyet gazetesi, Yeni Ortam gazetesi, Demokrat gazetesi ve Milli Kütüphane arşivlerinden bulunabilir.)

Şimdi günümüzde ne amaçlanıyor olabilir?



Hukukçu meslekdaşımız hukuku bekleyen tehlikeleri özetlemiş, katılıyorum.

Ömer KAVİLİ
Hukukçu, Yeni sanık

Değerli avukat meslektaşlarım ve herkese,

Bildiğiniz gibi DGM savcısı tarafından hakkımda "Örgüt üyesi olmak" suç tipi bakımından soruşturma vardır. "Örgüt" suçlarında (TCK.220 ve CMK.250 uyarınca) soruşturmayı DGM savcılığı yapmakta ve savcılığın kanıt toplama bakımından "TELEFON DİNLEME, SES KAYIT YAPMA, GÖRÜNTÜ SAPTAMA vb." geniş yetkilerle donatılmış kamu gücünün tehdidi altındayım.

Bunlar yetmezmiş gibi bir de "Tanık Koruma Yasası" mecliste kabul edildi ve yürürlüğe girmek üzere.

Bu yasaya göre tanık olarak dinletilecek "Tanık(!)" ses ve görüntüsü değiştirileceği gibi doğrudan soru sorma hakkım dahi tanığın kimliğini ortaya çıkaracak nitelikte görüldüğünden denilerek hakimlik görevi yapan görevli tarafından engellenebilecektir.

Kimliği benim için gizli tutulacak, benden gizlenecek olan bu tanık inanmak ve güvenmek istiyorumki siz en yakın arkadaşlarım ve dostlarım arasından çıkmayacaktır.

ANCAK, o koşullar altında en yakın arkadaşımın, dostumun hainleştirildiği ve koruma kapsamında mahkemede tanık olarak dinletildiği bir ortamda ADİL YARGILANMAYACAĞIM AÇIKÇA ORTADADIR.

"Ben avukatım müneccim değilim, görmediğim belgelerle savunma yapamam, esasen mahkemeniz dosyasının sayısını bile söyleyememektedir, oysa biz savunma makamı olarak avukat olarak belgelere ve dosya sayılarına, imza ve paraf edilmeyen karalamalara titizleniyoruz, neden titizleniyoruz, çünkü ben örgüt üyesiyim örgüt demek disiplin demektir, örgüt benden hesap sorar örgütüme hesap vermem gerekir, örgütümün standartları vardır, hukuken bunları belirtmek zorundayım"

sözlerimi ağır ceza mahkemesinde söylemiştim.

O cümlelerimi aynen tekrar ediyorum; ben örgüt üyesiyim.

Bu sözü söylediğim için eğer kovuşturma açılırsa o kovuşturmadan korkmam, ANCAK ADİL YARGILAMA İLKELERİNİN YOK EDİLDİĞİ BİR YARGILAMADAN KORKMAK GEREKTİĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM.

Çünkü, sanık olarak aleyhimdeki kanıtların düzgün olup ulmadığını YARGIÇ önünde tartışamaz, özellikle de iddianın dayandığı konuları çürütme hakkımın yok edildiği bir "muhakeme(!) sonunda" bir karar mutlaka verilecektir ancak o karar asla adil olmayacaktır.

Avukat meslektaşlarım,

Adaletin gerçekleşmesine engel olacağı şimdiden belli olan "Tanık Koruma Yasası"na karşı çıkmaya çağırıyorum.

Avukat Ömer KAVİLİ 15638

0532 322 00 23


" Hak, huk, HUKUK; gak, guk, GUGUK!!! "